Extradition Çeviri Fransızca
385 parallel translation
Vali Baxter iade belgelerini henüz imzalamış değil.
Le gouverneur Baxter n'a pas encore signé l'ordre d'extradition.
Yakalanıp getirilmeniz bu eyalete 350 dolara mal oldu.
Votre capture et votre extradition ont coûté à l'État 350 $.
Suçluların iadesi. Sağol, Dugan.
Extradition.
Ülkesine iadesi için işlemler yapıldı mı?
A-t-on programmé son extradition?
İadesine ilişkin olan belgeleri de alıp götürmüş.
J'avais des documents d'extradition mais il les a pris.
Venezüella ile suçluların iadesi anlaşmamız yok.
Aucune convention d'extradition avec ce pays.
Ama ekselansları, Bir suçlunun iadesi... bir krallığın diğerine göstermesi gereken saygının ifadesidir.
Mais, Votre Majesté, l'extradition d'un criminel est de pratique courtoise d'une tête couronnée à une autre.
Suçlu iade belgeleri birer sanat eseri. Ve yoğurdu.
Les papiers d'extradition sont un chef-d'œuvre.
- Suçlu iadesi belgeleri.
- Voici les papiers d'extradition.
Uluslararası Uyuşturucu Karteli'nin başı Anastas Poltroni şu anda Ted Carson ismi ile suçlu iadesi anlaşmamız olmayan bir ülkede yaşıyor.
Anastas Poltroni, à la tête du syndicat international des narcotiques, réside sous le nom de Ted Carson dans un pays avec lequel nous n'avons pas de traité d'extradition.
Plan, onu sınırdan geçirip Chogueo'nun içine, kısacası Birleşik Develetler ile suçlu iadesi anlaşması olan bir ülkeye sokmak için tasarlandı.
Le plan est destiné à lui faire traverser la frontière vers Chagueo. Qui a un traité d'extradition avec les États-Unis.
Bay Aniso, inanıyorum ki suçlunun ülkesine iadesi evraklarını usule uygun bulacaksınız.
Señor Aniso, vous trouverez les papiers d'extradition en règle.
Suçlu iade belgelerini imzalamışsın.
Pour votre extradition, vous avez signé les papiers.
Uçuş için yazılı izin, suçluyu iade talebi vesaire.
Le certificat d'évasion, la demande d'extradition, etc.
İade prosedürlerinde buna izin yok. Bu anlaşıldı mı?
Il n'y a aucun accord d'extradition entre nos deux planètes.
" Galaksilerarası anlaşma, suçluları geri verme zorunluluğunu öngörmemektedir.
" En vertu du traité intergalactique, l'extradition ne peut être accordée.
İade edilebilir.
Demande son extradition.
Ve Donaldson, iade edilebilir.
Donaldson... demande extradition.
Güney Amerika'nın zor olan suçluların iadesinden yararlanırım.
Je sais que l'extradition d'Amérique du Sud est très compliquée.
Güney Amerika suçluların iadesi hakkında bir şeyler söylediğini işittim.
Je t'ai entendu parler - d'extradition d'Amérique du Sud.
Evet doğru, yoğun istek üzerine tekrar.
En effet. C'est bien lui. Le peuple le réclamait ainsi qu'un vieil ordre d'extradition.
Kirk'ün bize geri iade edilmesini talep ediyoruz.
Nous exigeons l'extradition de Kirk! Nous demandons justice!
Ama onu yasal yoldan geri alamayız.
Mais il n'y a pas de traité d'extradition entre Hong Kong et Taiwan.
İşte iade dilekçesi. Bir tek imzanız eksik.
Un ordre d'extradition, il n'y manque que votre signature.
-... suçlunun iadesi için dava açtı.
- a déjà demandé l'extradition. - Quoi?
Şüphelinin teslimini geciktirdiğiniz için hakkınızda kovuşturma açılabilir.
Tu pourrais être puni pour avoir retardé l'extradition.
- Suçlu iadesi bile yapamayız.
- On ne peut pas obtenir d'extradition.
Onlarda, suçlunun iadesine kaptanın karar verdiğini bulacaksınız.
Vous savez donc que c'est au capitaine de décider si l'extradition est justifiée.
İade hakkındaki kararımı, bu canlandırmalarda sunulan delillere dayanarak vereceğim.
Ma décision à propos de l'extradition sera basée sur les preuves présentées au cours de ces reconstitutions.
Bunlar Federasyon'un her mahkemesinde... suçlunun iadesine izin vermeye yetecektir.
