English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Göran

Göran Çeviri Fransızca

203 parallel translation
Göran Strindberg Yapım sorumlusu :
Göran Strindberg. Production :
- Adım Göran, fotoğrafçıyım.
- Göran, je suis cameraman.
Göran, Orada bir beyin var mı?
Tu as perdu la tête, Göran?
Göran, sen dünyanın en nazik, en tatlı, en iyi insanısın... Ama şunu da düşünmelisin
Tu es super adorable, super gentil, mais réfléchis un peu.
Ben gidip Göran ve diğerleriyle konuşacağım.
Je vais un peu parler avec Göran et les autres.
Göran'ı mı düşünüyorsun?
Tu penses à Göran?
- İyi geceler Göran, iyi uykular.
- Bonne nuit, Göran.
Göran'a gitmek zorundayım.
Göran m'attend.
Göran'la postanaye gittiğimizde bir sürü adam bakıyor.
Quand je suis à la poste avec Göran, tout le monde me regarde.
Göran'la işler nasıI?
Alors, c'est bien là-bas?
Göran, sakin ol.
Göran, n'en fais pas un drame!
Sen Göran'a kızgınsın.
T'es fou, Göran!
Göran'a masayı hazırlaması için yardım eder misin?
Tu viens aider Göran à mettre la table? J'arrive...
Göran, bırak gideyim.
Que fais-tu, t'es dingue? Lâche-moi!
- Göran, sakin ol.
Calme-toi!
Göran, sen bizdensin.
Göran! Viens jouer!
Anlamıyorum. Gol attılar.
Göran, c'est eux qui ont marqué!
Pekala Göran. Senden hoşlanıyorum.
T'es un gentil, toi!
- Selam Göran.
- Salut, Göran!
Pekala Göran.
Ok, Göran.
Arabaya bin Göran.
Monte, Göran.
Sırrını anlamamızı istermisin?
Souhaiterais-tu que nous te bottions le cul, Göran?
Kaptan Picard, Komutan, Goren sistemine tahmini varış zamanımızı bilmek istiyor?
- Passerelle à Capitaine Picard. - J'écoute. L'État-major nous demande à Goran.
- Goren sistemi mi?
- À Goran?
Goren sistemi yolu üzerinde 4-4-1. sektörde durabiliriz.
On s'arrêtera en Zone 4-4-1 sur la route de Goran.
Goren sistemine gideceksin ve Sonalı subayları serbest bırakacaksın.
J'ordonne votre départ à Goran. J'ordonne que vous libériez les Son'a.
- Göran seni götürecek.
Göran a dit qu'il t'emmènera.
Ruhumu paramparça ediyorsun.
- Que se passe-t-il, Göran? - Tu me détruis.
Hayır Göran.
Ouvre-moi!
Onu içeri alayım mı?
Non, Göran!
Goran Davitz.
Goran Davitz.
- Goran.
- Salut, Goran.
- Goran Davitz'i tanıyor musun?
- Vous connaissez Goran Davitz?
Ben paramı Goran Davitz'e, mankenci adama koyuyorum. A :
Moi, je mise sur Goran Davitz, le type de l'agence.
Peki ya Goran Davitz?
Si on parlait de Goran Davitz?
Bu Goran Davitz'in arabası mı?
C'est la voiture de Goran Davitz?
- Goran Davitz'in şoförü müsün?
- Vous transportez souvent Goran Davitz?
Geçen cuma Goran Davitz'e şoförlük yaptın mı?
Vous l'avez transporté vendredi dernier dans la soirée?
Goran Davitz, Eve'nin içeri girmesine yardım ettikten sonra onu görmediğini söyledi. Şunu dinle.
Écoute ça.
Hayır ama Goran Davitz artı iki kişi.
Non, mais Goran y est marqué, "plus deux".
Eğer bu kadar kızgın bir şekilde Goran gibi bir adamı gidersen bunu hemen anlar.
Mais si jamais tu t'énerves trop avec lui, il te verra venir.
Dinle Goran senin işin umrumuzda değil. Ama eğer Eve hakkında bir şey biliyorsan diğer şeyleri unuturuz.
Bon, écoutez, Goran, on se fiche totalement de vos petits trafics, alors si vous savez quelque chose sur Eve, on essaiera d'oublier tout le reste.
O zaman az önce Goran'ın ne kadar iyi bir yalancı olduğuna tanık olduk.
Alors ce à quoi on vient d'assister n'était qu'un gros mensonge?
Goran'ın şoförüyle tekrar konuşmam gerek.
Je devrais retourner voir le chauffeur de Goran.
Ve o gece Goran'ı eve götürmedin değil mi?
Et vous n'avez pas raccompagné Goran chez lui ce soir-là, hein?
Goran'ın limuzin şoförü Brady'nin hikayesini doğruluyor.
Le chauffeur de Goran a confirmé ce que Brady vous a dit.
Ayrıca Goran, Eve ve Rina'yı gece kulübünden sonra SoHo Luxe'e götürdüğünü de söyledi.
Il dit aussi qu'il a conduit Goran, Eve et Rina à l'hôtel Soho Luxe après la boîte de nuit.
Interpol'e göre Goran, New York'a gelmeden önce Avrupa'da kadın ticareti yapmaktan aranıyormuş.
Et d'après Interpol, Goran était recherché pour proxénétisme aggravé en Europe, juste avant de venir à New York.
- Goran kızları Fallon'a pazarlıyordu.
- Goran rabattait ces filles pour Fallon.
Goran'ın söz verdiği gibi parti odasına gittik. İyi zaman geçirdik.
On est allées à l'étage des V. I. P. comme Goran l'avait promis, et on s'est bien amusées.
Hayır ama Goran otel odasına gitmemizi istedi.
Non, mais Goran voulait qu'on passe le voir à son hôtel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]