English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Gage

Gage Çeviri Fransızca

1,583 parallel translation
Rehincinin temiz saydığı ile bizimki arasında fark vardır.
Il y a le nettoyage des prêteurs sur gage et notre nettoyage.
- Sen hiç bu bahse girdin mi? - Tabii ki hayır.
- tu accepterais ce gage, - sûrement pas.
- Cidden nasıl yaptın? - Lavaboda bardak kırdım.
J'entrais chez mon ex pour voler une montre appartenant à mon père pour que je puisse la mettre en gage afin d'avoir de l'argent.
Rehine koydun değil mi?
Tu l'as mis en gage?
Rehin ağına bilgi geçtik.
On a envoyé l'info à la brigade des prêts sur gage.
Ne? Dalga geçiyorsun!
La brigade des prêts sur gage a réussi?
Dükkana yolu ben tarif ederim.
Je vais t'indiquer la route jusqu'au prêteur sur gage
Damat tarafından bir barış teklifiyle geldim.
J'amène un gage de réconciliation de la part du marié.
Burası 53'lerin bölgesi. Gage'e doğru 48'lerin bölgesi başlıyor.
C'est le territoire des Five-Three, de la 48e jusqu'à Gage.
Hiç rehinciye bir şey bırakmamış.
Elle n'y a jamais rien mis en gage.
Cezası?
Quel est mon gage?
Minnettarlığımı ifade etmek için bir hatıra bıraktım.
J'ai laissé un gage d'amitié en retour.
Yerel rehincilerin vitrinlerinde bulunan türden şeyler değiller.
Pas le genre de chose que l'on trouve chez le prêteur sur gage du coin.
nbsp Yaşı 16'dan büyük olamazdı... nbsp Fairfax ve Wilson'ın köşesindeki rehin dükkanıma geldi... nbsp ve dedi ki, "Bana gitar ver."
Il n'avait pas plus de 16 ans, il est entré dans mon magasin de prêt sur gage, sur Fairfax et Wilson, et a dit : "File-moi ta guitare."
Sizi takdirimi anlatan birşeyler.
En gage de ma gratitude.
Bu sene aç yerlilere barış önereceğim.
Je vais les offrir en gage d'apaisement à ces barbares.
Benim bir kere medikal uyarı cihazım vardı fakat rehin verdim.
J'avais une plaque d'alerte médicale mais je l'ai mise en gage.
Peki ya kiralık katiller hakkındaki iddialarınız.
- Vraiment? Et le moment où vous avez suggéré à vos tueurs à gage de braquer une maison de plus...
Sana az önce olanları anlatmak hürmetini göstereceğim.
En gage de respect, je vais vous dire ce qui se passe réellement.
Gittin ve onu rehin bıraktın, değil mi?
Tu l'as mis en gage, c'est ça? Quoi?
O'nu son gördüğümde bi rehine dükkanında takılıyordu.
La dernière fois que je l'ai vu, il allait chez un prêteur sur gage.
Ne rehin veriyordu?
Qu'allait-il mettre en gage?
Rehine dükkanını aradım.
J'ai appelé le prêteur sur gage.
Rehine verilemeyecek cinsten bir silah.
Le genre qui ne peut pas être mis en gage.
Ve rehine dükkanına da hiç satış falan yapmadın.
Mais vous n'avez pu le vendre à ce prêteur sur gage.
Pişmanlığımın kanıtı olarak sana 200 dolar veriyorum...
Voilà deux cent billets en gage de bonne foi.
Bir anda Stephen'ın patronu olan adam aynı zamanda rehin bıraktığın Baylin'in yüzüğüne de sahip.
L'homme qui vient juste de devenir le patron de Stephen vient juste d'être aussi en possesion d'une bague- - la bague de Baylin- - que tu as mise en gage.
Neden onu rehinciye bıraktın ki?
Pourquoi l'as tu mise en gage?
Keşke annesinin bileziği sattığını öğrenmeden bu işi halledebilmemizin bir yolu olsa.
Si seulement on pouvait le récupérer sans qu'Amanda sache que sa mère l'avait mis en gage.
Oğluma ateş eden adamı kocam tuttu.
Il ne veut pas que Kama lui succède. Mon mari a engagé ce tueur à gage pour tuer mon fils.
Anlıyorum, "Star Wars" kongresi için buradasın, değil mi?
Je gage que vous êtes là pour le congrès "Star Wars"?
Çekirdekten yetişme bir zehirleyiciyim.
Je suis un empoisonneur à gage.
Chuck'ın verdiği hediyeler bitmek bilmiyor galiba.
Devinez le gage de Chuck pour l'éternité.
Sadece seni takdirimin ufak bir gösterimi.
Juste un petit gage de reconnaissance.
İsterseniz sizde kalabilir. Teşekkürümün bir simgesi falan olarak kabul edin.
Vous pouvez l'avoir, s--si vous voulez juste comme un gage de ma reconnaissance ou de ce que vous voulez.
Gus karşılık olarak yüzüğünü bırakacak. - Hayır.
Oh, Gus te laissera sa bague en gage.
- Ve kaybeden yakalayacak! - Neyi yakalayacak?
- Un gage pour la perdante.
Hiç tefeci dükkanına gittin mi?
Avez-vous déjà été dans un magasin de prêt sur gage?
Peki ya CIA'in kiralık katili?
Et le tueur à gage de la CIA?
Yerel rehincileri kontrol edeceğim, bakalım yeni düşen bir şeyler var mı?
Je vais vérifier auprès des prêteurs sur gage locaux, histoire de voir s'ils ont eu des arrivages.
Yoksa cezalandırılırım.
- Non, sinon j'ai un gage.
İyi niyet komisyonu mu?
En gage de bonne foi?
Bu bize inancınızın bir göstergesi olarak gerekli.
- C'est un gage de foi nécessaire.
Her zaman değerlendireceğim ve hemen rehin vereceğim.
Je la chérirai à jamais et la donnerai immédiatement en gage.
Ve tabii, emanetçi dükkânının önündeki ıslak bir basamakta oturup annenin bir kez daha alyansını rehin bırakmasını beklemezdin.
Et vous ne seriez pas assis devant le mont-de-piété à attendre votre mère qui met en gage son alliance encore une fois.
- Sözünün simgesi.
- Un gage de sa promesse.
Bu sahte... ... öykün de öyle.
C'est un faux gage et une fausse histoire.
Şu simgeye bak Ranbir Raj. Bu inancın ve gerçek aşkın simgesi.
Regarde bien ce gage qui symbolise la foi et l'amour véritable.
O tam sana göreymiş... ... eline hatırasını bırakıp geri gelmemek üzere yok olm? ş.
C'est lui qui avait raison, il t'a laissé un gage et a disparu sans se retourner.
Ödül olarak barı mı koydun?
Tu as gagé le bar? Non.
Sahipleri, barlarını ödül olarak koydu.
Dans lequel les propriétaires ont gagé leur bar comme premier prix.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]