English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Golde

Golde Çeviri Fransızca

677 parallel translation
Niçin hâlâ burada duruyorsunuz? Gölde sıralanın!
Bon, allons prendre position sur le lac.
Onlar gölde bir geziye çıktı.
Ils font une excursion au lac.
Kahvaltıdan önce gölde dalış yapmaya ne dersin?
Un plongeon avant le petit-déjeuner?
Şimdi gölde olmak vardı dostum.
Ah, si on pouvait être au puisard!
Bayan Kingsby gölde tek başına ne yapıyormuş?
Que faisait Mme Kingsby là-bas?
Olabilir. Ama karısı gölde boğulmuş olarak bulundu.
On a trouvé le cadavre de sa femme dans le lac.
- Gölde ne buldun?
- Qu'avez-vous vu au lac? - De la neige.
Gölde boğulmuş bir kadın bulundu.
On a retrouvé une femme noyée dans le lac.
Gölde boğulan bir karıdan bana ne?
Peu m'importe la Dame du Lac.
Gölde boğulan kadının gerçek ismi.
C'est le vrai nom de la noyée.
Birşey daha var, Bu tepelerin arasındaki her gölde balık avladım.
Moi, j'ai pêché dans tous les lacs du coin.
Beni gölde izledi. Sana söylemedim.
Il m'a suivi jusqu'au lac.
Bugün öğleden sonra gölde ne oldu?
Que s'est-il passé, au lac?
- Gölde ne yapıyordunuz?
- Que faisiez-vous sur le lac?
Ben gölde olacağım!
Je serai au lac!
Annem ve babam tatilini bizimle birlikte gölde geçirmeni istiyorlar.
Maman et papa veulent que tu passes tes vacances avec nous.
Amcamla konuştum. Tatilimin ilk haftasını onlarla beraber gölde geçirmemi istiyor.
Mon oncle veut que je monte avec lui au lac pour passer ma première semaine de vacances avec eux.
BAYAN VICKERS VE MİSAFİRLERİ GÖLDE BİR GEZİNTİ YAPIYORLAR
MLLE VICKERS ET SES INVITÉS S'AMUSENT SUR LE LAC.
Birkaç sandviç alıp gölde piknik yapmaya ne dersin?
On achète des sandwichs et on pique-nique au bord du lac.
Bugün gölde çok insan var mı?
Il y a beaucoup de monde sur le lac aujourd'hui?
Ona gölde başka kimsenin olmadığını söyledim.
Je lui ai dit qu'il n'y avait personne sur le lac ce jour-là.
Çocukken bir keresinde neredeyse bir gölde boğuluyordum.
Enfant, j'ai manqué me noyer...
... tıpkı ben o gölde boğulurken annemle babamın olduğu gibi.
Aussi loin que mes parents au moment où je me noyais...
Duman dağılıp, bölümün kalanı geri döndüğünde Huxley'e yine atik Japon garnizonunu bulması söylendi ki bu sefer adanın 70 kilometre içindeki bir gölde saklanıyorlardı.
Quand la division revint en piteux état... on nous envoya de nouveau dénicher les Japonais... qui se terraient sur 90 km d'atolls.
- Çocuklar bunu gölde buldular.
- Des gamins l'ont trouvé dans le lac.
Bunların gölde bulunduğunu kabul etmek durumundayım.
Je dois admettre qu'ils ont été trouvés dans le lac.
Seni söylediğim gibi sürüyü sürüyorum gölde kaldım.
J'ai conduit le troupeau au lac...
Küçük Ricky, oradaki gölde küreksiz.
Le petit Ricky perdu au milieu du lac, sans pagaie!
- Ricky'nin küreği mi? - Diğer tüm çocuklar gölde. Ama Ricky iskelede durmak zorunda.
Tous les autres gosses pagaient sur le lac... et le pauvre Ricky reste au bord, faute de pagaie.
"Horoz karanlık bir gölde miyavlıyor"
La poule miaule au fond du port.
Finsbury Park'ındaki gölde olduğum gibi hasta olacağım.
Je vomirais même sur un lac...
Rüyamda bir gölde batmadan yüzdüğümü görüyorum.
"Je rêve que je flotte dans un lac."
Ayışığında efsunlu bir gölde yüzmenin hayalini kurdum hep.
J'ai toujours rêvé de me baigner dans un lac enchanté au clair de lune.
Sonra gölde saatler harcayarak Gråvik efsanesini düşünmeye başlıyor.
Ensuite il commence à penser à la légende de Gråvik en passant des heures au bord du lac.
- Neden gölde olduğunu düşünüyorsun?
- Pourquoi tu crois qu'il est au lac?
- Gölde Gråvik ile buluşmaya.
- À rencontrer Gråvik au lac.
- Dağ kıyısında bir gölde balık tutmayı.
- À la pêche à la truite, en montagne.
Cesedi gölde bulundu, boğulmuştu.
On l'a retrouvée dans l'étang.
Aşağı gidip gölde taş mı atmalıyım?
- Oh, Mitch...
Ama Mona'yla gölde buluşacaktık.
Mona Farlow m'attend au lac!
Hatırladın mı? Şu küçük ürkek kız. Raymond gölde geçen o yaz, ondan çok etkilenmişti.
Il me semble que la fille de Tom Jordan, Jocelyn, tu te souviens, chéri, cette petite toute terne qui attirait tant Raymond, un été au lac?
- Gölde ne kadar kalacaksınız?
Vous restez combien de temps sur l'eau?
Bu bayanı gölde buldum efendim!
J'ai trouvé cette dame... dans le lac.
Biraz önce, gölde yüzerken.
À l'instant. Son corps flottait.
Gölde boğuldu.
Noyée dans l'étang.
Olay bu gölde mi oldu?
C'est dans cet étang que...
Daha önce hiç boşaltmadım, tam olarak boşaltıldı mı onu da bilmiyorum. Gölde üç tane kanal girişi var.
Il y a trois vannes autour de l'étang.
Bence bu mezar taşı en az beş, altı yıldır gölde duruyor.
Je ne crois pas me tromper en disant que cette pierre est là depuis 5, 6 ans.
- Gölde.
- Au bord du lac.
Ya da Koket'i Bois'a görürebiliriz bizi gölde sandalla gezdirirsin.
On pourrait aller au bois de Boulogne.
Şimdi eteklerini çıkarttılar ve gölde yıkıyorlar.
Maintenant, elles ôtent leurs sarongs et elles se baignent dans le lagon bleu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]