English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Fino

Fino Çeviri Fransızca

110 parallel translation
Az sonra fino köpekleriyle sarayına girecektir.
Il va rentrer dans son palace bientôt avec tous ses majordomes.
- Kim kendisini yanan halkaların arasından fino köpeği gibi atlatan bir adamı sevebilir ki? - Bu da ne demek oluyor şimdi?
- Pourquoi tu dis ça?
Miles'ın onun peşinden fino köpeği gibi koşması hiç hoşuma gitmezdi.
J'en étais malade de voir Miles avec lui.
O zaman bile sadık küçük fino köpeğin gibi peşinde dolaştım.
Je t'ai obéi comme un chien-chien à sa mémère!
Occhio-Fino - Fino-Occhio "ibne".
"Pedalino", pédale, c'est clair.
İsviçre'ye kaçıp senin fino köpeklerinden biri olmak.
Si je partais avec toi, je deviendrais ton toutou!
Kaniş ve fino.
un caniche et une femme.
Çomar, tazı, melez, spanyel, sokak iti, fino su köpeği, kurt kırması nasıI hep köpek diye anılıyorsa.
Autant que braques, lévriers, bâtards, épagneuls, limiers, roquets... brachets, caniches et chiens-loups sont sans conteste des chiens.
Fino köpegimi.
Mon caniche.
Mösyö Twain her sezon Fransa'ya gelirdi fino avlamaya.
Monsieur venait en France toutes les saisons... pour faire la chasse aux caniches.
Fino köpeğine benzedim.
On dirait un caniche.
Bahse varım ki Amerikalılar fino köpeklerine bayılıyordur.
Je crois que les Américains sont fous de caniches.
Salak bir fino gibi onu takip ediyorum.
Je suis juste une cretine ridicule qui le suit partout comme un chiot.
Çıplak bir sarışın kolunun altında fino köpeği ile bara girer ve diğer elinde ise yarım metrelik bir salamla.
Une blonde à poil entre dans un bar avec un caniche sous un bras... et un saucisson d'un mètre de long sous l'autre.
Halıya minik fino bombaları mı bırakıyorsun?
Tu truffes le tapis de crottes explosives?
Yavaşça, fino, kötü bir şey yapmak istemiyorum.
Doucement, Fido, je ne te veux pas de mal.
Karabaş flambe güzel bir ana yemek. Ve tatlı olarak, Fino dondurması.
Fido flambé comme plat principal, et en dessert, un parfait pékinois'
Fino köpeği gibi.
On dirait un caniche.
Kendilerini kurt gibi hissederler, ancak onun gibi fino olduklarını unuturlar.
Il se prend pour un loup au lieu de rester à sa place de chien.
Maskot gibi bir şey oldum pembe bir fino gibi.
Je devins une mascotte, comme un caniche rose.
Ya güzel bir fino onu görüp kaçırıverirse?
Il pourrait rencontrer un caniche et vouloir se faire la malle.
Hey, Eddie, şu fino yorumuna mı takıldın kaldın?
Tu es toujours déprimé pour l'article?
Kesin minyatür bir fino köpeğim olur ve onu yeniden yapardım. Eğer kendi barın olursa, bunların hepsini yapabilirsin.
J'aurais un caniche nain, un lifting.
Sen neden bahsediyorsun ılan böyle? Benim adım, Da Fino.
Mais de quoi tu parles?
Ben bir özel hafiyeyim, senin gibi dostum.
Je m'appelle Da Fino. Je suis privé, comme toi.
Kız kaçırıldı Da Fino. Yapma be.
- On l'a enlevée, Da Fino.
Evet, tabii anladım, siktir git Da Fino.
Tu vois? - Oui, je vois. Dégage, Da Fino.
Az alışveriş yapsak da yüzün güldü değil mi fino?
N'est ce pas que ce shopping t'as réconforté un petit peu, caniche?
Boş ver gitsin. - Selam, fino köpeğim.
M'en fou.
- Güle güle, fino.
- Au revoir, chou.
Ufak fino arkada kalsın lütfen bayan.
Le caniche nain, je vous prie.
Tabii. Fino, seninle kafa buluyoruz. Ama en azından en sevdiğin silahın bir füze olduğunu öğrendik.
On est juste en train de déconner mais au moins on sait maintenant que tu préfères les missiles.
- Selam, fino.
- Oh! Salut, caniche!
Her zaman güvendiği birine, "Fino" suna.
La même personne sur qui elle s'appuye toujours : son caniche.
Tanrım! O resimden nefret ediyorum! Beni bir fino köpeği gibi gösteriyor.
Sur leur photo, j'ai l'air d'un caniche psychotique.
Ağır ol Fino.
Mollo, Médor!
Bir fino gibi dövüşüyorsun.
Tu te bats comme caniche.
Ona aşık oldu, fino köpeği gibi peşinde dolaşıyor.
Il est amoureux. Il la suit comme un toutou.
Bu küçük fino köpeklerini hayvan dükkânına götürmeliyiz.
On doit livrer ces caniches à l'animalerie.
- Selam fino.
Salut, caniche.
Fino, bütün hafta sonumu bunun üzerine plânladım.
Caniche, toute ma semaine n'a tourné autour que de ça.
Vücut kıllarımızı aldıracaktık. - Şimdi olmaz, fino.
On devait se faire épiler le maillot.
Fino köpekleri için davet?
Pilates pour caniches?
Biliyorum.Kahrolası takım da çatlak var, söylemeliydim. Birisi onun soyunma odasına girip... yemekte fino servis etmek istemiş.
Une équipe sacrément professionnelle, il faut dire... puisque quelqu'un vient d'entrer comme de rien dans sa loge... et a essayé de servir Fido pour souper.
- Fino köpeği mi?
- Un caniche?
Doğumgünü, tatiller, seni bi fino köpeği yaptığım dalavereler.
Les anniversaires, les vacances, ta permanente de caniche.
Bu nerdeyse sana "fino kafa" dediği kadar kötü.
Ca vaut la fois où il t'a traitée de caniche.
Siz de ister misiniz, Mösyö Poirot?
Un Fino?
Ayrıca fino ediniriz.
- Vraiment?
Sanki bir fino köpeğinden bahsediyorsun gibi.
On dirait que tu parles d'un caniche.
- Karen, içeri gelin. - Selam, fino.
- Bonjour, chou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]