English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Fabrika

Fabrika Çeviri Fransızca

1,175 parallel translation
Sadece biri finalde yarışa Hunt Kardeşler fabrika arabasıyla dönecek.
Seul un d'entre eux affrontera les frères Hunt en finale.
Belki fabrika seni işe alırdı.
Tu aurais couru contre l'usine.
Herkes kazanmalarını bekliyor. Fabrika kazanmalarını talep ediyor.
Ils s'attendent à gagner, l'usine l'exige.
Reuben, bu kasabanın fabrika işçileri her pazar kiliseye gider.
Reuben, ces ouvriers vont à l'église tous les dimanches.
Basit bir düz işçiyken fabrika müdürlüğüne yükselen bir kadın hakkında.
D'autant qu'avec une biographie comme la tienne... De la simple ouvrière au directeur d'usine!
Hayret bir şey. Dispanser değil fabrika sanki.
C'est une usine, ce cabinet!
Ne? Tüm fabrika için hepsi bu mu?
300 millions pour la fromagerie?
GANDİ KUZEYDE Peştamallı küçük adam fabrika işçileriyle.
GANDHI DANS LE NORD Le petit hindou... en pagne rend visite à des ouvriers textiles.
Paranın değil de rüyaların gerçek olduğu bir fabrika.
Une usine où l'on fait du rêve, pas de l'argent.
Lanet olası fabrika!
Saloperie d'usine!
Los Angeles'taki bu rafineri ziyaretçiler ile birlikte çalışacak ilk fabrika olacak.
Cette raffinerie de Los Angeles sera la première... à travailler avec les Visiteurs.
Fabrika kapandı.
L'usine ferme ses portes.
Tarihin en büyük fabrika yangınını... ... tek çeken biz olacaktık. Kırık bacak ve 12 rulo erimiş filmle döndü.
Il pouvait faire des photos exclusives de l'incendie... et il ramène une fracture et de la pellicule fondue.
Kısa bir süre önce ben bahçıvandım. O öğrenciydi. O fabrika işçisi.
Il n'y a pas si longtemps, j'étais jardinier, et elle, étudiante.
Onları kapatabileceğimiz boş bir fabrika olmalı.
Réfléchis, il doit y avoir une usine où les mettre.
Biryerlerde ıvır zıvır mektup üretmekten başka işi olmayan devasa gizli bir fabrika olmalı.
Il doit y avoir une gigantesque usine dans le coin spécialisée dans les prospectus inutiles.
- Bir fabrika. İş iste.
- Demande du travail à l'usine.
Benimki fabrika ayarlı Detonics 45'lik Scoremaster.
J'ai un Detonics 45 de précision.
Tahtada, 2800 metre karelik tesis inşaatının maliyet analizi var. Hem fabrika hem ofis alanını kapsıyor ve tüm tesislerden yararlanabilen nakliye iskelesine uzanan demiryolu hattı da dahil.
Au tableau vous allez voir une analyse des coûts... pour la construction de locaux de 2800 m2... englobant l'espace requis pour l'usine et les bureaux... avec un accès total aux services publics... une section de chemin de fer... et une plate-forme à quatre baies.
Bir fabrika var.
Ça, c'est l'usine.
Sonrasında, fabrika kapandı.
Puis l'usine a fermé.
Anlıyorum siz artık orada fabrika müdürüsünüz.
J'apprends que vous êtes passé directeur.
- Anladığım kadarıyla fabrika açılıyor
- A supposer que l'usine rouvre.
Fabrika kapalı ve anahtarını bulamıyorum.
Elle est fermée, et on ne trouve pas les clés.
Birşey yaptığını zannediyorsun. Bu fabrika berbat işliyor.
Votre gestion n'a rien de génial, elle est merdique!
Fabrika kapandı.
L'usine est fermée.
Bu yaşamak değil. Bu bir fabrika.
C'est pas notre vie, c'est qu'une usine!
Fabrika satış mağazası mı?
C'est les 3 J chez vous, ou quoi?
Profesör Scott, adım, Dr Nichols, fabrika müdürüyüm.
Professeur Scott... Jim Nichols, gérant de Plexi-Corp.
Fabrika? Neden sadece bir tamirci çağır mıyorsun? Çünkü hala garantisi var.
Trevor, vous devriez peut-être rentrer chez vous et essayer de régler ce différend.
Fabrika nerede?
Oui, vous avez raison.
Fabrika... Libya'da.
De toute façon, elle va crier, alors autant être quelque part où je peux enlever mon pantalon.
Fabrika nerede?
On n'a pas besoin de lui!
Fabrika...
C'est Sigourney Weaver qu'il nous faut!
- Kaç fabrika?
Combien de moulins?
Shibali Po'da, fabrika terkedilmiş.
Il n'y a pas beaucoup de gens qui vivent à Shibali Po.
Fabrika hikayesi bir yalan.
Mon projet était une farce.
Üzerinde hala fabrika etiketi var.
Elle a encore l'étiquette!
Bir tür fabrika gibi görünüyor.
On dirait une espèce d'usine.
Umutsuz görünmeye başlıyor. Birçok fabrika kaybettik, diğerlerinin de çalışması zor.
On commence à voir le bout du tunnel.
Şu anki kapasitemizle demek istedi. İşi büyütebiliriz. Bir fabrika tutarız.
Il voulait dire avec notre équipement actuel... mais on peut se développer.
Bir fabrika daha kapatırlarsa kahrolası yabancı arabalarını mahvedeceğiz.
On devrait défoncer leurs bagnoles de riches au marteau-piqueur.
Yasal imal şirketi sahibi olarak... fabrika kurulduktan bir sene içinde... en az 50 otomobil üretmeniz gerekmektedir.
Concernant le statut de constructeur, vous devrez produire 50 voitures durant l'année suivant la prise de possession.
Fabrika ne kadar açık kalacak?
Combien de temps l'usine restera-t-elle ouverte?
Fabrika resmi olarak kapandı.
L'usine est officiellement fermée.
Rezervasyon'da, fabrika arazisinde.
A la réserve, près des usines.
Fabrika denize yakın değerli bir arazi üzerine kurulu.
La conserverie elle-même est située sur une mine d'or.
Babası bir fabrika işletiyor.
Sa famille possède une fonderie.
Amerika'daki 11 fabrikayı kapatıp sonrasında işçilere saatte 70 sent vereceğin Meksika'da 11 fabrika aç.
Fermer 11 usines aux États-Unis, en ouvrir 11 au Mexique, où on paie 70 cents de l'heure.
# Henry Ford Dakikada Bir Araba Üreten Fabrika Açtı. #
une voiture par minute!
- Eski fabrika tam altında olabiliriz.
Nous sommes pile sous l'ancienne fabrique.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]