Faulkner Çeviri Fransızca
157 parallel translation
- Jane Faulkner.
- Jane Faulkner.
Faulkner kız kardeşlere gelince.
- Continuez. Maintenant, à propos des sœurs Faulkner.
Şafak Bekçileri William Faulkner'ın "Pylon" adlı romanına dayanmaktadır.
LA RONDE DE L'AUBE
Bay White geldi, Faulkner düzeltmeleri de hazır.
Les épreuves de Faulkner sont prêtes.
William Faulkner'i taniyor musun?
- Tu connais William Faulkner?
Çarşamba Walt Whitman Cuma Faulkner ;
mercredi, Walt Whitman.
Cumartesi ve Pazar da Schopenhauer ve Sartre..
Vendredi, Faulkner, samedi et dimanche, Schopenhauer et Sartre.
Onlar astronot değil, General Faulkner.
Ce ne sont pas des astronautes, général.
Gıda bölümü şefi Bay Faulkner ile görüşmek istiyorum.
J'aimerais parler au responsable de la restauration, M. Faulkner.
- Ne güzel bir akşam Bay Faulkner.
- Bonsoir, M. Faulkner.
Bay Faulkner çıktı mı?
M. Faulkner est en vacances?
Faulkner'dan şirketimizin düzenli büyümesi hakkında bilgi alabilirsiniz.
Dites à Faulkner que nous achetons toujours en gros chez vous.
- Faulkner, Anderson, Fitzgerald.
- Faulkner, Anderson, Fitzgerald.
- Pekala. ... bana iki tane Hemingway ve bir de Faulkner ver..
- Bon... donne-moi 2 Hemingway et 1 Faulkner.
Faulkner.
Faulkner.
Dr. FauLkner, 6221.
Docteur Faulkner, 6221.
Albay Faulkner.
Colonel Faulkner.
Albay Faulkner,... - Adım, Thomas Balfour. - Memnun oldum.
Colonel Faulkner, je suis Thomas Balfour.
Umarım makul bir değer biçersiniz. Güle güle Faulkner.
On vous paye pour risquer votre vie, j'espère que vous ne lui accordez pas trop de valeur.
Emile'in sevinç ifadesiydi. Emile, seni Bay Faulkner'la tanıştırayım.
Emile exprimait sa satisfaction.
- Allen, bu benim oğlum, Emile.
Voici M. Faulkner. - Voici mon fils, Emile.
Ona, Janders ve Faulkner'ın burada olduğunu haber verin.
Appelez-le et dites-lui que Janders et Faulkner sont là.
Düşmanca davranmanıza gerek yok, Albay Faulkner.
Commencez votre exposé. Inutile d'être hostile, colonel Faulkner.
Albay Faulkner!
Colonel Faulkner!
Hiç hoş gelmediniz, Bay Faulkner.
Je ne vous invite pas, M. Faulkner.
Blake Jessie, Albay Faulkner. Yaş :
Blake Jessie, colonel Faulkner.
- Albay Faulkner,... St Vincent hastanesinde geçirdiğim iki sene hem yüreğimi katılaştırdı, hem de moralimi bozdu.
Colonel Faulkner, deux ans dans les salles de l'hôpital St Vincent m'ont durci le cœur et ramolli le reste.
- General Faulkner'a acil bir mesaj var.
Un message urgent pour le colonel. Remontez.
Bay Limbani, benim adım Faulkner. Hareket etmeyin.
M. Limbani, je m'appelle Faulkner.
- Kendinizi nasıl hissediyorsunuz, efendim?
- Comme vous diriez, M. Faulkner, je tiens le coup. - Comment vous sentez-vous?
Dökülen kanların içinde boğularak öleceksin, Faulkner.
Vous vous noierez dans le sang et vous mourrez, Faulkner.
Size bir önerim var, Faulkner.
D'accord. Je vous propose un marché.
Ama, savaşmak istiyorlar. Bunu yapamam, Bay Faulkner.
Ils voulaient le faire, mais je ne peux pas, M. Faulkner.
Çok iyi bir denemeydi, Bay Faulkner. Henüz bitmedi.
C'était une belle tentative.
Dylan Thomas, Delmore Schwartz, Fitzgerald, Faulkner ölene kadar içtiler.
Dylan Thomas, Delmore Schwartz, Fitzgerald, Faulkner... ils sont tous morts alcooliques.
William Faulkner'i tanıyor musun? O kim?
Tu connais William Faulkner?
Eğer William Faulkner olsaydım böyle dokunmama izin verir miydin?
Si j'étais William Faulkner... tu me laisserais te toucher comme ça?
- Kesinlikle Faulkner değil.
- C'est pas du Faulkner.
Zamanında Faukner şu üç romanı tavsiye edermiş :
Les trois livres préférés de Faulkner étaient :
Faulkner, Flannery O'Connor, Eudora Welty.
Faulkner, Flannery O'Connor, Eudora Welty.
William Faulkner, insanı gerçekten düşündürtecek egzoz şakaları yazardı.
William Faulkner est très fort sur les pots d'échappement.
Amerika'da, ben göz önündeki bir tartışılanım ama Paris'te, edebiyatla ile ilgili ne görseler çabucak tanrısallaştırıyorlar.
ça se fait. Aux Etats-Unis, je suis controversé. Mais à Paris, où on a l'oreille littéraire... on a vite reconnu le génie... de Poe, de Faulkner et le mien.
Ama gökyüzü Blaine Faulkner gibiler tarafından taranmaya devam ediyor. Sadece uzaylılarla ilgili bir kanıt bulmak umuduyla değil aynı zamanda mutlu bir dünya bulmak için.
Mais Blaine Faulkner continuera d'observer les cieux, en espérant trouver un jour la preuve de leur existence mais aussi le bonheur dans un autre monde.
Faulkner'ın bir kitabını arıyordum neyse, olması gereken yerde değildi.
Je cherchais un livre de Faulkner. Bref, il n'était pas à sa place.
- Yaşıyorum, Bay Faulkner.
Je survivrai, M. Faulkner.
- Siz, Faulkner olmalısınız. - Doğru.
- Vous êtes Faulkner.
Senin, bir iç savaşı tetiklemeye çalıştığını düşünüyorum, Faulkner.
Vous voulez déclencher une guerre civile.
O adam öldü, Bay Faulkner.
L'homme est mort, M. Faulkner.
- Ne istiyorsun, Faulkner? - Konuşma şekliniz çok kötü.
Que voulez-vous?
Sen çok dikkate değer bir adamsın, Faulkner.
Vous êtes un homme remarquable, Faulkner.
Bugün sorulsaydı şöyle derdi :
Si Faulkner vivait, il nous dirait de lire :