English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Fatıma

Fatıma Çeviri Fransızca

35 parallel translation
Fatıma cevapladı :
Fatima lui répondit :
Ve Fatıma lanetini söyledi :
Fatima prononça alors sa malédiction :
Fatıma'nın çığlığını duyan Allah dedi ki : "Senin oğlunu kurtarırım,"
Entendant les pleurs de Fatima, Allah dit : "Je peux sauver Hossein,"
Fatıma haykırdı :
Mais la terre-mère-Fatima refusa :
Muhammed'in kızının lütfu dünyayı aydınlattı. Böylece Fatıma'nın ıstırabı bütün kadınların acısının kefareti oldu.
La grâce de la fille de Mohammed illumine le monde car sa douleur a racheté les peines de toutes les femmes
Fatıma... geldin.
- Fatima... Tu es venue.
Fatıma.
- Fatima.
Fatıma, bekle.
Fatima, attends.
Fatıma, bekle.
Attends, Fatima.
Derslerimiz var Fatıma.
- On n'a pas fini nos études.
Fatıma evlendikten sonra insanların rüya görmediğini söyledi.
- Fatima dit que lorsqu'on se marie, on arrête de rêver.
Baba, Fatıma ne zaman eve gelecek?
- Quand Fatima va-t-elle revenir, papa?
Fatıma, burda ne yapıyorsun?
- Fatima, qu'est-ce que tu fais ici?
Fatıma'nın nerede olduğunu bilmiyorum.
- Je ne sais pas où est passée Fatima.
Bekle, Fatıma'yla çekilmek istiyorum.
- Attends, j'en veux une avec Fatima.
Fatıma, gel fotoğraf çektirelim.
- Fatima, approche pour la photo.
Muhafızlık sıfatıma dayanarak Bayan Green size, ani bir bombardıman saldırısına karşı ailenize koruyucu miğferler tedarik etmenizi öneririm.
En tant que préposé à la défense passive, puis-je vous suggérer d'équiper votre famille de casques de protection en cas de bombardement soudain.
Bir kargayla anlaştığımı duysa atalarım sıfatıma tükürür.
Mes ancêtres me cracheraient dessus si je casse la croûte avec un corbeau.
Şişko Tommy, bunun gerçek olduğunu sanmış.Yapışmış bacağıma bırakmıyor.
Fat Tommy croit que c'est vrai. Il est accroché à mes jambes, ne veut pas lâcher.
Yani, ben Şişko Tony olsaydım, ki Tanrı biliyor bir gün olacağım... Sadece hücremde oturur ve günden göre delirirdim.
Si j'étais Fat Tony, et j'espère l'être un jour, j'enragerais dans ma cellule.
Kişiliğimi tanımlayacak bir sıfat?
Et pour décrire ma personnalité?
Ben de davalı sıfatı giyer, hatta sahte beyanda bulunmakla suçlanır ve müvekkilemle aynı cezaya çarptırılırım.
J'élabore une défense suspectée d'être de mauvaise foi et je subit le même sort que ma cliente.
Sonunda baban kız kardeşinin, ağabeyine katil sıfatını konduramadığı için bunalıma girdiğini söyler.
Puis, votre père vous dit que votre soeur fait une dépression car elle ne supporte plus d'avoir un frère meurtrier.
Ben Rıfat Maroun ve bu da kızım Jasira.
Je suis Rifat Maroun et voici ma fille, Jasira.
Fatıma burada mı?
- Fatima est ici?
Bana düşen, efendim başbakanınız sıfatıyla resmi olarak istifamı sunmak ve yeni hükümeti kurması için Bay Atlee'yi davet etmenizi tavsiye etmektir.
Il est de mon devoir, Monsieur, de vous donner ma démission officielle en tant que ministre et de vous conseiller d'inviter M. Attlee à former un nouveau gouvernement.
Şimdi ; dâhi hacker'ım ; "hack" lemeye, zeki sistem yöneticim ayarlara devam ederse ve Greg de nedense senin için uygun bir sıfat bulamadım.
Mon super hacker se concentre sur le piratage. Ma brillante responsable réseau continue l'installation. Et Greg...
Annem gitmeden önce Wo Fat'i görmeye gitmiş.
Avant qu'elle ne parte, ma mère est allée le voir.
Wo Fat bir sosyopat * bir terörist, babamı öldürttü, ama annem hala onu koruyor.
Wo Fat... est un sociopathe, un terroriste, il a tué mon père, et ma mère le protège.
Tamam, o bir sıfat. Benim hatam.
- C'est un adjectif, ma faute. peu importe.
Ya da yakışıklılığım ama sıfat işine girmeyelim yoksa tüm gün buna devam ederiz.
ou ma belle gueule, mais ne faisons pas de liste, ou on en a pour la journée.
Annemin Wo Fat'le olan ilişkisini biliyor muydun?
Etais-tu au courant du lien entre ma mère et Wo Fat?
Wo Fat'in annesi masum bir kadındı.
- Ce que ma mère a fait c'était servir ses propres intérêts et c'était pour couvrir le meurtre d'une femme innocente. La mère de Wo Fat était innocente.
Başarılı kelimesi genç kızlar için fazla cömertçe kullanılıyor artık. Ama kardeşim Georgiana, bu sıfatı hakediyor.
On qualifie bien trop facilement d'accomplies les jeunes femmes d'aujourd'hui, mais ma sœur Georgiana mérite cette distinction.
Sıfatıma geldi lan!
Mon visage!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]