English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Foods

Foods Çeviri Fransızca

334 parallel translation
Whole Foods'daki yönetici işini bırakıp buraya çalışmaya geldi.
Elle a démissionné de son poste de manager à Whole Foods, pour venir bosser ici.
İşletme fakültesinden ilk yüzde 2 içinde mezun oluyor ve Chemical Foods onunla süresiz sözleşme imzalayacak.
Il fait partie des meilleurs de son école, et Chemical Foods Inc.
Chemical Foods bugün arayıp erteledi ama onu arayıp söylemeyi unuttum.
Chemical Foods a repoussé le rendez-vous et j'ai oublié de la prévenir.
Warren'la daha çok zaman geçirmeliyim. Chemical Foods'la hayatımı planlamalıyım.
Il faut que je passe du temps avec Warren, que je me prépare pour Chemical Foods.
Bu akşam Chemical Foods'un personel müdürü ve eşi ile saat 6'da Americana'da randevumuz var da.
Nous avons rendez-vous avec le directeur du personnel de Chemical Foods à 18h à l'Americana.
Bovling salonları, sinemalar... Tavuklu McNuggets?
Dans les bowlings, les camping-cars et les fast-foods?
Ve geçen yıl, Farley's Foods 5 milyon adet üretmiştir.
L'an dernier, Farley en a produit 5 millions.
Fast food ve daha hızlı oyunlara prim veren bir toplum tarafından terkedildi.
Abandonné par une société qui ne jurait plus que par les fast-foods et les sports plus rapides.
Bill Live ve John Steele Bart Foods'tan Peter.
Peter, Bill Lives et John Steele s'associent à Bart Foods.
Bart Foods hisseleri Hillsboro olayından sonra 6 puan geriledi.
LES ACTIONS BART FOODS PERDENT SIX POINTS
Bu durumda Bart Foods dışarıdan birilerini getirebilir. Seni ve bir kaç kişiyi daha bu pozisyon için düşünüyorum.
Bart Foods hésite à engager quelqu'un de l'extérieur, donc je vous propose ce poste, ainsi qu'à quelques autres candidats.
Bart Foods güvenlik sızıntılarını işten çıkarmak için bir sebep sayıyor.
Bart Foods considère les fuites comme un motif de renvoi.
Whole Foods'da çalisiyor olacagim, Radio Shack'e takilip seni tanidigimi haykiracagim, sense ünlü, güzel olacaksin.
Je travaillerai pour une chaîne d'alimentation biologique, j'irai dans les magasins de hi-fi en hurlant que je te connaissais et toi, tu seras sous les projos, rayonnante et tout ça.
Seni Whole Foods'a asla ise almazlar.
On t'emploiera jamais dans une épicerie.
Harika hamburgerciler biliyor.
- Elle connaît tous les fast-foods.
Fast-food Dukkanlarini bir dusun
Regardez les fast-foods!
Abur cuburların, telesekreterlerin ve tek gecelik ilişkilerin olduğu bu modern zamanda, insanlar daha da öfkeli oluyorlar.
À notre époque, avec les fast-foods, les répondeurs, les coups d'un soir, les gens sont de plus en plus agressifs.
Dört yıldızlı restoranlar, Denny'nin yeri... Farketmezdi ve durmadı.
Restaurants chics, fast-foods, c'était sans fin.
İkincisi, onun hamburgerle falan işi olmaz.
Et il mange pas dans les fast-foods.
Bak, Leopold. Jansen Gıda, şirketimiz için önemli bir müşteri.
Ecoutes, Leopold, Jansen Foods est un client important de ma boite.
Genelde hazır yemek satan yerleri pek seçmem.
D'habitude, j'aime pas manger dans les fast-foods.
= Alışveriş için teşekkürler = Dichter'in yükselişi, Betty Crocker Foods için yaptığı bir focus grup çalışmasıyla oldu.
La percée de Dichter est venue avec une étude ciblée pour les aliments Betty Crocker
Bence sebep fast food.
