English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Grill

Grill Çeviri Fransızca

689 parallel translation
"Anglo-Amerikan Izgara" adını önerebilir miyim?
Puis-je me permettre? "Grill anglo-américain".
Anglo-Amerikan Izgara'ya lordum.
Au Grill anglo-américain, Milord.
Restorantta mı yoksa yukarıda mı buluşuruz bilemedim.
Je ne savais pas si je devais te retrouver au grill ou là-haut.
On dakika içinde kendini büyük bir lambanın altında bulursun.
En 10 mn, tu serais sur le grill.
Şef ızgarada fazla bıraktığı için endişeleniyor.
le chef etait inquiet de ne pas l'avoir laissé assez de temps sur le grill.
BERNIE'NİN LOKANTASI
LE GRILL DE BERNIE
.. Belki, ama er ya da geç başkaları da olacaktır.
J'ai appuyé un peu partout au hasard, j'ai dû forcer sur le grill.
Nasılsın, ızgarayı nerede bıraktın?
Où est ton grill?
- Şimdi yeni çıkan kızılötesi mangallardan alabilirim.
- Je me paierai un grill à infrarouge.
Kampta enfeksiyona karşı, Arlene Chu'nun Hollywood Lokantası yasak bölge ilan edildi.
En raison d'un risque d'épidémie, l'accès au Hollywood Grill est interdit.
Hayır, sanırım ben... kızarmış et alsam?
- Non, je vais plutôt prendre... Pourquoi pas un steak sur le grill?
"Williams Kızarıyor"
"Williams sur le grill."
O köleyi geri istiyorum Bay Grill.
Je veux qu'on me ramène cet esclave.
Julie sıcak bir ızgaranın üzerinde, senin mucizeni bekliyor.
Écoute, Julie a les fesses sur un grill en attendant ton miracle.
Üç gün önce Tina Manhattan'da Lou ve Sid için bir buluşma ayarlamıştı.
En fait, troisjours plus tôt, Tina avait organisé un déjeuner secret dans un grill de Manhattan.
Izgaraya ne dersin, Jill?
Quelque chose cuit au grill, Jill?
Ya da Hungry Heifer'da yediğim yemekten mi?
A moins que ce soit ce que j'ai mangé au grill.
Elektrikli fırın. Izgaralı fırın!
Une hotte aspirante, four électrique, grill...
Sığırtmaç Seyyar Et Lokantası'nın şefi...
Le chef du Grill ambulant du dernier rassemblement,
Sığırtmaç Seyyar Et Lokantası.
Grill ambulant du dernier rassemblement.
SIĞIRTMAÇ SEYYAR ET LOKANTASI
GRILL AMBULANT DU DERNIER RASSEMBLEMENT
Başta yara olmasın, seyyar lokantada tuhaflık olmasın.
Sans ça, pas de joli petit Grill ambulant et tout le reste.
Bu maymunu ızgaraya oturtup, Santeria saçmalığı ile ilgili bazı cevaplar alana kadar, kıçını kızartmak isterdim.
J'aimerais mettre ce dingue sur le grill et lui rôtir le cul jusqu'à ce que j'obtienne des réponses sur ces conneries de Santería.
Eğer bir iki dakika ızgaraya koysanız gerçekten size çok mu kötü gelir?
Ça t'embêterait, je veux dire vraiment, de poser ça une minute sur le grill?
lzgarayı söndürdüm.
Le grill est éteint.
Mangala hazırlanmalıyız. Yalnız mangalıma dokunma sakın.
Et ne touche pas à mon grill.
Hiçbir balık benim mangalıma temas edemez.
Aucun poisson ne touchera jamais mon grill.
Sırrı küllerinde, Steve. Mangalımı asla temizlemem.
Le secret, c'est les cendres, je ne nettoie jamais mon grill.
Sizi mahkemeye çıkarmayacaklarını söylemek istemiyorum.
Vous n'irez pas loin avec leur dossier à moins de vous mettre sur le grill.
Bu akşam saat 11'da sizinle buluşmak istiyor. Wilson Bulvarı'nda New Yankee diye bir yerde.
Il veut que vous le retrouviez ce soir à 23 heures... au New Yankee Grill sur Wilson Avenue.
Alçakgönüllü olduğunuzu biliyorum, ama açıklamanızı rica ediyorum.
Je connais votre modestie, mais je vous mets sur le grill.
Bu ızgaranın ne kadar temiz ve parlak olduğuna hayranlıkla...
J'admirais juste la propreté et la brillance de ce grill.
- Bobby'yi ızgaraya oturtacaklar.
- Ils ont emmené Bobby au grill.
Şu yeni elektrikli mangallardan aldık.
On s'est fait livré un nouveau modèle de grill électrique.
Cox, birisinin götü kıyma makinesine gidecek.
Cox, vous êtes bon pour le grill.
Green Parrot Bar ve Grill Cahuenga'da, 10'dan sonra.
Au Green Parrot, Cahuenga Boulevard. Après 10h.
- Green Parrot Bar ve Grill.
- Le bar du Green Parrot.
- Green Parrot Bar ve Grill'de tutuklandıktan sonra kefaletle salındığınız doğru mu?
- Est-il exact que vous avez été arrêté au Green Parrot?
Izgaramız yoktu, her şeyi tavada yapıyordu.
On n'avait pas de grill, alors il faisait tout à la poêle.
The Five Tone Bar ve Grill.
Bar et Grill Five-Tone.
Tanrım, ızgaraya başka bir şehri atsan ya artık
Une autre ville est sur le grill.
Evet. Bu bir sanat. İş ızgaraya atmakla bitmiyor.
C'est un art. On les jette pas comme ça sur le grill.
Lance'la Salmon Grill'e gidiyor musun?
Tu amènes Lance au restaurant?
Ben... bir tırmığın üstüne düştüm.
Je suis passé... sur le grill.
Izgarayı sen yapmak ister misin?
- Tu prépares le grill?
'Yemekhanedeki et yemekleri günü...'bu hafta perşembeden cumaya alınmıştır.
L'offre spéciale grill de la cantine aura lieu vendredi au lieu de jeudi.
Bridgeford Mangal Kömürleri.
Buffalo Grill!
- Blue Mountain Grill'e gidelim.
Allons au Blue Mountain Grill.
Perşembe akşamı Golden Grill'e gidecektik.
Jeudi soir au Golden Grill.
Evet, bir "Ayak değirmeni" nin üstündesiniz.
Oui, vous êtes sur le grill.
Alo, Lahana Izgara.
Grill du Savoy, bonsoir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]