Farkında mısınız Çeviri Fransızca
1,165 parallel translation
Siz kiminle dansettiğinizin farkında mısınız?
Savez-vous à qui vous vous en prenez?
Farkında mısınız, telefon çaldığından beri alçak sesle konuşuyoruz.
Vous avez remarqué? On parle tout bas depuis que le téléphone a sonné.
Bu kulübe sadece üyelerin girebileceğinin farkında mısınız?
Vous savez que c'est un club privé?
- farkında mısınız? - Özür dilerim.
Excusez-moi!
Sadece bir başparmak izinin olduğunun farkında mısınız?
J'ai entendu quelque chose dans le genre.
Neler yapabileceğimizin farkında mısınız?
Vous vous rendez compte, ce qu'on pourrait faire?
Muffy'nin, iyi bir arkadaşımızın, bizi buraya davet eden arkadaşımızın... Ne dediğimizin farkında mısınız?
Vous réalisez ce que vous dites?
Siz kime ateş ettiğinizin farkında mısınız ulan?
Bande d'enculés, vous savez sur qui vous tirez?
Ne kadar saçma konuştuğunuzun farkında mısınız?
Ce que vous dites est ridicule!
Angel'ın durumunun farkında mısınız?
Vous êtes au courant de la situation d'Angel?
Hanımefendi, ne söylediğinizin farkında mısınız?
Savez-vous ce que vous dites?
Verdiğim bilgilerin bütün dünyanın en büyük sırları olduğunun farkında mısınız siz?
Vous réalisez que c'est le plus grand secret du monde?
Doktor, herkesin bir garip davrandığının farkında mısınız?
Excusez-moi, capitaine. Cette situation m'est très pénible.
Burada neler olduğunun farkında mısınız?
Vous réalisez ce qui se passe ici?
Birinci dereceden cinayet zanlısısınız. Bunun farkında mısınız?
Vous êtes accusé de meurtre au premier degré.
Neler olduğunun farkında mısınız?
Comprenez-vous ce qui vous arrive?
Bay Harrison, bizim neslimizin en yüksek piyasa fiyatlarının olduğunun farkında mısınız?
On n'ajamais vu pareil marché haussier depuis une génération!
Bu evin kemirgenler tarafından istila edildiğinin farkında mısınız?
Vous réalisez que ce taudis est rempli de rats?
Muhteşem dünyamızı bir mezarlığa çevirebileceklerinin de farkında mısınız?
Je me disais, il travaille tard ce soir.
Siz uyuyan güzeller farkında mısınız bilmiyorum.
Vous, les ronfleuses, vous auriez rien vu.
Bir aile fotoğrafımız olmadığının farkında mısınız?
On n'a pas une seule photo de famille!
Bunun farkında mısınız?
Vous le savez?
Matmazel, daha önce hiç yalnız kalmamıştık, farkında mısınız?
- Mademoiselle... C'est notre premier tête-à-tête.
Babanızın pencereden sarkmış çıplak poposuyla yardım istediğinin farkında mısınız?
Savez-vous que votre père est à la fenêtre, les fesses à l'air et qu'il appelle à l'aide?
Önerdiğiniz şeyin tehlikelerinin farkında mısınız Kaptan?
Avez-vous conscience des dangers de votre proposition, capitaine?
Farkında mısınız?
Vous le saviez?
Bize karşı sergilediğiniz bilinç dışı öfkenin farkında mısınız?
Vous rendez-vous compte de votre hostilité inconsciente envers nous?
- Yapmanız gereken çok iş var farkında mısınız?
- Allons-y. - Excusez-mo ¡, j'ai à fa ¡ re.
Farkında mısınız? Daha hediyelerimizi vermedik.
Vous avez remarqué qu'on vous a pas encore donné vos cadeaux.
Mevkiimi kullanmak istemiyorum ama, farkında mısınız bilmiyorum ben bu hastanede çalışan bir cerrahım.
- Je suis chirurgien dans cet hôpital.
Milyonlarca insana ne dediğinizin farkında mısınız?
Vous savez ce que vous dites à des millions de gens?
Bu kısmen doğru da olsa... ülkemize yönelik güveni sarstığınızın farkında mısınız?
Etes-vous conscient de porter atteinte au crédit du pays?
Ne dediğinizin farkında mısınız?
Vous avez entendu?
3 yılda 30 banka soyduğumuz ve bize ulaşamadıklarının farkında mısınız?
On a cassé 30 banques en 3 ans sans un seul problème.
Geminin kaptanı olarak adamlarınızın hareketlerinden sorumlu olduğunuzun farkında mısınız?
Êtes-vous conscient qu'en tant que Capitaine vous êtes responsable des actes de vos hommes?
Dickinson ve Sawyer'ın cinayetten arandığının farkında mısınız?
Est-ce que vous savez qu'elles sont recherchées pour meurtre?
Nerede durduğumuzun farkında mısınız?
Vous savez sur quoi on marche?
Neler olduğunun farkında mısınız?
Vous rendez-vous compte?
Ne dediğinizin farkında mısınız?
- Savez-vous ce que vous dites?
Ne kadar ayrıcalıklı insanlar olduğumuzun farkında mısınız?
Vous rendez-vous compte, comme nous sommes tous privilégiés?
Arka lambanızın yanmadığının farkında mısınız?
Vous savez que votre feu arrière est éteint?
Artık ailelerinin, çocuklara şöyle demesinin muhtemel olduğunun farkında mısınız :
Imaginez les parents disant à leurs enfants :
Eğer ona formülü verecek olursak, geleceği değiştirmiş olacağımızın farkında mısın?
En lui donnant la formule, nous modifions l'avenir.
Algılayıcılarımızın onları taradığının farkında olup olmadıklarını test ediyoruz.
Nous testons s'ils sont conscients de la présence de nos détecteurs.
Suçlanan bazı belgelerinizdeki söylemlerinizin, bazı siyah grupların... isimleriyle beraber anıldığının ayırdında mısınız? Bu belgelerin tarafımdan hazırlandığını düşünürsek, evet farkındayım.
Êtes-vous familier avec le jargon des documents dont les accusés ont débattu avec les groupuscules noirs?
Bugünün kutsal günümüz olduğunun farkında mısınız?
Le jour de notre Sabbat!
- Farkında mısın, burada sadece ikimiz varız.
- Remarquez que nous sommes les seuls dans ces bureaux.
Biz farklı ordulardanız, bunun farkında mısın dostum?
Nous n'appartenons pas à la même armée, vous le savez?
Kiminle uğraştığımızın farkında mısın?
Si on force l'un à parler, on doit pouvoir forcer l'autre, vous voyez?
"Bay Rock'n Roll Dedektifi" zırvasından nefret ediyorum, farkında mısın?
C'est nul de m'appeler détective rock n'roll!
Julie Grendel'ın yanında olurum, bakalım o hırsızın eski ahlaksız karısı olduğunun farkında mı.
Je vais voir si Grendel sait ce que vaut sa putain d'ex-femme.