J'attribue ça aux fast-foods.
Bu adam diyet yapmıyorsa ya da dışarıda yemiyorsa...
Ce type, ou il se nourrit de cochonneries achetées dans des fast-foods, ou il...
New York'ta, Nobu, Ralf Lauren, Tiffany's takılıyor. Ama San Diego'da, Denny's ve indirim marketlerinde.
À New York, il ne doit fréquenter que des magasins de grandes marques, mais à San Diego, il va dans des fast-foods et chez des discounters.
Yerel bir market zincirinde yöneticiyim.
Je suis cogérant pour Circle Foods, une chaîne de supérettes.
Market zinciri.
Circle Foods...
Tanrım. Hazır yemek meraklıları.
Seigneur, ils aiment les fast-foods.
Fakat ben onu sadece fastfood seven bir liseli kız olarak hatırlıyorum.
Mais je me rappelle seulement d'elle comme d'une lycéenne qui aimait les fast-foods.
Hamburgercileri vardır.
Ils ont des fast-foods.
Ayni şeyi sinema için gördük, video kasetler için fast food için...
On a remarqué la même chose avec les films, les fast-foods.
BigBest deposundaki olay?
Big Best Foods? Al Sesto?
Whole Foods'a gidip yarın için altı fileto mahi mahi alır mısın?
Tu peux prendre six filets de coryphène pour demain?
Bu gece bir ara Whole Foods'a gidebilir misin? - Evet.
Tu peux aller au magasin bio ce soir?
Mama. Ama onun için VVhole Foods'a gitmen gerekir.
De petits pots, mais de chez Whole Foods.
- Fast Food şirketlerini hedef alıp, - Onları obezite ve hastalıklardan suçlu gösterdiler.
Ils ont accusés les fast foods, de les avoir rendus obèses.
- Mc Donald's bütün Fast Food pazarının yüzde 43'üne sahip.
McDonald s détient 43 % du marché des fast-foods. Il y en a partout.
- Bu Fast Food şirketlerini dava edenleri duydunuz mu
Vous savez que des gens font des procès aux fast-foods?
- Bu Fast Food yerleri... - Eğer ben almazsam. - Bunu istemiyorum diyebiliyorsam
Les fast-foods existent, on les voit bien, et si je peux passer devant sans problème, sans y entrer, eux aussi.
- Sanırım Fast Food şirketlerine çok odaklanıldı
On porte beaucoup d'attention aux fast-foods.
- John Ben'in ofısi, yemek endüstrisine karşı olan hareketin başında.
John Banzhaf est le fer de lance de la guerre contre les fast-foods.
- Neden Fast Food olgusunu dava ediyorsunuz?
Pourquoi intentez-vous un procès aux fast-foods?
- Fast Food şirketleri ilk açıldığında, - Genel olarak bir boy verdiler herşeyi.
Au début, les fast-foods ne proposaient qu'une taille.
- Bu bütün Fast Food'larda aynı.
C'est systématique dans tous les fast-foods.
- Buların yüzde 95'i şekerli şeyler. - Şeker ya da gazlı içecek.
95 % sont pour les céréales, les sodas, les fast-foods et les bonbons.
- 200 milyon dolar harcadı.
Hershey Foods a dépensé 200 millions de dollars dans le monde.
- T Shirt'ler, kuponlar, - Çocuklar için oyuncaklar. - Fast Food yerlerinde verilenler,
Sur les tee-shirts, les bons de réductions, les jouets pour enfants, les cadeaux des fast-foods, les sets de table...
- Besin değeri bilgisi için dükkanlara mı gitsin?
Chercher ces infos dans les fast-foods?
- Fast Food dünyasının daha netleştiği yerler.
Ce monde de fast-foods a un impact de plus en plus évident... sur les écoles de notre pays.
General Foods?
Général Bol?
Böyle mi? - Sanırım Fast Food...
Les fast-foods contribuent largement... à cette épidémie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]