English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Farragut

Farragut Çeviri Fransızca

130 parallel translation
Üzerime titreme. Beyler, Yüzbaşı Farragut'tan bugün bize katılmasını istedim. Birleşik Devletler Donamması'nın bize koruma vermesini umuyorum.
J'ai demandé au lieutenant Farragut de se joindre à nous aujourd'hui dans l'espoir que la marine américaine pourrait nous protéger contre Cutler et ses semblables.
Bayan Farragut.
Mme Farragut.
Profesör, eğer sorun olmazsa, aşağı inmenizi, ve Kaptan Farragut ile tanışmanızı istiyorum.
Professeur, si vous le voulez bien, j'aimerais que vous veniez rencontrer le Capitaine Farragut.
Kaptan Farragut, kendi hislerini işe katmayarak, hiçbir şeyi şansa bırakmıyordu.
Quels que fussent ses sentiments sur la question, le Capitaine Farragut ne prenait aucun risque.
Kaptan Farragut'un, 8 Aralık 1868 gecesi, bizi odasına çağırması, hiç kimseyi şaşırtmadı.
Personne ne fut surpris... lorsque le Capitaine Farragut, la nuit du 8 décembre 1868, nous convoqua dans la salle de guerre.
USS Farragut on bir yıl önce benzer kayıplar rapor etmiş. tamamen aynı imkansız nedenden dolayı.
L'USS Farragut il y a 11 ans fait mention de plusieurs décès ayant exactement les mêmes causes impossibles.
Şimdi bunun zekası olan bir yaratık olduğuna daha çok inandım, fakat 11 yıl önce Farragut'un mürettebatını yok eden aynı şey galaksinin diğer bir tarafındaydı.
Je suis plus que jamais convaincu que cette créature est intelligente, et que c'est elle qui a décimé l'équipage du Farragut il y a 11 ans dans une autre région de la galaxie.
Farragut olayını incelediniz mi?
Avez-vous étudié l'incident du Farragut? Non.
Yıldız gemisi Farragut'un Teğmeni James T. Kirk ile konuşuyorum.
Je parlais du lieutenant James T Kirk du Farragut.
Çünkü bunun Farragut'a saldıranla aynı yaratık olduğunu düşünüyorum.
Je suis convaincu qu'il s'agit de la même créature que sur le Farragut.
Bu USS Farragut'a saldırdığı nokta.
C'est là qu'a eu lieu l'attaque de l'USS Farragut.
Johnnie Farragut...
Johnnie Farragut...
Annem kesinlikle Johnnie Farragut'u peşimize takmıştır.
Maman nous a sûrement mis Johnnie Farragut sur le dos.
Neden Johnnie Farragut'u göndermedin?
Pourquoi tu n'as pas envoyé Johnnie Farragut?
Bana, Johnnie Farragut'u öldürmeme izin verirsen.
Tu me donnes la permission de tuer Johnnie Farragut.
Johnnie Farraguut'a hiçbirşey yapmadım.
Je n'ai rien fait à Johnnie Farragut.
Picard'dan Farragut'a.
Picard à Farragut : Téléportation pour deux.
En az üç günlük mesafedeyiz. Farragut yarından sonraki oraya ulaşır.
Le Farragut sera là-bas après-demain.
Haber geldi. Klingonlar Lembetta kümesi yakınlarında Ferragut'u vurmuş.
Les Klingons ont détruit le Farragut près de l'amas de Lembatta.
Yıldız Filosunun yolladığı şu gemi, Farragut, Klingonlar önünü kesmiş.
Que les Klingons ont intercepté le Farragut.
Farragut sokağı.
Rue Farragut.
Neredesin? Otel Farragut.
A l'hôtel Farragut.
İlk üç amiral Dewey, Porter ve Farragut'dur.
Les trois premiers amiraux furent Dewey, Porter et Farragut.
Uhura, USS Farragut.
Uhura : U.S.S. Farragut.
Atılgan'da hizmet vermek istediğimi bildiğiniz halde Farragut'a mı atandım?
Vous saviez que je rêvais de servir sur l'Enterprise, et on m'affecte au Farragut?
Sophia Farragut Kuzey Metro İstasyonu'na götürüp onu Kırmız Çizgi üzerine bırakıp 8 : 16 tarifesine bindirerek ondan ayrılın.
