Galaxies Çeviri Fransızca
362 parallel translation
Dünyanın oluşurken yaydığı ışın... uzayın derinliklerinde ışık hızıyla yayılırken... henüz diğer galaksilerdeki gezegenlere ulaşamadan... içinden doğduğumuz uzayın karanlığında kaybolacak... ve başladığımız şekilde, bir gaz ve ateş patlamasıyla yok olacağız.
Alors que l'éclair de notre naissance ne sera pas encore visible pour les planètes enfouies dans les autres galaxies, nous disparaîtrons dans les ténèbres d'où nous sommes venus, dissous dans un tourbillon de gaz et de flammes.
Evrenimizin ve ötelerdeki galaksilerin enginliği içinde... dünyanın yokluğu hissedilmeyecek.
Dans notre univers et dans les lointaines galaxies, la Terre suivra son destin.
Ayın öbür tarafında ne olduğunu merak ettiğinde orda cennetin olabileceğinden hiç bahsetti mi,..... yoksa yıldızlar, aylar, galaksiler ve evrensel tozlardan başka birşey olmadığını mı söyledi?
Quand il s'interrogeait sur l'autre face de la lune, a-t-il jamais fait mention du paradis? A-t-il dit que le monde n'était fait que d'étoiles, de lunes, de galaxies et de poussière?
Birçok galakside ulaşabileceğinizden çok çok uzaklarda.
Dans beaucoup de galaxies bien au-delà de votre portée.
Dünyalar değişebilir, galaksiler bile sönüp gidiyor.
Les mondes changent, les galaxies se désintègrent.
Ve tüm kainatın içinden, bunun gibi üç milyon galaksi.
Et que dans l'univers tout entier, il y a trois millions de millions de galaxies comme celle-ci.
- Yoksa biz lanetli bir gemi oluruz, galaksiler arasında kana susamış halde sonsuza dek seyahat ederiz, sonsuz bir savaş.
- Sinon, nous sommes voués à voyager à jamais entre les galaxies, assoiffés de sang, à se livrer une guerre éternelle.
Evren, milyar milyarlarca galaksiden meydana gelir. Eni, 125 milyar kilometre.
L'univers est constitué de milliards de milliards de galaxies, 77 milliards de miles de large.
Eğer dışarı ya da tatile çıkıyorsanız ya da başka galaksilerle ilgili bir tuhaflık olursa hemen mahalli karakolunuza uğrayın görevli çavuşa ya da eşine şüphelerinizi anlatın.
Donc, si vous sortez, ou si vous partez en vacances, ou bien que des choses étranges impliquant d'autres galaxies arrivent, allez à votre poste de police le plus proche, et parlez au sergent de service, ou à sa femme, de vos soupçons.
Galaksiler etrafımızı kuşatmış, sonsuz ufuklar.
Nous sommes entourés de galaxies, d'horizons sans fin.
Evrendeki sayısız milyonlarca galaksiden birinde orta büyüklükte bir yıldız var.
Dans une des innombrables galaxies de l'univers se trouve une étoile.
Bileğiyle galaksileri yıkabilecek adam.
L'homme qui pouvait détruire des galaxies entières.
Gösteriyi izlemem için bana göz verdiler. Kulaklar galaksideki görüşmeleri dinlemem için.
On m'a fabriqué des yeux pour voir, et des oreilles pour entendre le chant des galaxies.
Bu kristalin içinde, 28 galaksiye yayılmış düzinelerce başka dünyanın edebiyat ve bilimsel ürünlerinin toplamı var.
Dans les cristaux devant toi... sont incorporés les faits scientifiques... de douzaines de mondes... entourant les 28 galaxies connues.
Tek tek geçeceğin altı galaksi de, kendi zaman ve mekân kanunlarına sahip.
Chacune des six galaxies que tu traverseras possède ses lois.
Yanında gönderdiğim bu kristalin içinde, bilinen 28 galaksiye yayılmış bütün bilgilerin toplamı var.
La masse totale des connaissances englobant les 28 galaxies... est contenue dans les cristaux qui t'accompagnaient.
Beş yıl uzayda bilinmeyen tehlikelerle savaştım.
Cinq ans de galaxies à faire face à de tels problèmes.
Hubble gibi uzaya yerleştirilen teleskoplar en uzak ve en eski galaksilerden gelen ışığı yakalamakta ve bize kozmosun çok daha net görüntülerini ulaştırmaktadır.
