English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Faturalar

Faturalar Çeviri Fransızca

2,176 parallel translation
- Birinin faturaları ödemesi gerek, evlat.
- Il faut payer les factures.
Raven prensiplerle faturaları ödeyebileceğini sanıyor ama yapamaz.
Raven pense que les principes payent les notes. Mais c'est pas le cas.
Ziyaretçi defterlerine ve faturalarına göz attım.
J'ai vérifié leur registre et leurs reçus.
Faturalarını bu yüzden mi ödeyemiyorsun?
C'est pour ça que tu es endetté?
Faturaları ödüyor, çalışmak için zaman kalıyor.
Payer les factures, étudier le reste du temps.
İstediğim kadar parayı borç alıyorum ve faturalar evin başına kalıyor.
J'emprunte tout l'argent que je veux, et la maison se coltine la facture.
Gelecek ay faturaları sen öde.
Tu paieras les factures.
Sadece tedavi faturaları bile... Bizi gömecekler.
Rien qu'avec les factures de soins, c'est la fin.
İnan bana, eğer bu aileyle takılmaya devam edersem Faturalarımı ödemek için benim de ağzıma almam gerekebilir.
Elle fait de son mieux. je finirai par sucer des bites pour vivre.
Bana "Jack faturalar yüzünden Jill'i vurdu." de, ben de kelepçeleyip evime gideyim.
Je préfère Jack tue Jill pour une facture, je l'arrête et je rentre.
Faturalarını bankadan öderdi.
Elle sert à payer ses factures à la banque.
İş faturaları ödemeye geldi mi ikilem yaşayacak.
Alors, quand il est temps de payer la facture, il aura un dilemme.
- Ben de şüpheyi göze alamam. - Biliyorum, faturaların var, biliyorum. Jake, insanlara güvenemediğin bir hayat, çok kalitesiz bir hayattır.
Tu as perdu ton mari... une très mauvaise chose.
Faturalar için sattım.
- Je l'ai vendue pour payer nos dettes.
Gitarlarınızı geri alabiliriz ve faturalarınızı yatırabiliriz.
On peut racheter vos guitares et payer vos factures.
¶ hayır hayır hayır hayır hayır ¶ ¶ pahalı faturaları ödemek için kendini ucuza satıyor ¶
Il vend des frissons pour payer ses factures
Bakın. Bu iş sadece faturaları ödemek için.
Je fais ça pour les factures.
Faturaları ödeyebileceğim, şehir merkezinde, dişçi de orada!
Ça paye les factures, c'est en centre ville, ça couvre les soins dentaire!
Vergi faturaları, çocuklarının yaptığı çizimler... Siz ikinizin balık tutarken resmi...
Des feuilles d'impôt, des dessins de ses enfants, une photo de vous deux à la pêche,
Faturaları ödüyorsunuz, değil mi Bill?
La facture d'électricité a été payée?
Faturalar.. günden güne gelmeye devam etti.
Les factures, ça n'arrête pas.
Bir oğulları vardı... sağlık faturaları.
Ils ont un fils... Factures médicales.
Onlara Andy'nin ilaç faturalarını göstersem iyi olacak.
Je devrais leur montrer les factures des médocs d'Andy.
Rajal Lamba için sağlık yardımı faturaları bulduk.
On a trouvé des factures de Medicaid de Rajal Lamba, la troisième victime.
Açık konuşayım, 14 çocuğun olunca hastane faturalarını karşılamak çok zor oluyor.
C'est dur de payer les factures du médecin quand on a 14 enfants.
Bunlar 1995'in faturaları.
Ce sont les reçus de 1995.
- Bütün faturaları gönderirim.
- Je t'enverrai tous les reçus. - Trop tard.
Pekâlâ, öyle görünüyor ki gizemli hastamızın hastane faturaları önceden ve nakit ödenmiş.
{ \ pos ( 192,220 ) } La facture de notre mystérieux patient
İade etmem gereken şeyler var ama faturaları bulamıyorum.
{ \ pos ( 192,220 ) } Les mecs, j'ai des trucs à rapporter { \ pos ( 192,220 ) } et je ne trouve pas les reçus.
Ayrıca Türk'ün hastane faturaları da ödenecek.
En cas de frais d'hôpital pour le Turc.
Faturalar...
Factures...
Muhtemelen yaklaşan faturaları için aranıyordu.
Il devait avoir hâte de réclamer sa dette.
Doktor faturaları, röntgen masrafları falan olacak. Bunları birinin ödemesi lazım.
Faut bien payer les consultations et les rayons X.
Buraya geliyorsun, faturalar ve sigortalardan bahsediyorsun.
Tu es venu ici parler de factures et d'assurance.
Kariyerin tamamen dibe vurup faturalarını ödeme derdine düştüğün zaman mimarlıkta eğitmen olursun.
Enseigner l'architecture est ce qu'on fait quand sa carrière a complètement touché le fond et qu'il faut payer les factures.
- Parayı faturalar için kullanıyorum. Kendi işim var.
Je l'utilise pour payer ses factures.
Faturaları da yakacak mıyız?
On va brûler nos papiers de l'armée?
Dvd ler, kitaplar, faturalar.
Des DVD, des livres, des factures.
Ama bu faturaları ödemeye başlamamız gerekiyor, yoksa ödenmeyen faturalar acentesine gidecek ve annemler de bebek beklediğimi anlayacak.
{ \ pos ( 192,230 ) } Mais on doit payer ces factures { \ pos ( 192,230 ) } ou on aura affaire aux agences de recouvrement, { \ pos ( 192,230 ) } et mes parents découvriront que j'attends un enfant.
Teoride, hepsi faturalarını ödeyen vergi mükellefleri içindir.
En théorie, cela revient aux contribuables qui payent.
Faturalar.
Des factures.
Bak! Kredi kartı faturaları.
Regarde, des reçus de cartes bancaires.
Faturaları ve kontratları burada.
Voici leur contrat et leur facture.
Ayrıca bütün faturalarını nasıl ödediğini...
Et comment il payait ses factures?
Çalışma ve emekli maaşı bölümünden, kredi kartı, telefon faturaları - -
assurances, cartes de crédit, factures de portable.
Uçak biletleri, otel odası faturaları, ve bazı büyük resimleriniz var bilgisayarımda.
J'ai des reçus d'hôtels, de billets d'avion et de très belles photos sur mon ordinateur.
Anlamsız hikayeler ya da ödeyemediği faturalar falan?
Un passé incohérent, des factures impayées?
Faturalar, kitaplar, maaş, hepsine tamam.
- Très bien. Les factures, les comptes, la paye...
Atlantic City'den daha bu sabah döndüm ve bunu ispatlayabilecek motel faturalarım da var.
Je reviens juste d'Atlantic City... et j'ai la facture du motel pour le prouver.
Jan, Devlet Çiftliğiyle birkaç kooperatiften faturalar, bilgiler ve hasar tutanakları çalmış.
Jan... avait dérobé des documents venant de la ferme d'État et de quelques coopératives.
Şeker, tarım aletleri, inşaat malzemeleri, sahte faturalar,... kayıp ve zarar tutanakları.
Sucre, machines agricoles, matériel de construction, fausses factures. Rapports de sinistres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]