Pour n'importe quel tribunal de la Fédération, cela suffit pour exiger l'extradition de l'accusé.
İadesine izin vermek zorundayım.
Je dois autoriser l'extradition.
Bu yeni delile göre, Komutan Riker'ın iadesi talebimi geri çekiyorum.
Au vu de cette démonstration, je retire ma demande d'extradition du Cmdt Riker.
San Carlos'a ülkesine iade edeceğimize dair bir söz vermedik fakat gidecek olursa peşinde olduğumuzu aklından çıkartmayacaktır.
Nous n'avons aucun accord d'extradition avec San Carlos, mais chaque fois qu'il se déplace, il sait que nous l'observons.
Rodos Adası büyüklüğündeki özel çiftliklerinde kokain yetiştirirler ve oranın uyuşturucu kralı Ramon Cota iade edilme korkusu olmaksızın doğulu bir hükümdar gibi yaşamaktadır ve Başkan Alcazar askeri darbe korkusu yüzünden bu konuda hiçbir şey yapamamaktadır.
fait lui-même pousser de la cocaïne sur une exploitation privée de la taille de Rhode Island, où un baron de la drogue comme Ramon Cota peut vivre comme un pacha sans craindre l'extradition, et où le Président Alcazar refuse d'intervenir par peur d'un coup d'État militaire.
Esperanza'nın görevinden bu sene başlarında alınmış olmasına rağmen, suçlunun iadesi yönündeki anlaşma daha düne kadar gerçekleşmemişti.
Bien qu'il ait été renversé au début de l'année, l'accord d'extradition n'est intervenu qu'hier.
Neler oluyor? Suçluları iade talebimiz hiçreddedilmedi.
Jamais on ne nous a refusé une demande d'extradition.
Benim adım llon Tandro, Klaestron IV'den özel elçi, bu iade prosedüründen sorumluyum.
Je m'appelle lion Tandro, envoyé spécial de Klaestron IV, chargé de cette procédure d'extradition.
Klaestron IV ve Federasyonunuz arasındaki antlaşma tek taraflı iadeye izin veriyor.
Le traité signé entre Klaestron IV et votre Fédération, autorise l'extradition unilatérale.
- İade antlaşmamızın yürürlükte ve meşru olduğunu farkettiğinize inanıyorum.
- Mais vous avez compris que notre traité d'extradition est authentique et valide.
Bajoryalılar iadeyi reddederlerdi.
Les Bajorans auraient refusé l'extradition.
İade istiyordun.
Vous désirez l'extradition.
Neye dayanarak iadeyi reddetmemi istiyorsunuz?
Sous quels motifs devrais-je rejeter l'extradition?
Bu yüzden ben iadeyi kabul etmeden önce, şu an burada duran kişinin tutuklama belgesinde adı geçen kişi olduğuna beni ikna etmeniz gerekiyor.
Avant que je n'accorde l'extradition, prouvez-moi que la personne sur le mandat est la personne faisant l'objet de cette audience.
Mr Tandro, iade talebinizi yeniden incelemek isteyeceksiniz.
M. Tandro, revoyez attentivement votre demande d'extradition.
Draziler adına, savaş suçlusu Jha'dur'un tarafımıza iadesini istiyoruz.
Au nom des Drazis, j'exige l'extradition de la criminelle Jha'dur.
Long Beach'te enselenir iadesi hazırlanıyorken bu tekrar kaçar.
Ils l'ont repris à Long Beach. Ils organisent une extradition, il se sauve encore.
Edie Finneran, Marquez'in iade danışmanıydı.
Edie Finneran était la conseillère d'extradition de Marquez.
Gideceğimiz yer ABD ile suçlu değişimi yapmayan herhangi bir ülke olacak.
Votre destination : un pays sans accord d'extradition.
Duruşma başlamıştır. Klingon İmparatorluğu'nun Binbaşı Worf'un cinayet suçlamaları ile mahkemeye çıkarılması için iade talebinin dikkate alınması için burdayız.
Nous examinerons la requête de l'Empire klingon exigeant l'extradition du Lt Cdt Worf pour être jugé pour meurtre.
Ve sanırım ikimiz de O'nu iade etmenin mücadeleyi sona erdireceğini biliyoruz.
Nous savons tous les deux que la lutte pour l'extradition est terminée.
Suçlu iadesiyle ilgili yeminli ifade vermek için.
Elle est dans mon bureau pour une déposition d'extradition.