Les télescopes spatiaux comme Hubble, ont pu capturer la lumière des plus lointaines et des plus anciennes des galaxies, en nous donnant des images largement plus claires du Cosmos.
Milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksilerin içeriklerini de.
et dans des galaxies à des millions d'années lumières.
Orada olduğunu, yalnızca sahip olduğu kütleçekimi sayesinde biliyoruz. Bu kütleçekimi bütün gezegenleri çeker ve aralarında yer alan bütün görünür yıldızları hızlandırır.
Nous savons qu'elle est là juste à travers sa Gravité, qui attire toutes les galaxies et accélèrent les étoiles visibles entre elles.
Örneğin gamma ışını ışığı, bize uzak galaksilerde meydana gelen ve başka türlü göremeyeceğimiz gizemli patlamaları gösterir.
Sous les rayons Gamma par exemple, nous voyons de mystérieuses explosions dans des galaxies lointaines sans lesquels nous ne les aurions jamais vues!
Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksiler spiral şekilde geliştiler. Aynı bizim galaksimiz Samanyolu gibi.
A des milliards d'années-lumière se trouvent des galaxies spirales... semblables à la nôtre.
Gezegenlere uzaygemileri yolladığımızda, ikiz yıldızları gözlemlediğimizde, çok uzaktaki galaksilerin hareketlerini incelediğimizde, evrendeki bütün herşeyin Kepler'in yasalarına uyduğunu görürüz.
En envoyant des engins dans l'espace, en observant des étoiles doubles... en étudiant le mouvement de galaxies lointaines... nous réalisons que les lois de Kepler se vérifient dans tout l'univers.
Bu yıldızlara yakın olan gözlemciler bakış açılarının farklılığından dolayı çok farklı takımyıldızları görecekler.
Les habitants d'autres galaxies voient d'autres constellations... parce que leur point de vue est différent.
Bize en yakın spiral galaksi olan M31 galaksisi ki Andromeda takımyıldızını da içerir gezegenimize 2 milyon ışık yılı uzaklığındadır.
Notre galaxie et la plus proche des galaxies spirales, comme la nôtre... appelée M31... aussi située dans, et donc derrière, la constellation d'Andromède... sont distantes de deux millions d'années-lumière.
Şu an canlı bir hücreye girmek üzereyiz, kendi halinde, karmaşık ve harikulâde bir krallık, tıpkı galaksi ve yıldızların krallığı gibi.
Entrons dans la cellule... ce domaine aussi beau et complexe... que celui des étoiles et des galaxies.
"Diğer galaksilerin haricinde, herşey samanyolunun bir parçasıdır."
Tout fait partie de la Voie lactée, sauf les autres galaxies.
Bu resmin gösterdiği gibi bir çok galaksi türü içinde,... burada sadece bir tanesiyiz.
Comme nous le voyons ici... il y a plusieurs types de galaxies... et la nôtre peut être comme celle-la.
100 milyar kadar galaksi var ve her birinde 100 milyar civarında yıldız bulunuyor.
Il existe des centaines de milliards de galaxies... contenant chacune environ cent milliards d'étoiles.
Milyonlarca yıldızın içerisinde bir galaksinin ücra köşesinde İnsandan çok galaksi bulunan bir sistemde ve çok özel bir gezegende yaşadığımızı öğrendik.
On a découvert qu'on vit sur une planète insignifiante... issue d'une étoile ordinaire... perdue dans une galaxie elle-même cachée... dans un recoin de l'univers... qui comprend plus de galaxies que de gens.
Evren'in içlerine doğru yapacağımız bir yolculuğa başlamak üzereyiz. Galaksiler, güneşler ve gezegenleri ziyaret edip, hayat ve bilincin evrimle gelişmesini ve yokolmasını inceleyeceğiz.
Nous allons entreprendre une odyssée à travers le cosmos... avec des galaxies, des soleils et des planètes... des vies et des consciences... qui vint naître, évoluer, et disparaître.
Bunlar büyük kozmik karanlığın içinde oradan oraya durmadan sürüklenen galaksiler.
Ce sont les galaxies... qui dérivent sans fin dans la grande nuit cosmique.
Rotamız bizi bildiğimiz güneşimize, ve dünyamıza pek benzemeyen bölgelerden geçirecek, ve hatta Samanyolu'muzun da içinde bulunduğu, uzayın derin bölgelerini de içine alacak.
