English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Görürüz

Görürüz Çeviri Fransızca

1,224 parallel translation
Görürüz bakalım.
Enfin, on verra bien.
Görürüz bakalım.
C'est ce qu'on va voir.
Ben bütün kuşları yazdım bir kenara... yarın görürüz...
Je suis capable d'identifier toutes les espèces qu'on verra sur la côte Est.
Bir kitap daha yazması gerekli. Onu ikinci kitabında görürüz.
Elle doit nous fournir un livre de plus et la lecture des deux autres.
Bu sırayı takip edersek, kimyasal elementlerin enerjilerinin arttığını görürüz.
Si l'on suit cet ordre, on observe que l'énergie de l'élément chimique augmente.
Görürüz bakalım, o zaman nereye saklanıyorsun!
On verra si tu peux rester caché!
Sonra dedim ki "Şimdi görürüz."
Je me suis dit : "C'est ce qu'on va voir."
Aynı zamanda dumanı da görürüz bu da gökün bir kısmıdır.
On voit aussi de la fumée qui fait partie du ciel.
Onlarla ilgilenmeyi, görevimiz olarak görürüz.
Nous avons des devoirs envers eux.
Yok. - Küba'da bir puro yak, biz görürüz.
- Cuba tient dans une boîte à cigares.
Görürüz bakalım.
On verra.
Amerikaya baktığımızda, şehirlerin duman ve alevlerle sarılı olduğunu görürüz... Milyonlarca amerikalının ıstırap içinde ağladığı bu şehirleri..
En portant le regard sur l'Amérique, on voit des villes incendiées... des millions d'Américains pleurer d'angoisse...
Görürüz. Onu bağla.
On va voir.
- Şimdi görürüz.
- On a bientôt le saoir. - ça ne marche qu'aec toi?
Biz oyuncaklar her şeyi görürüz.
Nous, les jouets, nous pouvons tout voir!
Siz bunları göremeyebilirsiniz ama biz görürüz.
Elle peuvent vous échapper, mais pas à nous.
Bunu halledebilir miyiz şimdi görürüz.
On va essayer de le contourner.
Hal böyle olunca kar deliği yüzey olarak alırsak, zamanda yansıma olarak kend kendimizi görürüz.
C'est nous que nous voyons à la surface de l'horizon du trou noir.
Burada yeterince oturursak tekrar eski haline geldiğini görürüz. Tekrar sakin hâle dönecektir.
Mais si on reste assises assez longtemps, l'eau redeviendra calme.
Kızımı görürüz sonra oraya gidip eşyalarını alırız.
On dit bonjour à la petite, puis on va chez ton oncle chercher tes affaires.
- Belki bugün birkaç F-4 görürüz.
On va voir aussi des F4.
Onu her gün görürüz ama akşamları yanlız kalırız.
Nous le voyons chaque jour mais nous sommes séparés la nuit
Ama en çok zararı şu aşamada yakalanırsak görürüz dolayısıyla şu anda yakalanacağımız garanti.
Ce serait le pire moment pour être découverts... c'était logique que ça arrive.
Dr. Benton, ne zaman ilk sosyal gülücükleri görürüz?
A quel âge verra-t-on un vrai sourire?
Belki dostunuzu da görürüz.
Nous pourrions voir votre ami.
Ama tatillerden bir hafta önce, bir artış görürüz.
Mais avant les fêtes, il y a plus de courrier.
Üzerinde çalışacak mısın? Belki kayıp şehri bulduğunu görürüz.
Vous allez l'étudier pour essayer de trouver la cité perdue?
- Görürüz bakalım. - Kahramanlık yapmayı bırak.
- Ne jouez pas les héros.
20'ye ulaşacak olursak, onurlu büyükler olarak kabul görürüz.
Ceux qui atteignent 20 ans sont considérés comme des vétérans.
Savaşta, Klingon kadınlarını ortağımız olarak görürüz.
Pour nous, les Klingonnes sont des camarades de guerre.
Çiftliğe gidip, babamı görürüz, diyordum.
Je l'emmène à la ferme voir mon père.
Görürüz kim öldürecek.
Nous verrons qui gagnera.
Umarım ateş edilir de görürüz.
Pourvu que ça flingue!
O zaman nerede olduğumuzu görürüz. Ve şu anda olduğumuz durumda olmazsak iyi olur.
J'espère qu'on aura avancé.
- Bunu görürüz.
Ça reste à voir.
Böylece onun yardım almadan, ne yapacağını görürüz.
On verra comment il s'en sort sans aide.
Belki seni bir kaç yıl sonra görürüz.
On se reverra peut-être dans quelques années.
- Görürüz birazdan!
On va bien voir.
Görürüz!
Tu rêves, gros naze!
Ve bizde ne yapabileceklerini görürüz. Ah, Kaptan, Taresyanlar hakkında bazı şüpheler ortaya koyduğunuzda, Teğmen Kim'in doğum hikayesini sorgulamaya başladım.
Quand vous avez émis des doutes au sujet des Tarésiens, je me suis interrogé sur les soi-disant origines de M. Kim.
Eğer tatlı çocuk, kızının nerede olduğunu söylerse, onun işini görürüz.
Le mieux est de lui rentrer dans le lard jusqu'à ce qu'il dise où est votre fille. Non.
Eminim görürüz tatlım,
J'en suis sûr, ma chérie.
Maskeyi çıkartabiliriz... Kim olduğunu görürüz...
Et si on découpait son masque pour voir qui c'était?
Neden sen istediğini yapmıyorsun ben de istediğimi böylece olacakları görürüz.
Faites ce que vous avez à faire... moi aussi... et on verra où ca nous mènera.
Görmeyi seçtiğimiz şeyleri görürüz.
Nous choisissons ce que nous voyons.
Bunu görürüz.
Nous verrons bien.
"The Naked Spur" de ölü avıyla boğuştuğunu görürüz.
Dans L'Appât, il prend plaisir à repêcher la dépouille de sa victime.
Siz adını koyarsınız, biz görürüz.
- Ici, on fait la totale.
Görürüz bakalım.
- C'est ce que nous verrons.
Bay Tuvix... size Köprü'de görev vermeye henüz hazır değilim, ama bugün öğleden sonra kıdemli subaylarla yapılacak olan toplantıya katılıp, nasıl olduğunuzu orada görürüz.
Mais venez à notre réunion à midi, et on verra.
Çoğumuz çikolata ve hasır sepetleri geleneksel Doğu hediyeleri olarak görürüz.
D'ordinaire, à Pâques, on offre des lapins en chocolat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]