Farley Çeviri Fransızca
242 parallel translation
Merkezden gelen mühendis.
Farley, l'ingénieur.
Farley's Bend'deki zincirleme kazadan daha kötü olduğunu düşünüyorum. - Evet, bence de.
On dirait.
Filo Komutanı Tümamiral Farley C. Barnswell'den... Pearl Harbor, St. Pat'tan... ve Bragg Tabyası, 1.
Amiral commandant les Forces du Pacifique.
NEW YORK EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ 16 : 15 YÜZBAŞI B.F. FARLEY ÖZEL İSTİHBARAT
"Quartier général, Police de New York 16 h 15"
Girin.
"Capitaine B.F. Farley Renseignements spéciaux"
Donny, Bayan Summers'a söyle, Ahmed Farley diye biri...
Donny, cours dire à Mlle Summers qu'Ahmed Farley est là pour...
Merhaba. Bu otele kayıtlı Farley Wrye adında bir müşteriniz var mı?
Y a-t-il un Farley Wrye dans votre hôtel?
Farley Wrye.
Farley Wrye.
Dediklerimi duydun mu? Az önce Farley Wrye aradı.
Farley Wrye vient d'appeler.
Maddie ve Farley ağaçta oturuyorlar. Ö - p-ü-ş-ü-y-o-r-l-a-r!
Maddie et Farley vont se faire Des B-I-S-O-U-S
Gözlerimin içine bak ve Farley Wrye'a gerçeği anlattığını söyle.
Dites-moi que vous lui avez parlé.
Buraya bir adam geldi, adının Farley Wrye olduğunu söyledi.
Il dit s'appeler Farley Wrye.
Ben de cam tuğlayı severim Bayan Farley ama sizin evinize uymaz.
Oui, eh bien... Je les aime aussi, Mme Farley, mais ça ne va pas avec votre maison.
- Merhaba, bayan Farley bugün nasıl?
– Bonjour. Comment va Mme Farley? Bien.
Ve geçen yıl, Farley's Foods 5 milyon adet üretmiştir.
L'an dernier, Farley en a produit 5 millions.
Fakat bu ihtiyar Farley için yeterli değil.
Cela ne suffit pas à M. Farley.
Farley ailesi, ve belediyedeki biz faniler arasında bir ortaklık.
Un pacte de coopération entre la famille Farley et les humbles membres du conseil municipal.
- Benedict Farley kim?
- Qui est M. Farley?
- Oh, Farley Turtaları'ndaki değil mi?
- Le Farley des pâtés?
" Sayın Beyefendi, Bay Benedict Farley tavsiyenizden yararlanmak ister.
"Cher monsieur, " M. Benedict Farley aimerait avoir vos conseils.
Bayan Lemon'un dediğine göre adam turtacıymış.
C'est le Farley des pâtés?
"Turtacıymış" mı?
Le Farley des pâtés?
Hastings, Benedict Farley'e "turtacı" demek, Wagner'e "notacı" demekle aynı şey.
Dire que Farley fait des pâtés, c'est dire que Wagner écrivait des notes.
Burası Benedict Farley'in "zenginliğinin memba ve kerameti" ha?
Dormir près de sa fortune est un bon moyen de veiller sur elle.
Sanmam, Hastings,... burası sosis, turta ve jambonlarını yaptığı yer.
C'est ici que Farley fabrique ses pâtés et ses saucisses.
Sanırım Farley buradan çalışanlarını gözetlemeyi seviyor.
On peut mieux surveiller sa main d'œuvre.
Monsieur Poirot ve Yüzbaşı Hastings. Bay Farley'i görmek için geldik.
Nous avons rendez-vous avec M. Farley.
Bana danışmak istediğiniz şey nedir, Monsieur Farley?
À quel propos désiriez-vous me voir?
Peki, ben ne yapmalıyım, Monsieur Farley?
Que puis-je faire pour vous?
Northway House'dayım, Poirot. Benedict Farley'nin evinde.
Je suis à la résidence de M. Farley.
Bay Farley kendini vurmuş.
M. Farley vient de se suicider.
Bana Monsieur Benedict Farley'in ölümünden hemen önce olanları anlatabilir misiniz?
Quels évènements ont précédé la mort de M. Farley?
Bay Farley çalışanlarından iki temsilciyi görmeyi kabul etmiş.
Il devait recevoir deux représentants du personnel.
Saat 1'e az bir şey kala, Bay Cornworthy odasından çıkıp Bay Farley'i görmeye içeri girmiş.
Avant 13h, M. Cornworthy est allé dans le bureau de M. Farley.
Bay Farley en az 1 saattir ölüydü.
Il était mort depuis une heure.
Bayan Farley kesin olarak teşhis etti.
Mme Farley l'a identifié.
Açıkçası, Benedict Farley'in intihar ettiğini varsaymak için her türlü sebep mevcut.
Nous avons toutes les raisons de croire qu'il s'est suicidé.
Ah, Bayan Farley.
Mme Farley!
Görüyorum ki, Monsieur, eski işvereninizle aynı etkileyici manzarayı paylaşıyorsunuz. Evet.
Votre fenêtre donne sur la même vue que celle du bureau de M. Farley.
Bay Farley'e servetini kazandıran ahmaklar o duvarın öte tarafındakiler.
Oui. De l'autre côté sont les pauvres dupes qui ont fait la fortune de M. Farley.
Bay Farley'in emirlerini asla sorgulamazdım.
J'exécutais ses ordres sans discuter.
Müfettiş, Benedict Farley'in şu rüyası, çok önemli.
Le rêve de M. Farley a une grande importance.
Şimdi, rica etsem Başmüfettiş Japp'ı arayıp Bütün Farley ev halkını öğlen bir araya getirmesini isteyebilir misiniz?
Veuillez demander à l'inspecteur Japp de rassembler la maison Farley à 12h.
Bunu yapmazsak, Bay Farley daha ne oluyor demeden telefonda belirirdi.
S'il y avait une seconde de retard, M. Farley décrochait son téléphone illico.
Rüya nerede anlatılmıştı?
Où M. Farley m'a-t-il fait le récit de son rêve?
Monsieur Benedict Farley beni burada, sekreterinin odasında kabul etti.
Il m'a reçu ici, dans le bureau de son secrétaire.
Monsieur Benedict Farley benden mektubunu geri vermemi istediğinde, ona yanlışlıkla, kendi evsahibimin mektubunu verdim.
Quand M. Farley a voulu récupérer ma lettre de convocation, je lui ai donné par mégarde une lettre de mon propriétaire.
O halde, neden Monsieur Benedict Farley, iki tamamen farklı mektubu birbirinden ayıramadı?
Pourquoi n'a-t-il pas vu la différence entre ces deux lettres?
- Farley nerede? - Kim? - Farley!
Où est Farley?
Merhaba Bayan Farley.
Bonjour, Mme Farley.
Monsieur Farley'in kendi odası bana gösterilmedi.
Quand je suis venu jeudi soir, je n'ai pas pu rentrer dans le bureau.