Plus tard, nous aborderons un monde lointain et exotique. D'ici, nous ne voyons même pas... l'amas de galaxies qui abrite notre Voie lactée... et encore moins le Soleil ou la Terre.
Şu an galaksilerin krallığı bölgesindeyiz, ve dünyamızdan 8 milyar ışıkyılı uzaklıktayız.
Nous sommes au royaume des galaxies... à 8 milliards d'années-lumière de la Terre.
Bu bir aradaki galaksiler öbeğinin ortasında, bulunan eliptik bir galaksi, trilyonlarca güneş'e sahip olup, komşu galaksilerdeki materyali de bünyesine katacak şekilde, bir yönde ilerleyebilir.
Près du centre d'un amas de galaxies... on trouve parfois une galaxie elliptique... composée d'un billion de soleils... qui dévore ses voisines.
Bildiğimiz anlamdaki mesafe ölçüleri ise, burada galaksiler krallığı bölgesinde bizi yanıltır.
Les unités de distance sont différentes... dans le royaume des galaxies.
Herkül kümesindeki her bir galaksi arasındaki uzaklık, yaklaşık 300.000 ışıkyılıdır.
Sur Hercule... les galaxies sont distantes d'environ 300 000 années-lumière.
Tıpkı insanlar gibi yıldızlar, gezegenler ve galaksiler doğarlar, yaşar ve ölürler.
Comme les étoiles, les planètes et les humains... les galaxies naissent, vivent et meurent.
Pegasus kümesinde iki galaksinin çarpışması sonucu oluşmuş, halka şeklide bir galaksi kalıntısı vardır.
Sur Pégase, on trouve une galaxie en anneau... résultat d'une collision entre deux galaxies.
Galaksiler patladıklarında veya birbirleriyle çarpıştıklarında, bünyelerindeki yıldızlar da infilâk ederler.
Les galaxies peuvent exploser et se heurter. Leurs étoiles aussi peuvent exploser.
Şu an, dünyadaki astronomların "Yerel Bölge" adını verdikleri kısma yaklaşıyoruz. 3 milyon ışıkyılı mesafe 20 galaksi sığacak bir uzaklıktır.
Voici ce que les astronomes appellent... le Groupe local... avec son diamètre de 3 millions d'années-lumière et ses 20 galaxies.
Onun yanından geçerken, hemen yakınındaki uydu galaksilerini görmekteyiz.
En la survolant... nous apercevons l'une de ses galaxies satellites.
Galaksi yığınları, ve galaksilerdeki yıldızların hepsi, kütle çekimiyle bir arada tutulurlar.
Les amas de galaxies... et les étoiles de chaque galaxie... doivent leur cohésion à la gravité.
Pegasus'tan itibaren yolalarak geldiğimiz yer, "Yerel Bölge" ye 200 milyon ışıkyılı mesafede olup, iki dev spiral galaksiden ibarettir.
Après Pégase, nous avons franchi... 200 millions d'années-lumière vers le Groupe local... dominé par deux grandes galaxies spirales.
Bu ilk kozmik yolculuğumuzda, Mars'ı, diğer gezegenleri, yıldızları ve galaksileri keşfetmeye daha yeni başladık.
Cette première odyssée... n'a été qu'une première reconnaissance de Mars... et des autres planètes, étoiles et galaxies.
Etrafta yüzlerce milyar galaksi, ve milyarlarca trilyon yıldız varken, neden sadece bu sıradan gezegende hayat var?
Il y a cent milliards de galaxies... et un milliard de billions d'étoiles. Pourquoi notre modeste planète serait-elle le seul monde habité?
Galaksilerin milyonlarca ışıkyılı ötede, büyük miktardaki yıldızlardan oluşan yapılar olduğu keşfedildi.
On connaissait les galaxies, amas d'étoiles... situés à des millions d'années-lumière de la Terre.
Uzak galaksilerin hızları ise astronomlarca 1920'lerde ölçülmeye başlandı.
Dans les années 20, on a commencé à mesurer... la vitesse de ces galaxies.
Galaksilerin hızla birbirlerinden uzaklaştıkları keşfedildi.
On a découvert que les galaxies s'éloignaient les unes des autres.
Dünyamız hakkındaki bilgilerimiz dış uzay ve yıldızlar hakkındaki bilgilerimizden daha az.
On en sait moins sur la terre que sur les étoiles et les galaxies.
Galaksiler...
Les galaxies...