Gústi Çeviri Fransızca
34 parallel translation
Tamam. Gusti Kadek Pendit.
Okay, Gusti Kadek Pendit.
Tamam. Mike, Gusti ile nasıl gitti?
Comment ça s'est passé avec Gusti?
- Gusti, arkadaşın geldi.
Gusti, ton ami est là.
Gusti, arkadaşın geldi.
Gusti, ton ami est là!
- Ona ne diyordun?
Comment tu l'as appelé? Gusti.
- Gusti. - Gusti.
Gusti.
Bali ismim Gusti Kadek Pendit.
Mon nom Balinais est Gusti Kadek Pendit.
- Gusti Kalek...
Gusti Kalek...
- Vin, Gusti'nin kısası mı?
Vin c'est le diminutif de Gusti?
Bu çocukla bir gün geçirdim Briggs ve Gusti'nin neyle uğraştığıyla ilgili bir fikri olduğunu hiç sanmıyorum.
J'ai passé la journée avec lui, Briggs, et je pense qu'il n'en a aucune idée.
Gusti Kadek Pendit.
Gusti Kadek Pendit. Il a un casier.
Gusti terörist değil.
Gusti n'est pas un terroriste.
Evet, sarin sokaktan çıkmış olur. Ama eğer Gusti konuşmazsa... Perdenin arkasında kimin olduğunu asla öğrenemeyiz.
Oui, le sarin sera en sécurité, mais si Gusti ne parle pas, on ne trouvera jamais l'homme derrière tout ça.
Gusti ile kazamdan önce tanıştık.
J'ai rencontré Gusti avant mon accident.
Gusti ölüyormuşum veya ölüymüşüm gibi davranmayan tek kişiydi.
Gusti a été le seul à ne pas m'avoir traitée comme une morte.
Eğer Gusti'yi görürsen ona iyi olduğumu söyle.
Si tu vois Gusti, dis-lui que je vais bien.
Ne diyorsun sen, duruşmaya mı çıkmak zorunda? Gusti.
Il est en procès?
Gusti'nin... Durumum onun beni satmış olması.
Il m'a vendu.
2 hafta önce Gusti internetten anlaşma yapmış. Benim bulduğum anlaşma.
Gusti a passé un accord en ligne... celui que j'ai trouvé.
Gusti ve beni.
Gusti et moi.
Gusti.
Gusti.
Bütün bunları Gusti'nin binasına bırak.
Tu les as mis chez Gusti.
Bunları Gusti'nin apartmanının her tarafına koydu.
C'est Briggs qui les a faits.
Bu kuşları benim önüme koydu,
Il en a mis partout près de chez Gusti.
- Evet. Bütün bunların arkasında Briggs varsa, Ve Gusti'ye kırmızı cep telefonunu veren kişi oysa,
Si Briggs a monté ce coup et qu'il a donné le portable rouge à Gusti, alors est-ce que lui et Gusti ne se connaîtraient pas?
O ve Gusti birbirlerini tanıyor olamazlar mı?
Si.
- Sana söyledim, Gusti yalan söylüyor.
Je te le dis, Gusti ment. Briggs est impliqué.
Briggs Tijuana'da ayrılmış olmalı, l.A.'den Santa Barbara'ya geçerek, hala benimle rıhtımda buluşmak ve Gusti'yi görmek için zamanı olmalı.
Briggs aurait pu quitter Tijuana, aller à Santa Barbara et revenir à temps pour me rejoindre aux quais pour voir Gusti.
Onu Gusti Kadek Pendit'e mi yönlendirdi?
Oui.
Evet, aslına bakarsan öyle.
Cela l'a-t-il mené à Gusti Kadek Pendit? Oui, c'est exactement ça.
Profesyonelliği gereğince, Gustiyle gizli kapaklı iş çevirdi ve Martun Sarkissian'la bağlantı için kullandı mı? 42 43 Evet, evet, ve evet.
S'est-il, de par sa profession, infiltré auprès de Gusti et est-il remonté jusqu'à Martun Sarkissian?
Ve hala sana yeterince güven veremedim çünkü beni anladın. 90 - Gusti'den ne haber, hah?
Je comptais sur ton intelligence, plus que sur celle de n'importe qui, mais je t'ai sous-estimé, parce que tu m'as eu.
Bunu imzalarım, sen özgür olursun.
Et Gusti, alors?
Javi Arrabuena gibi pisliklerdi, yani her neyse. Ve Colby ve Gusti... Ve öyle ya da böyle yok edilen insanların listesi.
Et Colby et Gusti... et tout un tas de monde qui, d'une façon ou d'une autre ont été utilisés pas par des criminels, mais pas Briggs.