Ganimet Çeviri Fransızca
379 parallel translation
Bu fetih ve ganimet için yapılan sıradan bir savaş değildir.
Ce n'est pas une guerre ordinaire avide de trésor et de conquête.
Ganimet!
Le butin!
Bu gece ganimet sağlam peder.
Un bon coup de filet, mon Père.
İngiliz olmayanlarınız içinse Kaptan Blood ile birlikte savaşmanın doyumuna varacaksınız ve Fransız gemilerini yağmalayıp ganimet elde edeceksiniz!
Pour ceux qui ne sont pas Anglais, vous vous battrez pour le Capitaine Blood... Et pour le butin que vous trouverez sur les navires français.
Bugün yapacagimiz, bütün haydutlara burada kolayca ganimet elde edilemeyecegini göstermek olacak.
Ce que nous faisons aujourd'hui, c'est avertir tous les bandits qu'il n'y a pas de proie facile ici.
Ganimet nasıl halledilecek?
Que ferez-vous du butin?
Eğer Natividad'ı ele geçirirsem, kralım için bir ganimet olacaktır.
Si je capture le Natividad, il appartiendra à mon roi.
Ne ganimet olacak ama.
Quelle prise!
Böylece Lydia'daki her adama elli gine ganimet düşüyor.
Ce qui fait 5O guinées de récompense pour chaque homme.
Natividad bir ganimet değil Bay Bush.
Le Natividad n'est pas une prise de guerre.
Bir-iki ganimet kaldırma beklentisi değil mi?
La perspective d'une récompense, c'est bien ça?
Belki ganimet payımla açacağım bara gelip bir kadeh içki içersiniz. Adını Hornblower Arms koyacağım.
Vous viendrez bien prendre une bière dans le pub que j'achèterai avec ma récompense, le Hornblower Arms.
Kraldan iyi bir ganimet getirecekler.
Le Roi en donnera un bon prix.
Ganimet!
Le grisbi!
Büyük ganimet! Bakın neler bulduk.
Bonne prise!
Wallace ve Davis yavanlar. Ganimet lazım bize. Gösteriyi Chicago'ya götürelim.
Et si on montait ce spectacle a Chicago?
Ne kadar ganimet var, Camoka?
Que dis-tu de mon prix, Jamuga?
Biraz daha ganimet.
Un nouveau butin!
Şimdi beyler, düşmandan ele geçirdiğimiz en son ganimet karşınızda.
Messieurs, je vous présente la dernière chose prise à l'ennemi.
Kıyı sularında sefer eden ganimet yüklü gemiler var.
De riches butins naviguent le long des côtes.
Düşmandan ganimet desek mi? Yoksa lavaboya mı dökeyim?
Allons-nous boire le sang de l'ennemi ou le vider dans l'évier?
Al sana ganimet.
Attrape le trophée.
Marcel, her yer ganimet dolu.
Où ça? Y a toutes sortes de butins à prendre.
Heyecanlı bir sefer ve bol ganimet için çok umutluyuz.
La croisière devrait être excitante, de même que les prises.
Onu ganimet olarak alalım!
Il servira de trophée!
Ama çok daha büyük bir ganimet var.
Mais il y a mieux.
Ganimet gemilerle geldi ve amiralin yanında kaldı.
Il est venu avec les prises et est resté avec l'amiral.
Pek ganimet sayılmaz ama yine de cüzdanlarını alın.
Ca va pas faire grand-chose! Faites quand même les portefeuilles.
- Bu ganimet çektiğimiz bütün sıkıntılara değdi
Ce butin compensera tous les ennuis qu'on a eus.
Siz papazlar fetih günlerimizde, ganimet toplamada, gayet güzel savaştınız ama.
Vos prêtres ont bien assez combattu au temps de la conquête quand il y avait du butin à prendre.
Elde kılıç, semerde ganimet, "Sakson pisliklere ölüm, bu tanrının isteği," "Bu tanrının isteği!"
L'épée au poing, le cul sur la selle, mort aux Saxons, c'est la volonté de Dieu, c'est la volonté de Dieu.
Compton'ın suç ortağı da onu ganimet için öldürdü.
le complice de Compton l'a assassiné pour récuperer le pillage.
Ganimet!
Pillage!
Ganimet galibindir.
Le butin appartient aux vainqueurs.
- Reichsmarschall için ganimet. - Binbaşı?
- Le butin du Reichsmarschall.
Öyleyse, bayan..... o oturduğunuz yere ufak bir ganimet sıkışmış heralde.
Pendant que vous, madame, vous en profitiez pour voler mes pièces.
- Başka ganimet çıktı herhâlde.
- Ou plus d'argent.
- Dışarıda çok ganimet var
Notre collecte indécelable
"Ganimet kazananındır."
"Au vainqueur le butin"
- Bu kadar ganimet!
- Regardez un peu ce butin!
Amcam nalları dikti ve bana ve ona güzel bir ganimet bıraktı.
Puis quand il a flanché, on a reçu tous les deux un joli pécule.
Yalnız vahşi doğayla değil, bilinmeyen kişilerin onları avlayıp tarlalara döndürmek için tuttuğu gece süvarileri ve ganimet avcılarıyla da mücadele ettiler.
La pire de toutes... était la chasse que leur faisaient les "rabatteurs de main-d'oeuvre"... chargés de les ramener á leurs anciens maîtres.
Piyango! Ya da biz buna ganimet diyelim.
Le lot, ou plutôt le butin!
Eğer ellerinde ganimet olmadan yakalanırlarsa pes ederler.
S'ils sont pris sans le butin, ils se rendront.
Ganimet kazananindir.
aux vainqueurs le butin.
- Ganimet sağlammış. - Kesinlikle.
Ça fait un beau paquet, quand même.
Büyük bir ganimet ha.
Une bonne prise, on dirait...
Mihrace ganimet içinde yüzüyor.
Le maharadjah est plein aux as.
Onu serbest bırakırsan, ganimet sende kalabilir.
Libérez-la et vous garderez votre butin.
- Ganimet zaten bizde.
- On a déjà ton butin.
- Ganimet nerede?
Où est le butin?