Gec Çeviri Fransızca
49,995 parallel translation
Gece geç saatte Google'da ararken... alinea simgesini buldum... ve anlamına baktım.
C'était cette session de recherche Google tardive, et j'ai trouvé le... le symbole de l'alinéa... et puis j'ai regardé la définition.
Geç kaldıgımda, yorgun oldugumda ya da genel olarak insan olduğumda... -... nefret ediyor, yani gitsem iyi olur. - Peki, tamam.
Elle déteste que je sois en retard, fatiguée, ou simplement... humaine, donc je devrais m'activer.
Geç kaldın.
Tu es en retard.
Eve antrenmandan geç gelir... ANA'NIN BABASI ve sabah beşte okula hazırlanmak için kalkardı.
Elle rentrait à la maison de l'entrainement tard, et se levait à 5 heures du matin et se préparait pour aller à l'école.
Arkadaşın geç kaldı.
Votre ami est en retard.
Geç oldu.
Il est tard.
Geç kaldık.
Nous arrivons trop tard.
Bundan zevk alacak olsam da Pamuk ve Prens'le olan ilk yemeğime geç kalamam.
J'aimerais, mais je ne peux être en retard pour mon premier repas avec Blanche-Neige et son prince.
- Anne. - Arkama geç, tatlım.
- Reste derrière, chéri.
Üzgünüm. Geç kaldım.
C'était trop tard.
Er ya da geç, bunu atlatacaksın.
Tôt ou tard, tu y passeras aussi.
Helios iki ay sonra saptanacak ama çok geç olacak.
Hélios sera détecté Dans les deux prochains mois, mais, alors, il sera trop tard.
Kaçmanızı söylerdim ama 87 saniyeden az vakit kaldı artık çok geç.
Je vous dirais bien de fuir... Plus que 87 secondes à attendre, Nous sommes le passé maintenant.
Onunla yüzleşmek için artık çok geç. Ama onunla yüzleşene kadar, gölgesi nereye gidersen git seni takip edecek.
Il est trop tard pour le confronter, mais tant que vous n'aurez pas fait face à vos sentiments, son ombre vous suivra partout.
Rota değişikliği için çok geç.
C'est trop tard pour le dérouter.
Üzgünüm, geç kaldım.
Désolée je suis en retard.
Yazı işleri toplantısına geç mi kaldım?
Suis-je en retard pour l'interview?
Yazı işleri toplantısına geç kaldın.
Tu as raté l'interview.
Barı temizlemek için geç kalmıştın.
Tu es resté tard pour nettoyer.
Central Park'ta batıya doğru yürü, Chancellor'ın Müzesini geç Doğu 79. caddesindeki göle doğru yönel.
Marchez vers l'Ouest dans Central Park, après le Musée du Chancelier en direction du lac sur la 79è rue Est.
Kütüphanede konuşmaktan ve geç kalmaktan.
Bavardage à la bibliothèque et retards.
Çok geç aradım, kusura bakma.
Désolée de vous rappeler après tant de temps. Non, non, ce...
Sismik bir olayın olması için çok geç kaldığımızı düşünüyorum... Ve sonuçlar yıkıcı boyutlarda olacak.
Je pense qu'on échappe depuis des années à un phénomène sismique d'envergure catastrophique.
Saat geç olmuştu.
Il était tard.
Randevunuza geç kalacaksınız.
Vous allez être en retard à votre rendez-vous.
Adamım geç kaldık!
Mec, on est en retard!
- Çok geç!
- Trop tard!
Gidelim, hamilelik yogasına geç kaldık.
Allons-y, on est en retard pour le yoga prénatal.
Karşıdaki evi patlatmalarını geç.
Si on oublie qu'ils ont fait sauter la maison.
Er ya da geç sana sırtlarını dönecekler.
Un jour ou l'autre, ils se retourneront contre toi.
Paul hep geç kalırdı.
Paul était toujours en retard.
Her zamanki gibi geç kalmıştı ama niyeyse bu farklıydı.
Il était en retard, comme d'habitude. Mais c'était différent cette fois-là.
Harekete geç.
Alors mettez-vous y.
Jessica buyur geç.
Jessica, entrez.
Çok geç gelen adalet, adalet değildir.
Justice trop longtemps différée est justice non rendue.
- Onun için biraz geç Mike.
Un peu tard pour cela, Mike.
Donna bir yolunu bul Nathan'a bir saat geç kalacağımı söyle ve tamam dediğinden emin ol.
Donna, fais le nécessaire. Dis-lui que je serai en retard, et assure-toi qu'il l'accepte.
Size yemeğe geç kalmanızın suratına bir tokat gibi geldiğini ve teklifinizi alıp götünüze sokmanızı söylememi istedi.
Il voulait que je vous dise qu'être en retard était un affront, et que vous pouviez vous fourrer votre offre dans le cul.
Lanet olsun Donna, senden Nathan'ın ofisini arayıp geç kalacağımı söylemeni istedim.
Bordel, Donna, je t'avais dit d'appeler Nathan pour le prévenir.
Çünkü eğer o yemeğe geç gelirsen, cehenneme kadar yolun var demiştim sana.
Car je vous ai dit que si vous étiez en retard vous pouviez aller vous faire voir.
Geç, geç, geç.
Non. Non.
Çabuk geç.
Non. Surtout pas.
Geç, geç.
Non.
Elbette, geç otur.
Bien sûr. Asseyez-vous.
Harvey, geç oldu.
Harvey, il est tard.
Kevin'e muhbirlik meselesini anlatman için artık çok geç çünkü ben çoktan söyledim.
Et en passant, trop tard pour me balancer à Kevin.
Sonra bir bakmış ki artık durmak için çok geç.
Et puis, il était trop tard pour arrêter.
- İki kere aramışsın gördüm. Çok üzgünüm geç kaldım.
J'ai vu que tu avais appelé 2 fois.
Şu an Storybrooke'ta ve geç olmadan onu bulmam lazım. "
"Elle est à Storybrooke, et je dois la trouver avant que ce soit trop tard."?
Öyleyse bir adım öne geç.
Alors prends les devants.
Bunun için çok geç Külkedisi.
Il est trop tard, Cendrillon.
geçmiş olsun 71
geçmiş 44
gece 187
geceler 19
geçmişte 40
geçti 458
geçebilir miyim 33
geçmişi 24
geçecek 59
geçer 72
geçmiş 44
gece 187
geceler 19
geçmişte 40
geçti 458
geçebilir miyim 33
geçmişi 24
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
gecikme 24
geçtim 30
geçici 24
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17
geceleri 65
gecikme 24
geçtim 30
geçici 24
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17