English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Forklift

Forklift Çeviri Fransızca

90 parallel translation
- Sen forklift kullanamazsın.
- Tu peux pas conduire ça.
- Larry, forklift nerede?
- Où est le Fenwick?
- Forklift mi?
- Fenwick?
Koca bir forklift gerekiyor.
Va falloir un sacré chariot élévateur.
İnsan forklift geliyor.
Attention, grue humaine!
Amcam hafta sonları forklift kullanmamı istiyor.
Mon oncle m'a offert un emploi en week-end : exploitation d'un monte-charge.
Makkonen'in, kendisini forklift ezmişti.
C'est celui de Makkonen, il a été renversé par un Fenwick.
Bir 10-34 vakası, iki adam ve bir forklift arasında.
On a un 10-34 entre deux hommes et une grue? C'est quoi un 10-34?
Sevgili forklift operatörleri.
Chers conducteurs de monte-charges...
Şimdi, fabrika içi dolaşımda size gerekli olacak forklift ehliyetlerinizi dağıtacağım.
Et maintenant, j'aimerais vous remettre à tous vos permis pour la circulation au sein de l'usine.
Klaus, forklift adıyla da bilinen çatallı kaldırıcıları kullanmak için gereken sınavı başarıyla verdi.
Klaus a passé avec succès son examen de conduite d'engins élévateurs lourds, également appelés monte-charges.
Şu anda, forklift operatörü unvanına sahip Almanya'da bulunan 37,000 eğitimli uzmandan biri.
Il fait aujourd'hui partie des 37.000 ouvriers spécialisés d'Allemagne, Qui peuvent se vanter d'être des conducteurs de monte-charges.
Forklift operatörü olarak ilk günün başlamak üzere.
Ton premier jour en tant que conducteur de monte-charge commence.
İyi bir forklift operatörü ilk olarak ne yapar peki?
Et que fait un conducteur de monte-charge en premier?
- Forklift operatör ehliyetin için tebrik ederim.
Félicitations pour ton diplôme de conducteur de monte-charge. Merci beaucoup.
Bu sebeple, forklift ile insanlar asla kaldırılmamalıdır.
Voila pourquoi on ne doit jamais charger de personnes sur les dents du chariot.
Forklift yine iş başında.
Bon, les monte-charges sont à nouveau en état de marche.
Paulie'nin kuzenini forklift ezmişti de beli kırılmıştı.
Paulie a un cousin qui a eu le dos broyé par une pelleteuse.
Queens'deki Big Boy deposunda forklift kullanıyorum.
Je conduis un chariot élévateur. Je travaille à l'entrepôt "Big Boy".
Soda makinesiyle forklift güvenlik ipuçlarının arasında.
Entre le distributeur de boissons et les conseils de sécurité.
Sorun şu, konuşmaya gelince varsın, ama icraat öyle değil, Forklift sürücü sınavını henüz geçmemişsin.
Bon, on parle, on parle, mais le problème, c'est que tu sais pas conduire un chariot élévateur.
Forklift sürücüsü işi için ilan verdin mi?
T'as mis une annonce pour la place de cariste?
Bir cüce forklift kullanıyor olsun.
Imaginez un entrepôt où c'est un petit nain qui conduit le chariot élévateur.
Forklift. Forklift, benim tarafımda.
Un élévateur, de mon côté!
Forklift!
- L'élévateur!
Buyur araba ehliyetin, motorsiklet ehliyetin... tekne ehliyetin, Forklift kullanım ehliyetin... bir serbest giriş kartı ve bedava D.M.V. * kalemi.
Voici ton permis auto, ton permis moto, ton permis bateau, ton permis de manutentionnaire, ta carte de priorité, et un stylo offert par nos services.
- Büyük forklift.
- Un portique sur pneumatiques.
Bize forklift lazım.
On a presque fini.
Hayatının kalanında forklift kullanmanın senin için yeterli olmadığını düşündüğüm için özür dilerim.
Je suis désolé d'avoir essayé de te donner une vie décente, Jess Désolé de n'avoir pas pensé que de conduire un fenwick pour le restant de tes jours, n'était sans doute pas digne de toi
- Acaba forklift ehliyeti var mı?
Je me demande s'il a son permis de cariste
Bu akşam forklift kullanmayı düşünmüyorsun, değil mi?
Tu ne prévois pas de conduire un chariot élévateur cette nuit, n'est-ce pas?
Forklift mi kullanacaksın?
Travailler à l'usine?
"Bir Kişilik Masa" Luke ve Lorelai "Duygusal Yüküm için bir Forklift Alabilir Miyim?" Gilmore evleniyorlar.
Luke "Une Table seule" Danes et Lorelai "Pardon, puis-je avoir un chariot élévateur " pour mon bagage émotionnel " Gilmore se marient.
Costco'da forklift mi kullanayım?
Manutentionnaire dans un supermarché?
Bir forklift bizi kaldırıyor.
Nous sommes soulevés par un engin.
O zaman forklift olmalı.
Donc ils ont dû le bouger avec un chariot élévateur.
- Gibbs, bugün Kuzey Alanı'nda çalışan iki forklift varmış.
On a deux caristes qui ont travaillé sur l'extension nord aujourd'hui.
Beni, buraya birisinin buraya gelip forklift üzerinde, sanki bir oyuncakmış gibi, hız yapması gerçekten rahatsız eder.
Ok. Donc ça me gêne quand quelqu'un s'amène ici et fonce partout avec l'élévateur et joue avec comme si c'était un jouet.
Onun için de iki tane forklift lazım oldu.
Il a fallu deux chariots élévateurs.
bu forklift.
Voici un élévateur.
Sen forklift kullanabilir misin?
- Dois-tu utiliser l'élévateur?
Forklift'i sen kullanamazsın. Anladın mı?
Tu ne dois pas utiliser l'élévateur.
Forklift kullanmaya yetkin değilsin.
Tu n'as pas le droit.
Forklift'i kullanan tek ben değilim.
Je ne suis pas le seul.
Bu şeyi kamyona yüklemek için forklift kullanmışlar ve uzaklaşmışlar.
On dirait qu'ils ont utilisé le chariot élévateur pour mettre la bombe sur le camion et s'en aller tranquillement.
Bu sadece bir kaç forklift değil, Clark.
- Ce n'est pas facile.
FORKLİFT OPERATÖRÜ KLAUS
KLAUS, CONDUCTEUR DE MONTE-CHARGE
Bu arada forklift kullanayım deme.
Ça le stoppe tout net.
David, neden 3 forklift sürücüsü varken,
J'ai une question, David :
Malları forklift ile taşıyorum.
Ouais, bien sur.
Forklift kullanmaları gerekirdir.
Il faudrait un chariot élévateur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]