Gustave Çeviri Fransızca
252 parallel translation
Gustav'ı bıçakladığı için.
Il a poignardé Gustave.
Gustave nerede?
Où est Gustave?
Ricky hapiste, bildiğim kadarıyla Gustave ölmek üzere... bu gece yeni kâhya lazım. Vance karısı bize geliyor. Yengeç alması için birini göndermeliyim.
Ricci en prison, Gustave mourant, un nouveau maître d'hôtel, la Vance sur le dos, le crabe à faire acheter.
Kral Gustavus, İskandinavları Avrupa'nın lideri konumuna getiren "Otuz Yıl Savaşı" nın tam ortasındaydı.
SOUS LES ORDRES DU ROI GUSTAVE-ADOLPHE, ÉTAIENT ENGAGÉES DANS LA GUERRE DE 30 ANS, QUI DEVAIT DONNER AUX NORDIQUES LA SUPRÉMATIE SUR L'EUROPE.
Ancak, Lützen'de birliklerine komuta eden Kral Gustavus savaş meydanında ölünce, İsveç'in zaferine gölge düştü.
MAIS LES VICTOIRES SUÉDOISES S'ASSOMBRIRENT LORSQUE, DIRIGEANT SES ARMÉES À LUTZEN, LE ROI GUSTAVE TOMBA SUR LE CHAMP DE BATAILLE.
İsveç acılarla dolu bir savaşın ortasındayken.
Gustave-Adolphe, tandis que la Suède se trouve prise dans une guerre cruelle.
Muzaffer kuzenim Prens Palatine Charles Gustavus'u selamlamaktan onur duyarız.
Nous avons hâte d'accueillir notre victorieux cousin. Prince palatin Charles-Gustave.
- Yaşasın Charles Gustavus!
Vive Charles-Gustave!
Prens Palatine, Charles Gustavus'tan bahsediyorum.
Je parle du prince palatin Charles-Gustave.
Öyle inanıyorum ki, isteklerinizi karşılayabilecek en iyi kişi... Prens Charles Gustavus'tur.
Nul ne comblera mieux vos voeux que le prince Charles-Gustave.
Nichette ve Gustave bizim için bir ev arıyor.
Nichette nous cherche déjà un logement.
Yoncayı bulduğun günü ve bize getireceği şansı düşün. Nichette ve Gustave'ın yeminlerini ve birbirimize nasıl yemin edeceğimizi düşün. Bu, hayat boyu Marguerite...
au jour où tu as trouvé le trèfle â quatre feuilles, aux serments prononcés par Nichette et Gustave et que nous prononcerons, pour toute notre vie, Marguerite!
Octavius.
Gustave.
- Nasılsınız, Gustave?
Comment vas-tu, Gustave?
Geldiğin için teşekkürler, Gustave.
Merci d'être venu, Gustave.
Gül bahçeni dağıtmışlar Gus.
Ils ont piétiné vos rosiers, Gustave.
Eyfel Kulesi 1889 da Dünya Fuarı için inşa edildi İnşaat iki yıl sürdü. Bu Fransız mühendis tarafından inşa edilmiştir Gustave Eiffel.
La Tour Eiffel fut érigée en 1889 par l'ingénieur français Gustave Eiffel...
Gustave'ın kızı Annie Fratellini ile evli. Kendisi Paul Fratellini'nin oğlu. Üç ünlü erkek kardeşten biri olarak iki savaş arasında hiç bir zaman egale edilememiş bir başarı kazandı.
Il a épousé Annie Fratellini, la fille de Gustave, lui-même le fils de Paul Fratellini, l'un des trois célèbres frères qui, entre les deux guerres, remportèrent un succès jamais égalé.
Filmin formatı nedeniyle baba Gustave'da bulunan özel projeksiyon cihazını kullandık.
Dans la grosse caisse de papa Gustave, il y a un projecteur spécial parce que le film avait été tourné en format réduit.
Puvis de Chavannes Gustave Moreau ve Odilon Redon bir sanatçının işinde bilinçaltının oynadığı rolü vurgulayan kişilerdir.
Puvis de Chavannes, Gustave Moreau et Odilon Redon, qui souligne le rôle joué par le subconscient dans le travail de l'artiste.
Domingo ve Gustave burada değillerdi diye.
C'est parce que Domingo et Gustave n'étaient pas en ville.
- Yine bildin, Irak Kralı?
Gustave. Exact. Le roi d'Irak?
Daha çok amcam Gustave'a benziyor...
On dirait Oncle Gustave.
Ateşten eser yok. Amcası Gustave onu almaya geldiğinde, onu taburcu ettik.
Pas de trace de fièvre et quand son oncle Gustave est passé la prendre, il l'a emmenée.
Dolores ona Gustave amca diyordu.
- Son oncle Gustave. Elle l'a appelé il avait un adorable petit chien.
Ama Gustav amcasıyla birlikteyse gayet iyi demektir.
Mais elle est avec l'oncle Gustave, alors elle va bien.
Gustave, sana söylemiştim!
Arrête, Gustave!
Bahse girerim arkadaşın Gustave buralardadır.
Gustave n'est pas loin.
Yabani çiçekler topladığımı. Gustave, hala onu görebiliyor musun?
Que j'allais cueillir des fleurs des champs.
Bak, Gustave! Süzülüyor!
Regarde, Gustave, il vole!
Sen onun arkadaşısın, Gustave.
Tu es son ami.
İki çocukları oldu ; büyük amcam Gustave ve büyük dedem Ignatz.
mon grand-oncle Gustave et Ignatz, mon grand-père.
Gustave!
Gustave!
Büyükannem Valeria, Ignatz ve Gustave'nın kardeşi olduğunu... ihmal etti.
Valérie fut élevée comme la sœur d'Ignatz et de Gustave.
Ignatz hukuk, Gustave ise tıp okumaya karar verdi.
la photographie. Ignatz décida de faire des études de droit et Gustave, de médecine.
Seni farklı bir şekilde seviyorum. Gustave ve annemi ve...
D'un amour autre de celui que je porte à Gustave, papa et maman.
- Ne demek istedin Gustave?
Ça veut dire quoi?
- Talih, görev.
Docteur Gustave Sors.
Doktor Gustave Sonnenschein, artık adınız...
Gustave Sonnenschein, vous vous appelez désormais Dr.
- Çok abartıyorsun.
- Tu exagères, Gustave.
- Bana yalan söyleme Gustave.
Ne me mens pas!
Kısa süre sonra Gustave ölümcül bir hastalığa yakalandı.
Gustave tomba malade et frôla la mort pendant des jours.
Teşekkür ederim Gustave.
Lord et Lady Ferncliffe, les Talbot, le Dr et Mme. Voyons :
Kâhya ve şoför kavga ediyordu... ben de araya girmek zorunda kaldım.
J'ai dû les séparer. Ricci et Gustave?
Ricky ve Gustave kavga mı etti?
À quel sujet?
Gustave'dan iyisini aramıyorum.
Je ne veux que Gustave!
Gustave!
Affreux petit sournois!
Gustave!
Gustave, mais comment?
- Gustave!
Gustave!
- Doktor Gustave Sors.
On peut trouver plus courant?
Doktor Gustave Sors oldu.
Gustave Sors.