Galveston Çeviri Fransızca
147 parallel translation
Son kesin bilgi...
Dernier rapport : a travaillé deux jours dans une ferme à 40 km de GALVESTON.
- Baba, Galveston Seli'ni gördük.
- Papa, on a vu le Déluge.
Bir zamanlar Galveston.
Moi avant Galveston.
Galveston'a üç gün var. Yeniden başlayalım mı?
Nous avons trois jours de voyage, repartons de zéro.
Galveston'a döndüğümde, onu bulacağım.
Je vais retourner Galveston, je la retrouverai.
Galveston'da?
À Galveston?
Houston ve civarında, ayrıca Galveston bölgesinde de,
Des meurtres semblables ont eu lieu aux environs de Houston...
- Oh, eğer bağırsak kurdu yoksa ve topa l değilse, Galveston'da 1000-1500 dolar eder.
- 1000 dollars. 1500 aux enchères de Calveston, s'il boite pas et n'a pas de ver solitaire.
Jim Howie seni Galveston'da satmaya çok kararlı.
Jim veut â tout prix te vendre aux enchères de Calveston.
O göz kamaştırıcı kariyerini avam tabakasına ait mantıklı haberlerle bölmekten nefret ediyorum. Ama yine de ağzına kadar propan gazı dolu bir tren Galveston yakınlarında raydan çıkma densizliğini göstermiş ve tüm kasaba havaya uçmak üzereymiş.
Je suis désolé d'interrompre ta carrière spatiale avec quelque chose d'aussi vulgaire qu'un fait divers, mais... un train chargé de propane a eu le mauvais goût de dérailler près de Galveston, et une ville entière menace d'être pulvérisée.
Şu anda Galveston'a gidemem.
Je ne peux pas aller à Galveston.
Daha çok Galveston'lıya benziyor.
Il a l'air d'un vrai Texan.
Diyorlar ki, İnfanta'nın gözleri meşhur Galveston taşından çok daha güzelmiş.
On dit que les yeux de l'Infante sont plus beaux que la fameuse pierre de Galveston.
Meşhur Galveston taşından, Lordum.
La fameuse pierre de Galveston, mon Seigneur.
Çok meşhur mavi bir taş ve Galveston'a ait.
Eh bien, c'est une fameuse pierre bleue et elle vient de Galveston. Je vois.
Bildiğim kadarıyla Galveston fabrikasında işe alımlardan sorumlusun.
Il paraît que vous embauchez à l'usine de galveston?
Galveston'a ne mesafedeyiz?
Mais vous savez si on est loin de Galveston?
Galveston?
Galveston?
Arayan, Galveston'dan George Harshaw.
C'était George Harshaw. Il appelait de Galveston.
Galveston'dan neden bu kadar erken geldik biliyor musun?
Tu sais pourquoi on est rentrés de Galveston plus tôt?
Galveston'daki doktor muayene etti ve ameliyat olması gerektiğini söyledi acilen.
Le médecin, à Galveston, a dit qu'il devait se faire opérer, vite.
Cumartesi günü Galveston'a gittik, orada kaldık.
Le samedi soir, Galveston.
Tanrım, Galveston'da kanatlarını çırpan şu kelebek gibi... ve yoldan hızlıca gelirken şey yapacak... ah, selam. Çin'de bir muson yağmuru.
C'est comme ce papillon battant des ailes à Galveston et qui, en conséquence, provoque la mousson en Chine.
Frank. Galveston'danım.
Frank, je suis de Galveston
- Galveston yolunun aşağısından.
- Près de Galveston.
Evet, bu aşağıdaki Galveston Koyu.
Oui, c'est la baie de Galveston là.
Açık bir gecede hatta Galveston'a kadar.
Par beau temps, on atteint même Galveston!
Ta Galveston'dan mı?
Tu l'as reniflé à Galveston?
Bay Ortega Galveston, Teksas'taki Galpex Petrol'ün Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı.
M. Ortega, vice-président à l'exploitation de Galpex Petroleum, au Texas.
Galveston, 1969, kasırgadan önce. Onu gördüler.
Et à Galveston, 1969, juste avant l'ouragan, et ils l'ont vu!
Galveston'da bir ayakkabı dükkanında karşılaştılar.
Ils se sont rencontrés dans un magasin de chaussures dans Galveston.
Galveston'dan, Teksas'a, Rutland ve Vermont'a toplam 1800 mil gitti.
De Galveston, Texas à Rutland, Vermont, il y a presque 2000 miles.
Halverson ve Monohan Ralph Walker'a, hala çok yakınlar...
Galveston et Monahan le suivent de près, tout comme Ralph Walker.
11 gün sonra iki çocuğun daha kayıp olduğu bildirildi. 20 yaşında Galveston'lu bir kadın ve 18 yaşında Houston'lı bir delikanlı.
Durant les 11 jours suivants, deux autres gamins ont été portés disparus... une jeune femme de Galveston âgée de 20 ans.
Galveston Mücevherat hesabı için.
Pour avoir le dossier des bijoutiers Galveston.
Yalnızca, dört ay önceki bir cinayetten bahsedecektim.
J'ai découvert un meurtre non résolu commis il y a 4 mois à Galveston, Texas.
Galveston Texas'ta, bizimkiyle aynı yöntemle işlenmiş. Kurbanın tam da aynı organı kayıp.
Même M.O. Ce même organe manquait à la victime.
- N'oluyor? - Garcia, Galveston Texas'ta bizimkine benzeyen bir olay bulmuş.
- Garcia a trouvé une affaire identique à Galveston, au Texas.
Galveston'dan döndünüz mü?
Vous êtes de retour de Galveston?
Galveston uçağını neden kaçırdığını anlatacak mısın?
Tu me dis pourquoi tu as raté ce vol pour Galveston?
Sana Galveston'lu olduğunu söyledi mi?
A-t-elle essayé de vous dire qu'elle venait de Galveston?
Galveston Locasını mı diyorsun?
Tu veux parler de la vieille barraque de Galveston?
Texas, Galveston'daki Lawrence Hastanesi'nde.
Au Lawrence Memorial à Galveston, au Texas.
Jessica kız kardeşi ve Galveston onun doğduğu yer.
Stanley est le père, Jessica est la sœur, et Galveston, c'est d'où il vient.
Ve Jessica, ayrıca Galveston'un neden bu kadar önemli olduğunu da.
Et Jessica, nous savons aussi pourquoi Galveston est si important.
Duyduğuma göre, Buckleyler onu Galveston'a yolluyormuş. Böylece borçlarını ödeyecekmiş.
Les Buckley l'emmènent sûrement à Galveston pour qu'il paye ses dettes.
Galveston'a en yakin siz olmasaydiniz evinize otostopla dönecektiniz.
Si votre équipe n'était pas la plus près de Galveston, vous rentreriez en stop.
Galveston'a vardık.
II a pas dit un mot.
Başkan, kendi yönetiminin Amerikan işçilerini desteklediğini söylemişti, ama bu söylediklerinin, Galveston'un Armando Rodriguez'i,
Le président a parlé de l'aide que son administration a apporté aux travailleurs américains.
- Doğma büyüme.
De Galveston, à ce qu'on m'a dit.
David Trembath, Galveston'da.
David Trembath est à Galveston.