Fedai Çeviri Fransızca
136 parallel translation
Samurai, bir fedai olmak ister misin? Senin için bunu ayarlayabilirim.
Samourai, veux-tu être garde du corps?
Yalnızca bir fedai olacaksın.
Tu n'es que garde du corps!
Şurdaki patron için değersiz bir fedai oldum ve en dibe battım.
J'ai fini par devenir un minable garde du corps.
Yani "fedai" olarak.
Des fauteurs de troubles!
Seni yanlış yönlendirilmiş fedai
Martyr fourvoyé
Ve onu, porno dükkanlarından birine fedai yaptım.
Je lui ai trouvé un boulot comme videur d'une librairie porno.
- Senden iyi fedai olur.
- Tu es un bon videur.
FEDAİ
Bar Routier
Senin gibi biri nasıl fedai olur?
Comment un type comme vous a fini videur?
Elinde ne var, fedai?
C'est quoi ça, Monsieur le justicier?
Dİkkatli ol fedai.
Attention, justicier.
Sadece sen şah çekebilirsin, fedai.
Justicier, tu es le seul à pouvoir mettre le roi en échec.
- Bu doğru, seni kaba fedai.
- Exact, espèce de vigile de mes deux.
Ben kahya oldum, kaportacı oldum, diskolarda fedai oldum.
Moi j'ai appris la carrosserie, le service, la garde de la discothèque. Pourquoi? Parce que je me suis retrouvé en taule pour un rien!
Ben kimsenin fedai gurubuna katılmak istemiyorum... sen ve alnı açık George uygunadım gidebilirsiniz
Votre bande de gangsters m'intéresse pas. Dégagez avec votre gorille.
Fedai, zamanı gelince benim de oraya gideceğimi söyledi.
Et le videur a dit que je le rejoindrais un jour.
Söylesene, benim için fedai olarak çalışmak ister misin?
Tu m'es sympathique. Tu veux bosser comme homme de main?
Hep bir fedai olmak istemişimdir!
J'en ai toujours rêvé!
Beni gururlandırdınız, yardımsever fedai.
Je suis flatté, monsieur.
Senin kulüpte fedai olmanı istiyor.
Il veut que tu sois videur du club
Fedai'nin ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu sais ce que c'est un videur, n'est-ce pas?
Herifi görmeliydiniz. Topu almak için bir çocuğu ezdi,.. ... sonra yanına goril gibi bir fedai alarak topu oradan kaçırdı.
Vous auriez dû voir ce type... il écrase un môme pour avoir le ballon, et il s'enfuit avec un gorille à ses côtés.
Güçlü, suskun tiplerdensin, ha? Tam fedai takımı.
Le videur, quel paquet de muscles!
6 fedai beni bardan dışarı yaka paça fırlattı.
Six videurs m'ont expulsé d'un club, comme si j'étais un frisbee.
"Bir barda olabilir. Fedai veya koruma görevlisi olabilir."
Dans un pub, un travail comme videur ou garde de corps.
İki barmen, bir fedai ve kokteyl garsonu 33 kız, öyle mi?
2 barmen, un videur, 33 serveuses?
Okuldan atıldıktan sonra fedai olarak çalışmaya başladım.
Après mon renvoi de l'école, j'étais devenu videur d'une boîte.
Oraya gittiğimde, fedai onu benzetmek üzereydi.
Quand je suis arrivé, le videur allait s'occuper de lui.
Fedai çöp tenekesinin yanındaki kavganızı ayırmak zorunda kalmış.
Le videur a dû vous séparer hier soir vers 22 h.
Tepkine bakılırsa ya sporcu ya da bir striptiz kulübünde fedai.
Vu ta réaction, je dirais que c'est un sportif - ou le videur d'un club de strip-tease.
O ve şu fedai gibi görünen herif.
Lui et le type qui ressemble à un videur.
İyi bir fedai takımıyla, müessesenizi bir orkestra gibi yönetebilirsiniz.
Avec de bons videurs, on dirige un bar comme un orchestre.
İyi bir fedai grubuyla bunu yapabilirsiniz.
Avec une bonne équipe.
Fedai!
Fedayin!
Önünde bir fedai duruyor. Bir sürü silahlı adam var.
Je vois un garde, beaucoup d'hommes armés.
Bunun fedai olmadığında hemfikiriz değil mi?
Je crois qu'on est d'accord pour dire que ce n'est pas un videur.
- Hem şoför hem de fedai.
De même que le chauffeur. Chauffeur et garde du corps.
Fedai olan herif, Jeffrey Sanders sıkı adammış.
Jeffrey Sanders, c'était un garde du corps confirmé.
Bir çeteciyi koruman için sana fedai verecek değilim.
Je ne te donnerai pas des gardes du corps pour protéger un voyou.
Zürih'te Kronos adlı bir kulüpte fedai. Gecmisi vukuat dolu.
Il est videur dans un club appelé le Kronos à Zurich, avec un CV rempli de crimes.
Fedai kurbağalar!
Les enfants!
Hala fedai olarak mı çalışıyorsun?
Tu bosses encore comme videur?
Yani, fedai onu başka birinin üstünde kullanmış.
Le videur l'a utilisée sur quelqu'un d'autre
Çünkü ben bir fedai değilim ve burası da gece kulübü değil.
Je ne suis pas videur, et on n'est pas dans une boîte de nuit.
Fedai olduğum için hiç pişmanlık duymamıştım ama bugün, bok gibi hissettim kendimi.
Je n'ai jamais regretté d'être devenu un gangster, mais là... je me déteste.
İnsanların ellerini kontrol eden ve içeri girmelerine izin veren bir fedai vardı.
Un videur vérifiait les mains des gens pour les laisser entrer.
Fedai takımım dışarıda bekliyor.
T'inquiète, j'ai une équipe devant la porte.
Fedai takımın olsun olmasın, bu koltuk bu adamı bulana kadar en yakın arkadaşım olacak. - Şimdi bizi yalnız bırak.
Équipe ou pas, ce canapé sera mon meilleur ami tant qu'on n'aura pas retrouvé ce type.
Maymunların olduğu bir kafese bir yılan koyduğunuzu düşünün maymunların biri de fedai olsun. Yani, yılanın dikkatini kendi üzerine çekecek. Yılan onu mu yer?
Supposez que vous mettiez un serpent dans la cage et que l'un des singes est un héros, et lui fait comprendre qu'il doit le manger?
"Yardakçı fedai ile kapışsın, bize de eğlence çıkar." Hayır.
Le faire-vaIoir n'a qu'à se battre avec Ie cingIé pour nous amuser. Non.
Bak bir fedai.
Regardez, un activiste.