Evolution Çeviri Fransızca
1,828 parallel translation
Sürekli değişen, doğal harikalarla dolu, şaşırtıcı bir dünya.
C'est Un Monde En constente Evolution, Plein De Merveilles Naturelles,
Ve insan evriminin yönünü değiştirdi.
Et a changé Le cour de L'evolution Humaine.
Büyük bir evrimsel atılım kesinlikle gerekiyordu. Çünkü hayat, başladıktan kısa bir süre sonra bir tekdüzelikte takılır gibi olmuştu.
Et une evolution serieuse s'imposait réellement car peu apres son départ, la vie s'est retrouvée dans une ornière.
Kartopu Dünya'dan sonra yaşamın evriminde neler gerçekleştiğini görmek için Güney Avustralya'ya geldim.
je suis venu Ici, au sud de L'Australie Afin de voir se qui est arrivé a l'evolution de la vie Aprés l'ére Glaciére.
Ama bu hayvan, kocaman bir evrimsel sıçrayış yaptı.
Mais cet animal a causé un bond géant d'ans l'evolution.
Bu hararetli rekâbet, evrimi çılgın bir tempoya sürükledi.
Cette intense competition a guidé L'evolution a une fréquence frenetique.
Ve bu, büyük bir evrimsel şıçramanın yolunu açtı.
De Ce fait, ont conduits vers un pas de Géant dans l'evolution.
Keşfedeceğimiz üzere, gezegenin iklîmini değiştirerek insan evrimini yönlendirdi.
Comme nous allons le découvrir, ça a changé le climat a travers la planete. De ce fait, cela a guidé l'evolution humaine.
Buzulların yol açtığı anî iklîm değişikliği kendi evrimimizin gidişâtını bile etkilemişti.
Les bouleversements climatiques produits par la glace affectent meme le cour de notre propre evolution.
Mutasyon geçirmiş. Neredeyse evrensel.
C'est presque une nouvelle étape de l'évolution.
Allie, formüle bakıyorum da Kevin'in ilerleyişini durduracak bir yol bulabilirsem aynı yolla paslanmaya neden olan bakteriyi de durdurabilirim.
Allison, j'étudie la formule. Si j'arrête l'évolution chez Kevin comme avec la bactérie...
Baxter her gün buradan canlı yayın yapıyordu. İlişki dinamiklerine dair seyirci tepkisini görmek için anket düzenliyordu.
Il diffusait ça et étudiait les réactions des gens à l'évolution des relations.
İnsan evreminin bir sonraki safhası.
Le prochain stade de l'évolution.
İnsan evriminin bir sonraki adımı.
C'est le prochain stade de l'évolution.
İnsan evriminde bir sonraki safha, abartı yok.
Le prochain stade de l'évolution, sans exagération.
Kadınlar uyurken, yüksek perdeli seslere karşı hassastır. Ağlayan bebek sesine bu yüzden uyanırlar.
L'évolution a sensibilisé les femmes aux sons aigus pour qu'elles soient réveillées par les pleurs d'un bébé.
Sicim teorisi hariç, 1930'lardan beri pek bir şey olmadı.
A vrai dire, à part la théorie des cordes, il n'y a pas eu de grosse évolution depuis les années 30.
Evet, ama bizim toplumumuz paradigma değişimine uğruyor.
Mais notre société a rencontré une évolution de ce paradigme.
Tabii ki hepimiz birer hayvanız ama bazılarımız evrim ağacında biraz daha yukarıya tırmanmış durumda.
Nous sommes évidemment tous des animaux, mais certains sont plus proches de la cime de l'arbre de l'évolution.
gezegenlerin hareketleri kendi değersiz hayatlarımızla ilgili işaretler barındırmalıdır.
Le mouvement des planètes est censé signifier l'évolution de notre vie professionnelle ou amoureuse.
Bu batıl davranışlar evrimimizin bir yan ürünü mü?
Ces comportements superstitieux seraient-ils un sous-produit de notre évolution?
ben evrimin tüm tarihini simgeliyorum.
"Je représente l'entière histoire de l'évolution."
Uyanmış Varlıklar, Claymoreların sonunda dönüşeceği şeydir.
L'Éveil est l'évolution ultime des Claymores.
Aynı şekilde kozmologlarda evrenin kökenini araştırıyor. Burada bilim adamları hayatın evriminden en erken dönemlerine ipuçları aramaktadır.
Comme les cosmologistes qui étudient les origines de l'univers, ces scientifiques remontent aux premiers balbutiements de l'évolution de la vie.
Günümüzde, lav Dr. Mclntosh'nın kamerası ile gözleniyor.
Aujourd'hui, la caméra du Dr Mclntosh surveille l'évolution de la lave.
Bir hastayı aldığında ve durumundaki değişiklikleri yazdığında şuraya paraf at.
Mettez vos initiales ici quand vous prenez un patient. Et notez l'évolution de son état, ici, d'accord?
Evrim temeline dayanan bir cevap sana uyar mı?
Une réponse basée sur l'évolution vous convient?
Erkek soyunun şahı O.
C'est l'aboutissement suprême de l'évolution de l'homme.
