English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Fatigues

Fatigues Çeviri Fransızca

1,060 parallel translation
Ama sakin ol, tamam mı?
Calme-toi, tu me fatigues
Beni daha çok yorarsan seni kendim asarım.
Je te pendrai moi-même si tu me fatigues davantage.
Karartmadan midem bulanıyor.
Tu me fatigues avec ta défense passive.
Hiç, kendi konuşmanı dinlemekten sıkıldığın oluyor mu?
Tu ne te fatigues jamais de t'écouter parler?
Jim çok yorulduğunda daha ağır migrenlere tutulurdu.
Jim, après de grandes fatigues, en avait de pires. Il pensait :
Yeter artık!
Tu me fatigues!
Ama çok yoruluyorsun...
Tu te fatigues tellement.
Bir sözleşme imzaladın ve artık canımı sıkıyorsun.
Tu as signé un contrat, tu me fatigues.
Koca Jule, ne kadar yorgun olduklarını tahmin edemezsin. Hele nakit oynanmayacaksa.
Jules, tu peux pas savoir à quel point ils sont fatigués... surtout si on joue sans fric.
Onlar birbirlerine delikanlılık hikayeleri anlatadursun, sen ilçe merkezine yola çıkmış olacaksın.
Quand ils seront fatigués de se féliciter de leur bravoure, vous serez à mi-chemin du siège du comté.
Atların yorulunca dinlendiriliyor.
Quand tes chevaux sont fatigués, ils se reposent.
Biz yorgunuz.
Nous sommes fatigués.
Adamlar yoruldu.
Oui, les gars sont fatigués.
Çocuklarım da yoruldu.
Mes gosses sont fatigués.
- Adamlarımız da çok yoruldu.
- Nos hommes aussi sont fatigués.
- Sadece çok yaşlı... ve yorgunlarsa arkadaş olabilirler.
Seulement pour ceux qui sont très vieux ou très fatigués.
Evet, bayım, onlar yolun bir kilometre boyunca yabancısı olacaklar.
Oui, ils vont être fatigués en parcourant 1,5 km en bas.
Senin arkandan, ağlayıp sızlayacak kimse yok nasılsa.
Vous n'êtes pas si fatigués.
Bir önerim var. Yorgun olmalısınız ama- - - Cennet Bahçesi.
- Écoutez, vous devez être fatigués...
Yorulmuş beyinler, güzel planlar yapamaz.
On est trop fatigués pour y penser.
Ne oldu? Yoruldunuz mu?
Vous devez ętre fatigués?
Erlerine birkaç eğitim veriyorsun diye adamlarımız nöbet tutmaktan harap düştü.
Voilŕ le résultat de ton éducation! Nous sommes tous fatigués d'assurer la garde.
- Biz geldik. Geçin şöyle, yorulmuşsunuzdur.
Vous devez être fatigués.
- Hoş geldiniz.
- Bonjour. - Vous devez être fatigués.
Köpeklerin yorgun.
Les chiens sont fatigués.
Ama yüzbaşı bu insanlar son yolculuktan sonra toparlanamadı.
Ces gens sont fatigués de leur dernier voyage.
Sevgili genç dostlarım, çok yorgunsunuz biliyorum.
Chers jeunes amis, vous êtes très fatigués, je le sais.
Yorulmuşlardır.
Ils doivent être fatigués.
pisiler yorgun.
les minous sont fatigués.
Çocukları yatağa götür.
Ils ont l'air fatigués.
Yorgun görünüyorlar.
Ils sont fatigués.
Siz de.
Tu me fatigues!
Bıkkın insanlar konusunda uzmanız ve yorgunlar konusunda.
Cette maison n'abrite que des gens écoeurés, et aussi fatigués que toi.
Mon pere, karanlık basıyor, çocuklar da yorgun.
Il fera bientôt nuit, et les enfants sont fatigués.
Ama bizim hiç uykumuz... yok.
Mais on n'est pas... fatigués.
Çok iri harflerle yazın, gözleri yorgun, ancak büyük yazıları okuyabiliyor. "
"Écrivez très gros car ses yeux sont fatigués. Elle ne peut lire que les grosses écritures."
Bu kadarı yeter!
Tais-toi, tu me fatigues!
Evet. Bizi kabul etmenizi rica edeceğim çünkü çok yorgunuz.
Nous sommes très fatigués.
Mike Çavuş, kendinizi yalnız hissettiğinizde size trompet çalarım.
Sergent Mike, Je peux jouer de la trompette pour vous... lorsque vos hommes seront fatigués.
Biz sürekli zorluklarla mücadele etmeye alışığız.
Nous sommes fatigués des combats incessants et des privations.
Ve yorulursanız geri dönelim diye tutturmayacaksınız.
Et de ne pas m'asticoter si vous êtes fatigués.
Aynen dediği gibi. Hepimiz yorulduk.
En effet, nous sommes tous fatigués.
Biraz yorgunsun.
Bien que les tiens... ils sont un peu fatigués
Atlar yorgun.
Nos chevaux sont fatigués.
Ama yıprandık ve tükendik.
Mais nous sommes fatigués, vidés, éteints
Çünkü hepimiz yorgunuz.
Nous sommes fatigués.
Bazılarında dünya kadar para olmayabilir ama genç ve sağlıklı olmanın getirdiği avantaj vardır.
On n'est pas tous pleins aux as, vieux, fatigués et prêts à se laisser marcher sur les pieds.
Benim ellerim yoruldu.
Mes bras sont fatigués.
Ping-Cho, yerini şeyle paylaşır mısın...?
Vous devez être très fatigués. Ping-Cho, vous accueillerez...?
Peki neden virüsün bulaştığı insanlar gündüzleri kendilerini yorgun hissediyor?
Pourquoi les gens infectés sont-ils si fatigués pendant la journée?
Uykusuz bir gecenin ardından yorgun düşsek de, bugün kaydedilen ilerleme iyiydi.
Aujourd'hui, nous avons bien progressé, malgré le fait que nous étions tous très fatigués après une nuit blanche.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]