English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Expert

Expert Çeviri Fransızca

4,111 parallel translation
Babam da CSI.
Mon père est un expert de scène de crime.
Morgan'ın Vegas'ta CSI olacağını kim bilebilirdi.
Eh bien, qui eu cru que Morgan deviendrait une expert scientifique, ici à Vegas.
Kardeş ilişkilerinde kendini uzman olarak görüyorsun biliyorum ama benim kardeşlerimi sandığının yarısı kadar bile tanımıyorsun.
Je sais que tu te considère comme un expert en dynamique fraternel mais tu ne connais pas mes frères, tu ne les connais pas aussi bien que tu penses.
Mantıklı her ölçüte göre ve benim uzman görüşümde.
Une erreur évaluée par qui? Un critère de sagesse et mon opinion d'expert.
- Senin uzman görüşüne göre. İyi haber şu :
Selon votre avis d'expert.
Türkiye ile ilişkiler konusunda uzman mısın? Ben bir polisim.
Vous êtes un expert des affaires turques?
Hayal kırıklığı konusunda artık uzman oldun.
Je dirais que vous êtes devenu un expert de la déception.
Daha önce kostümlü yarışa katılmadık ama iki ile dört arasındaki farkı bilmek için uzman olmak gerekmez.
On n'a pas couru déguisé avant, mais il ne faut pas être un expert - pour différencier 2 jambes de 4. - Il y a une différence.
Stüdyomuzda hukuk bilirkişimiz Faroek Ozgunes ile birlikteyiz.
Avec nous dans le studio, l'expert judiciaire Faroek Özgünes.
Bir tek uzman olması sence de az değil mi?
Ça fait peu un expert, non?
Normalde böyle olmazdı ama bu davadaki uzman bizim jüriye sunduğumuz bir şahit olduğu için sana anlayışla yaklaşmalarını suçsuz bulunmanı sağlayacağımızı düşündük.
Normalement oui, mais dans ce cas, l'expert est un alibi que nous offrons au jury pour transformer sa sympathie envers vous en verdict non coupable.
Uzman görüşünüze göre, bu atışlar hedef alınarak mı yapılmış?
En tant qu'expert, vous pensez que ces tirs ont été vises?
Stüdyomuzda yine hukuk bilirkişimiz Faroek Ozgunes ile birlikteyiz.
Comme notre expert légal, dans nos studios ce soir, Faroek Özgünes.
Bu madde Hollanda'nın sözüm ona uzmanlarının kanıtlanmamış teorilerinin bir tartışmasıdır. Tekrar ediyorum, teoriler.
Elle fera référence à l'article 71, pour lequel elle a fait venir un soi-disant expert des Pays-Bas avec ses théories non fondées.
Yani aptal psikoloji uzmanı Cameron'ı idare mi etti?
Donc Cameron a réussi à tromper l'expert psy?
Filmde bir dinleme uzmanı, dinlediği kadına karşı komploya kulak misafiri oluyordu.
Euh, en bref, un expert en surveillance surprend un complot contre la femme qu'il a mis sur écoute
Dr. Posner, kendisi iklim değişikli konusunda bir uzmandır.
Dr Posner--c'est un expert sur le changement climatique.
Şu da Dave Flynn. Adli tıp uzmanımız ve bu akşamın aşçısı.
Par ici, c'est Dave Flynn notre expert médico-légal et cuisinier de ce soir.
Bir uzmana ihtiyacımız olacak.
On aura besoin d'un expert.
Uzman görüşünün ışığında sizden bunu tekrar düşünmenizi talep ediyorum.
Je vous demande d'y repenser, vue la gravité du témoignage de l'expert.
- İki taraf da uzmanlarını kullansın ve jüri kararı versin.
Que chaque partie ait son expert pour que le jury décide.
Görünen o ki uzmanınız, kendini işine tam anlamıyla verememiş.
Si votre expert n'a pas réussi à finir sa tâche, nous n'y pouvons rien.
Ben, adli bilişim data analizi dalında bir uzmanım.
Je suis expert en analyse de données informatiques.
- Bizim uzmanımız burada olmadığı için meslektaşım bana, davacı tarafın uzmanını kullanmayı teklif etti.
- En l'absence de mon expert, mon estimé ami m'a gentiment prêté celui de l'accusation.
- Uzmanımız bunun üzerinde çalışıyordu. Siz de bizim erteleme talebimizi reddetmiştiniz.