Diğer olanların yanı sıra arabada olanlar yüzünden. Davanın gelişimini göz önüne alacaklardır diye düşünüyorum.
Pour ce qui s'est passé avec les inspecteurs, il considérera l'évolution de l'affaire et son aboutissement.
Dünyamızı şekillendirmiş hatta insanlığın gelişimine bile yön vermiştir.
Elle a modelé notre Monde..... et Guidé le cour de L'évolution de la race humaine.
İnsanın evriminin gidişâtını bile belirledi yine de geleceğimizi tehdit edebilir.
Elle a meme changé le cour de l'évolution humaine. Il peut également menacer notre avenir.
Güney Afrika'da bulunan fosiller, son 3 milyon yılda nasıl iki büyük evrimsel sıçrama gerçekleştiğini gösteriyor.
Les Fossiles de l'Est Africain montrent comment ces derniers 3 millions d'années ya eu deux grands sauts d'évolution
İkincisi, karmaşık taş aletler yapan ilk atamız Homo Erektus'un evrimiydi.
Plus tard, l'evolution de "Homo erectus",
Ancak işin bir cilvesi olacak fazla istikrâr, evrimi bir monotonluğa sürükler.
Mais il y a un revers curieux. Trop de stabilité, et d'évolution peut s'en rouiller.
Chicxulub meteoritine benzer yıkımlar o esnada yaşamakta olan canlılar için bir felâkettir.
Les catastrophes come la météorite "Chicxulub" Sont un désastres pour les créatures vivantes a se moment là, mais ces catastrophes stimulent l'évolution,
Bu seride de gördüğümüz gibi, büyük çaplı evrimsel değişim başlatan felâketler, dinozor neslinin başına gelenlerle sınırlı değil.
Comme déja vu dans cette série, l'extinction des dinosaures na pas été la seule fois ou une catastrophe a renvoyer l'évolution au point zéro.
Evrimi tetikleyen bu felâket olmasaydı Dünya hâlâ bakteriden öteye gitmeyen canlıların yuvası olabilirdi.
Sans cette catastrophe qui a secouée l'évolution, La Terre serai encore un berceau à rien de plus que des bactéries.
Neslini tükettiğimiz hayvanlar bile, evrimin kesintisiz işleyişiyle sonunda çeşitlilik bakımından eşit düzeydeki yenileriyle değiştirilir.
Même les animaux que nous massacrons serons remplacés par bien d'autres également riche en diversité comme le travail implacable de l'évolution continu.
Eskiden tüketici olanların üretici olmalarına tanıklık ediyoruz ve bu durum, topluma yeni bir ekonomi modeli sunuyor.
l'évolution des consommateurs en producteurs et ça suggère un nouveau modèle économique pour la société.
En başta, La-majör akoru. Sol-majörün karmaşık bir gelişimi mevcut.
Au début, l'accord en do majeur et l'évolution chaotique vers le sol majeur.
Eger bir aktorun hayati bir resimse, hala bitmemis bir eserdir.
La vie d'un acteur est une peinture en constante évolution.
Kalkınma modası içindeki bir Dünya ve bilim ile iç içe yaşayan bir kültür yaratmak için bilim ve kültür bilgimizi kültür ve kültürün nasıl değiştiğiyle fikri birleştirerek nasıl kullanabiliriz?
comment utiliser la science et la technologie ainsi que la culture et son évolution pour créer une culture qui interagisse avec la science et le monde qui nous entoure de manière durable?
Cevabımız türümüzün bilincinde yatıyor ve bu cevap rahatça mavi gezegeni gelecek nesiller için kurtarabilir.
Notre réaction dépend de l'évolution consciente de notre espèce et cette réaction pourrait bien sauver notre chère planète bleue pour les générations à venir.
Bunun adı evrim değil.
Ce n'est pas l'évolution.
Bunun icabına bakacağız. Olacakları biliyorsun değil mi?
C'était aussi mouvementé que Ia tornade qui a frappé Ia classe de MIIe LaIIy, mettant un terme au débat sur l'évolution.
Bu dünyayı bir hevesle sen yarattın ve nasıl bir şey olduğunu görmek için buralarda kaldın.
Tu as créé ce monde pour rire et tu as décidé d'y rester pour voir son évolution. Tu peux détruire le monde d'une simple pensée.
Bazen kendimi şu fikre kanmış buluyorum : "Sans serif yüz yıl boyunca evrilmiş ve nihai ifadesi Helvetica olmuştur."
J'ai parfois du mal à accepter cette idée, que l'évolution sur un siècle de la Sans Serif trouve son expression ultime dans l'Helvetica, car nous savons que ce n'est pas tout à fait vrai historiquement,
Arayıp basın gelişmelerini istedim.
On va m'informer de l'évolution.
Bize ileride evrim nedeni ile insanların serçe parmakları olmadan doğacaklarını söylerdi.
Dans le futur selon lui, l'homme n'aura plus d'auriculaires à cause de l'évolution.
" Sistemi tamamlayacak bir gelişim işlevi.
" Un signe de l'évolution pour achever le système.
- Türün yeni evriminden sorumlusunuz.
... pour une nouvelle évolution de l'espèce.