Menez Sophia à la station de métro Farragut North, Mettez-la sur la Ligne Rouge, départ prévu à 08h16 personne dans le train, ou dans la station.
Sonra Farragut North'taki küçük bir danışmanlık şirketinde olacaksın! Yılda 750 bin dolar kazanıp, The Palm'da yemek yiyecek ve Suudi prenslere eski senatörleri pazarlayacaksın!
Puis tu vas te retrouver dans un gentil petit cabinet-conseil, près de Farragut North, à gagner 750 000 $ par année, à manger au Palm, et à présenter d'ex-sénateurs à des grands princes saoudiens.
Farragut North'ta mı?
Près de Farragut North?
Farragut Meydanı'ndaki fıskiyede.
Le parc Farragut, près de la fontaine.
Al Zahrani Farragut Meydanı'nın güneybatı tarafına doğru ilerliyor.
Al-Zahrani se dirige vers le coin sud-ouest du parc Farragut.
Meadows, Timothy Farragut hakkında bir makale yazıyordu.
Meadows écrivait un article sur Timothy Farragut.
- Güzel. Farragut olayında ne noktadayız?
Que donne l'histoire Farragut?
Timothy Farragut hakkında bir şeyler sordu mu?
- A-t-il parlé de Timothy Farragut?
Farragut dünyadaki tüm kötülüklerin giderilmesi için uğraşırdı.
Farragut voulait dissiper les ondes négatives dans le monde.
Bir kaç sene sonra Farragut öldü.
- Vers 1976. Un an plus tard, Farragut est mort, et Stiles prenait sa place.
Polis raporunu okudum. Farragut'ın ölümü açıkça alkollü araç kullanımı olarak geçiyor.
D'après le rapport de police, Farragut conduisait en état d'ivresse.
Farragut içki içmezdi.
Farragut ne buvait pas.
Farragut'un 1970'lerin ortasında Big Sur'da Visualize adında bir topluluğu varmış.
Dans les années 70, Farragut avait une communauté, appelée Visualize.
Farragut araba kazasında ölüyor. Stiles yerine geçiyor.
Farragut s'est planté en voiture, Stiles a pris sa suite.
Randal Parker'a göre ise, Stiles ve şerif olayı kaza gibi göstererek Farragut'u öldürdüler.
Randal Parker dit que non. Stiles a tué Farragut, ainsi que le flic qui a écrit le rapport et Meadows, qui enquêtait sur l'histoire.
Timothy Farragut hakkında konuşmaya geldim.
Je voulais vous parler de Timothy Farragut.
Farragut bir hâyâlperestti.
Farragut était un rêveur.
Meadows'ın senin Farragut'ın ölümünde parmağın olduğuna dair delili vardı.
Meadows avait la preuve que vous aviez tué Farragut.
Meadows, Farragut cinayetini Stiles'la ilişkilendirmeye kafasını fena takmıştı ve benim bildiğim şeyle bunu ispatlayabileceğini düşünüyordu.
Meadows voulait absolument relier Stiles au meurtre de Farragut. Il croyait que j'avais des preuves.
Muhtemelen Farragut'ı o öldürdü ve şerifi de ama bunu ispatlayacak delil falan yok.
Il a probablement tué Farragut, et le shérif, mais vous ne trouverez jamais de preuves.
Ve Farragut'ın ölüm dosyası da arşivdeki yerini aldı tekrar o da ayrı bir güzellik tabii.
Et le meurtre de Farragut repart au placard, d'une pierre deux coups.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Mobile Körfezi'nde Amiral Farragut ne demişti?
Qu'est ce que l'amiral Farragut a dit dans la baie de Mobile en août dernier?
Pis tavırlı bir dedektif olan Mitchell ve ortağı Farragut.
- Mitchell, un inspecteur arrogant... - Va te faire foutre! Et son partenaire, Farragut.
Dedektif Farragut, John Nguyen'le tanış.
Inspecteur Farragut, voici John Nguyen.
- Alan Farragut, Hastalık Kontrol'den.
- Alan Farragut, du CDC.
Dr. Farragut, nerede olduğunu biliyor musun?
Dr Farragut, savez-vous où vous êtes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]