- Notre expert allait prouver cela, d'où notre demande d'ajournement, qui a été refusée.
Uzmanın ifadesi her iki tarafı da etkiliyor.
Le témoignage de l'expert contredit les deux.
Gavin, senden bir şey hakkında uzman görüşü alabilir miyim?
Gavin, je peux vous demander votre avis d'expert?
Uzman olan sensin.
C'est vous l'expert.
Siyah göstermemiş, notta konuyu bildiğine dair bir şey yok.
Pas d'arme exhibée, pas de savoir d'expert sur la note du hold-up.
Müdür Vance... Bu, Metropolitan Polisi'nin adli tıp uzmanı, Ramsey Boone.
Directeur Vance, voici l'expert médico-légal de la police, Ramsey Boone
Ben "hiçbir şey" üzerine uzman sayılırım.
Je suis un expert du rien.
Carl Buford sosyal merkezde koçluk yaptığı ergen çocuklardaki hassas noktaları keşfetme ve kullanmada uzmandı. Bütün merkeze, kendisinin kahraman olduğunu düşündürmeyi başarmıştı.
Carl Buford était un expert pour ce qui est de repérer et d'exploiter les failles des adolescents qu'il coachait à la maison de quartier.
Biraz daha derine inmemizi sağlayabilecek bir plan yapacağım.
Je crois que je vais faire appel à un expert pour nous aider à creuser.
Nasıl oldu da Beverly Hills uzmanı oldun George?
En quoi t'es un expert de Beverly Hills George?
Uzman bir bilirkişi olarak bir iş için adayım.
Je suis candidat pour un travail comme témoin expert.
Neden kimse benden uzman bilirkişi olmamı istemiyor ki?
Pourquoi est-ce que personne ne me demande jamais d'être un témoin expert?
Artık neden uzman bilirkişi işini asla alamayacağını biliyoruz.
Eh bien, on sait pourquoi tu ne l'obtiendras jamais, ce boulot d'expert judiciaire. Hmm.
Uzman bilirkişi işini alacağını düşünüyorsan eğer.
Si tu penses que tu obtienderas un job de témoin expert
Eğer seni uzman bir bilirkişi olarak aramış olsaydım seni geri arardım diyebilir misin?
Si je fais appel à toi comme expert à la cour, tu, disons, me rappeleras?
Herhangi bir vicdani duygu taşımadan, her şeyi göze alarak kazanmak isteyecek bir bilirkişi arıyorum.
Je cherche un expert qui veut gagner coûte que coûte sans aucun scrupule.
Elbette öğrendiğim zaman hemen savcılığa gittim ve onların uzman tanığı olarak işe alındım.
Bien sûr, quand j'ai appris, je suis allée immédiatement aller voir l'accusation et j'ai été engagé comme leur expert.
En iyi uzman bilirkişiler, her zaman sakin ve hissiz olanlardır.
Les meilleurs expert judiciaires sont toujours détachés et calmes.
Gözden geçirmem lazım çünkü ben bir uzman tanığım.
J'ai besoin de les revoir parce que je suis un expert à la cour.
Keza, "Special Victim Units", "Criminal Intent", "Trial By Jury" nin de ve sert bir savcının, uzman bilirkişilere neler yapabileceğini gördüm.
"New York unité spéciale", "Franklin et bash", "the good wife" et j'ai vu ce qu'un procureur pouvait faire à un expert à la cour.
Hayır, savunma için uzman bilirkişi olarak görevlendirildim.
Non, j'ai été embauché à titre d'expert près de la cour pour la défense.
Savunmanın bilirkişisi Charles Goodson'ı çapraz sorgu için huzurunuza davet etmek istiyorum.
Je tiens à appeler à la barre le témoin expert de la défense, Charles Goodson, pour le contre-interrogatoire.
Bilirkişilik kariyerime mâl oldu.
ça m'a couté une carrière en tant qu'expert près de la cour.
Duygusal olduğun ve senden daha iyi bir bilirkişi olduğum gerçeğiyle baş edemiyor musun?
Tu ne peux pas assumer le fait que que tu étais sous le coup de l'émotion et que j'étais le meilleur expert?
"Charlie benden daha üstün bir bilirkişisin."
"Charlie, tu étais le meilleur expert à la cour."
Charlie benden daha üstün bir bilirkişisin.
Charlie, tu étais le meilleur expert à la cour.
- Balistik uzmanımız var mı?
- Avons nous un expert ballistic?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]