Faith Çeviri Fransızca
973 parallel translation
Faith DeLancy. - Gazeteyi bana ver.
- Donne-moi le journal.
- Bu plana Aziz Faith diyeceğiz.
Cela s'appellera Sainte-Foi.
Ve sen Aziz Faith'te görev yapmak için tayin edilmiş bulunuyorsun.
Vous avez été désignée pour prendre la direction de Sainte-Foi.
St. Faith'te görev almak için başvuruda bulunmam sizi üzdü mü?
Déplorez-vous que l'on m'ait mise à la tête de Sainte-Foi?
Bundan böyle, Aziz Faith'in Evi olarak bilinecek.
Désormais, ce sera la Maison de la Sainte-Foi.
Bunlar Faith, Charity.
Voici Faith, Charity.
IAN FAITH Menajer, Spinal Tap
IAN FAITH Manager, Spinal Tap
- Ben artık bir Terry Faith kızıyım.
Quoi? Oh, je ne t'ai pas dit?
- Neden iki dünyanın da en iyi nimetlerine sahip olamayayım?
Je suis un vendeur Terry Faith.
- Alf, sen nasıl Terry Faith kozmetik ürünleri satacaksın ki?
Tu es un extraterrestre! Pourquoi ne pourrais-je pas être les deux?
- Lynn, canım, ne diyeceğini çok iyi biliyorum.
Tu vas vendre des produits Terry Faith?
- Hiç Terry Faith yüz makyaj seti denedin mi? - Denediğimi söyleyemem.
- On t'a déjà fait un masque Terry Faith?
"Terry Faith Kozmetik'in Muhteşem Dünyası"
Le monde merveilleux des produits cosmétiques Terry Faith.
- "... Dayton, Ohio'nun dışında, yüzyılın başında, bir sapakta, yolun kenarında doğmuştu. "
"Terry Faith est née dans la banlieue de Dayton, dans l'Ohio, sur une route, dans un virage, au début de ce siècle."
- Tamam, allık olarak, sanırım Terry Faith şöyle birşeyler öneriyor...
- Je veux voir. - Pas encore! Maintenant, je veux que tu rentres tes pommettes au maximum, comme ça!
- Terry Faith şirketinden bir siparişiniz varmış.
On doit le soutenir, tu te souviens?
Faith'le kalın.
Combien coûte-t-elle?
- Terry Faith partisine gelenler.
Yeux bouffis... Retour à Dayton...
- Bayanlar! - Ah merhaba...
Celles qui viennent pour la fête Terry Faith.
- Ürünler hakkında... - Willie sen bize satmak zorunda değilsin, ürünler kendi kendilerini satıyorlar.
Votre rôle au sein de la famille Terry Faith, c'est de recevoir mes clientes!
- Terry Faith yok!
- Tu crois qu'on agit bien?
- Ve Terry Faith müzesini göreceksiniz.
Non, je crois qu'on va utiliser cet argent pour rembourser l'appel à Munich.
- Müzede Terry Faith, dondurulmuş ve kusursuz olarak saklanmış olarak karşınızda olacak.
Si on faisait encore des réunions... Non, c'est fini. Ni réunions, ni maquillage.
- Percy Faith.
- Xavier Cugat.
İyi günler, Faith.
B'jour, Fol.
İsimleri neden Faith, Hope, Grace ve Charity, bilmek ister misin?
Tu veux savoir pourquoi elles s'appellent Fol, Espérance, Grace et Charité?
Ah Faith! Bir daha yıldızları göremeyeceğimi... iyi müzik dinleyemeyeceğimi... böyle güzel bir kızla konuşamayacağımı düşünüyorum da.
Faith... ne plus revoir les étoiles... entendre de bonne musique... parler à un ange comme toi...
Faith No More, Maneviyat ve Din Merkezi'nin kurucusu.
Fondateur du Centre théologique et spirituel Faith No More.
Ya sen Faith?
Et toi, Faith?
Silky'le Faith doğuya gider gibi yaptı.
Silky et Faith sont parties vers l'est, deux adjoints les suivent.
Faith, ya bir milyar yıl önce yaşamış ve ölmüşse?
Oui, mais s'il vivait il y a un trillion d'années? Si c'était un homme des cavernes?
Zahmet etme. Bütün bunlar da ne Faith?
En quel honneur, tout ça, Faith?
Faith, bekleme. Beklersen, evde kalırsın.
N'attends pas... ou tu auras que dalle.
Faith, gitmek zorundayım.
Faith, je dois rentrer.
Faith, ne gelinlik.
Ça, c'est une robe!
Ben Faith, nişanlısıyım.
- Faith, sa fiancée. Et vous?
Faith, bu bir rastlantı!
C'est une coïncidence!
Faith, bu çılgınlık!
Reviens! Tu es folle!
- Seninle geliyorum Faith.
- Je t'accompagne. - Tu es folle?
Faith Korvach için rezervasyon.
Bonsoir. La réservation de Faith Corvatch.
Faith nerede?
Où est Faith?
Sizinle tanıştığıma çok sevindim.
Faith. Ravie de vous voir.
Faith, bu akşam ne olursa olsun, İyi hissedeceksin.
Quoi qu'il arrive ce soir, tout ira bien.
- Aziz Faith.
Sainte-Foi.
Yo, birşey almadım. Blind Faith?
Non, rien de tout ça.
- İşte... "Terry Faith..."
Tiens, là :
- Sizin Terry Faith partisindeki rolünüz, benim müşterilerime ev sahipliği yapmak.
Tu seras puni.
Selam, Mike.
- Mike, Faith.
Ve Faith No More'dan Sir James Martin.
Et Sir James Martin de Faith No More.
- Ne düşünüyorsun, Faith?
La cervelle attendra. Tu es d'accord, Faith?
Faith, burası çok lüks bir otel.
C'est un hôtel pour vip.