Fitzpatrick Çeviri Fransızca
186 parallel translation
Bayan Fitzpatrick, biraz daha öne gelebilir misiniz?
Avancez un peu, Mme Fitzpatrick.
Burma Rifles'dan Binbaşı Fitzpatrick diğer bilgileri verecek.
Le commandant des Fusiliers Birmans va vous expliquer.
- Bakın, madam, Bayan Fitzpatrick!
- C'est Mme Fitzpatrick!
Ben de öyle, kocam Fitzpatrick'ten kaçıyorum. Şu an peşimdedir eminim.
Moi aussi, je fuis mon mari, M. Fitzpatrick, qui est à ma poursuite, j'en suis sûre.
- Burada öyle biri yok.
- Il n'y a pas de Mme Fitzpatrick ici.
- Onun sesini nerde olsa tanırım.
M. Fitzpatrick. Je connais sa voix.
Neler oluyor burada?
Fitzpatrick, qu'est ceci?
Bayan Fitzpatrick'i görsem tanımaz mıyım?
Ne connais-je pas trés bien Mme Fitzpatrick?
Yürü, Sophie. Fitzpatrick beni bulmadan ortadan kaybolmalıyız.
Venez, il nous faut fuir avant que Fitzpatrick ne me découvre.
Sophie'i bulmaktan ümidi kesen Tom, Lady Bellaston'da kalmakta olan Bayan Fitzpatrick'ten yardım ister.
Prêt à tout pour retrouver sa Sophie, Tom rendit visite à Mme Fitzpatrick, qui recevait une certaine lady Bellaston.
Sophie'nin orada olduğuna eminim ama yok dedirtti.
Je suis certain que Sophie était chez Mme Fitzpatrick lorsque j'y suis allé.
Bayan Fitzpatrick olabilir. Belki de Sophie'den haber getirecek.
Est-ce de Mme Fitzpatrick avec des nouvelles de Sophie?
Bayan Fitzpatrick eğer sizseniz, beni oyalamanız korkunç bir zalimlik.
Mme Fitzpatrick, si c'est bien vous, il est cruel de vous divertir à mes dépens.
Ben sizi Bayan Fitzpatrick sanmıştım.
Je vous avais prise pour Mme Fitzpatrick.
Bayan Fitzpatrick'le bir konuşun.
Vous pourriez voir Mme Fitzpatrick.
Sabahleyin Tom bir ümitle Bayan Fitzpatrick'e gider.
Et au matin, Tom partit chercher de l'aide chez Mme Fitzpatrick.
Avukat Dowling Bay Fitzpatrick'i ziyaret etmeye karar verdi ancak onu karşılayan kişi Bayan Waters'dan başkası değildi.
L'avocat Dowling décida de rendre visite à M. Fitzpatrick. Et qui le reçut, sinon Mme Waters?
Rahatsız ettiğim için bağışlayın, Bayan Fitzpatrick.
Excusez mon intrusion.
Bay Fitzpatrick'in yakın dostuyum.
Je suis une bonne amie de M. Fitzpatrick.
Aslında ben de onu görmeye gelmiştim. Oğlun için af dileyecektim.
Je suis venu voir M. Fitzpatrick pour plaider la cause de votre fils.
Bay Fitzpatrick'e zarar vermek niyetinde değildi.
Il n'a jamais eu l'intention de blesser M. Fitzpatrick.
Ama ben o adamı Upton'dan tanıyorum zaten.
J'ai rencontré l'homme qui a blessé M. Fitzpatrick, à Upton.
Arkadaşım Fitzpatrick iyileşti ve Tom'a olan suçlamasını geri aldı.
"M. Fitzpatrick est guéri " et n'accuse plus Tom de vol. "
- Amiral Fitzpatrick konuşuyor.
- L'amiral Fitzpatrick.
İsminiz Jane Fitzpatrick mi?
Votre nom est Jane Fitzpatrick?
Bu adam ünlü bir yazar. Eugene Fitzpatrick. Fransız yazar.
C'est un écrivain célèbre, Eugene Fitzpatrick, un écrivain français!
Bay Fitzpatrick.
M. Fitzpatrick...
Ben şimdiki zamanı dert ediyorum, Bay Fitzpatrick.
Je me soucie du présent, M. Fitzpatrick.
Hoşça kal, Fitzpatrick.
Au revoir, Fitzpatrick.
"Sözcükler bize yardım etmeyecek artık, Bay Fitzpatrick." Ama elimde kalan tek şey bu sözcüklerdi.
"Les mots ne sont d'aucun secours, M. Fitzpatrick", mais je n'avais qu'eux.
"Başlangıçta söz vardı." "Sözcükler bize yardım etmeyecek artık, Bay Fitzpatrick."
"Au commencement était le verbe." "Les mots ne sont d'aucun secours, M. Fitzpatrick"
Bu da toptan gübre işi yapan adam.
Randall Patrick O'Shannon Fitzpatrick.
Bay Fitzpatrick, Bayan Davis telefonda.
Mlle Davis au téléphone.
Benim bir kardeşim yok Bay Fitzpatrick.
J'ai pas de frère.
Biliyor musun garip Bayan Fitzpatrick, karım Mickey'nin evlendiğini öğrendiğinde doğal olarak kızdı.
C'est drôle, quand ma femme... a appris votre mariage, elle a bien sûr été contrariée.
Çok yakışıklısınız Bay Fitzpatrick.
- Vous êtes très beau, monsieur. Et mes cheveux?
Yüzbaşı O'Riley Fitzpatrick McNamara Callaghan.
Le capitaine O'Riley Fitzpatrick... McNamara Callaghan!
Ebe ona yaklaşır ve şöyle der,... " Bayan Fitzpatrick, bu sizin kan grubunuz.
La sage femme lui dit : " Mlle Fitzpatrick,
Peder Fitzpatrick'i ziyarete gitsem iyi olacak Dougal.
Je pense que je vais aller voir le Père Fitzpatrick.
"Peder Crilly, yeni kaybettiğimiz Peder Seamus Fitzpatrick'in isteği üzerine ölümünde sizin almanızı istediği eşyaları size yolluyoruz."
"Père Crilly, sur les instructions " de notre client récemment décédé, Père Seamus Fitzpatrick, " voici quelques articles qu'il a souhaité que vous ayez
Fitzpatrick. Tam burada.
- Fitzpatrick?
Bay Fitzpatrick?
Monsieur Fitzpatrick...
- Shamus Fitzpatrick? ...? .
- Shamus Fitzpatrick.
Shamus Fitzpatrick bir aptal oldu.
Shamus Fitzpatrick était fou.
Peder Fitzpatrick şimdi seni görücek.
Le père Fitzpatrick vous attend.
- Peder Fitzpatrick bu olayın senin siciline geçeceğini söyledi mi?
Fitzpatrick a parlé de ton dossier, après l'incident?
Peder Fitzpatrick monsenyöre ait üst ruhban sınıfından biridir.
Le père Fitzpatrick est un supérieur dans le clergé.
Bayan Fitzpatrick.
Ma femme, Mme Fitzpatrick!
- Bayan Fitzpatrick!
Mme Fitzpatrick!
Fitzpatrick.
Fitzpatrick!
Duydum ki Peder Fitzpatrick ile konuşmuşsun.
Vous avez parlé au père Fitzpatrick?