English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Haksız mıyım

Haksız mıyım Çeviri Fransızca

2,072 parallel translation
Onları açmanın yolları var, haksız mıyım?
- Il y a des voies pour vous de lever les scellés, je ne me trompe pas?
Senin işini bitirmek için dört dakikalık sikiş, biraz da yalamak yeter, haksız mıyım?
4 minutes en missionnaire, et un cunni pour que vous le suciez, non?
Herkes geç saatlere kadar çalışıyor. Haksız mıyım, Brendon?
On fait de longues heures, n'est-ce pas, Brendon?
Haksız mıyım?
Pas vrai?
Burada eroin bulma ihtimalimiz Jimmy Hoffa'yı bulma ihtimalimizden bile düşük. Haksız mıyım?
Je veux dire, nous allons trouver l'héroïne ici que nous allons trouver Jimmy Hoffa.
O sırada cebimden almış olmalı, haksız mıyım?
Ce est quand il a dû volé il hors de moi, non?
Haksız mıyım?
Correcte?
Haksız mıyım Skyler?
Droit, Skyler?
Haksız mıyım?
Droit?
Tüm verileri Quicken programına girdim ama hiçbir uyarı çıkmadı. Yani her şey doğru olmuş olmalı, haksız mıyım?
En rentrant les chiffres dans Quicken, rien ne s'est mis en rouge, donc tout va bien, non?
Haksız mıyım Teddy?
Pas vrai, Teddy?
Yarım blok seni kovaladım ve Serengeti'deki ceylan gibi seni avladım. - Haksız mıyım? - Hayır.
Je vous ai coursé à travers un pâté de maisons et je vous ai eu comme une gazelle au Serengeti.
Haksız mıyım?
J'ai pas raison?
Haksız mıyım?
J'ai juste?
Haksız mıyım?
Je n'ai pas raison?
Haksız mıyım, Nial?
J'ai raison, Nial?
Haksız mıyım?
N'est-ce pas?
Bu ikinci şansın, haksız mıyım?
C'est ta 2ème chance pas vrai?
Öncelikler değişebilir, haksız mıyım?
Les priorités changent pas vrai?
Yani, o yabancıyı, haksız mıyım? Hayatının geri kalanını geçirmek için seçtiğin kişiden bile fazla. Gezegendeki diğer herkesin yerine birlikte olmayı seçtiğin kişi.
Tu l'aimes plus que la personne avec qui t'as choisi de passer ta vie, plus que la personne que t'as choisie sur cette planète parmi toutes les personnes qu'il y a en ce bas monde.
Ama kızınız öldüğü sırada orada olmadığınızı söylemiştiniz, haksız mıyım? - Hayır.
Mais vous n'étiez pas là à la mort de votre fille?
Ayrıca bu tevazuu sorumluluk ve şükran duymayı öğrenmek demek, haksız mıyım? Söyle Matt?
L'étudier, c'est apprendre l'humilité, la responsabilité, et la reconnaissance, d'accord?
Haksız mıyım?
Ai-je tort?
Tatlı en iyi ana yemektir, ve eğer şanslıysan ikinci ve üçüncüyü de yersin, haksız mıyım?
Le dessert, c'est le meilleur. Avec de la chance, tu seras resservi.
O zamandan beri başka biriyle evli. Bu Tillman denen herif psikopatın tekiyse, silaha ihtiyacımız olacak, haksız mıyım?
Yo, si Tillman est un psycopathe, on va avoir besoin de calibres, non?
Neticede herkes bir şeylerden kaçıyor, haksız mıyım?
J'imagine qu'on fuit tous quelque chose, hein?
Haksız mıyım... Baba?
Ai-je raison, père?
Pekala, olay şu ki, Bo hala Aydınlık Fae değil, haksız mıyım?
Mais Bo n'est pas du côté de la Lumière.
Haksız mıyım? Yani birilerine güvenip sonra o güveni kaybetmek hiç kimseye güvenmemekten iyidir.
Mieux vaut faire confiance et y perdre, que de ne jamais faire confiance.
Günümün nasıl geçtiği umurunda bile değil, haksız mıyım?
Tu te fiches bien de ma journée, en fait.
Oyunbozanın tekisin. Haksız mıyım Gracie?
- Tu es un rabat-joie.
- Haksız mıyım, Doktor?
- N'est-ce pas, docteur?
Ancak kurallar böyle, haksız mıyım?
C'est le protocole.
Meg için endişeleniyorsun, haksız mıyım?
Vous vous inquiétez pour Meg?
Hadi diyelim ihtiyar konuşmadı ama kız bizi teşhis edecektir! Haksız mıyım?
Même si la vieille ne parle pas, elle peut nous identifier.
Ama zaten tekrar tekrar bunu düşündüğün için gözüne uyku girmiyor, haksız mıyım?
{ \ pos ( 192,220 ) } Et voilà pourquoi tu te rendors pas, { \ pos ( 192,220 ) } tu en rêverais?
İnsanlar sizin peşinizde koşacak, haksız mıyım?
Les gens vous paieront à manger.
Haksız mıyım, Cameron?
C'est pas vrai, Cameron?
Ama koşu ekibine ve Öğrenci Meclisine de çok fazla emek harcıyorsun haksız mıyım?
Mais, vous vous êtes beaucoup investie dans l'équipe d'athlétisme et au conseil des élèves, n'est-ce pas?
Demek istediğim benden birazcık olsun etkilenmiş olmalısın, haksız mıyım?
Je dois t'attirer un peu, non?
- Haksız mıyım?
Qu'est-ce que j'ai dit?
Haksız mıyım?
Me trompé-je?
Çünkü kız kardeşin hoşlanmadığın biriyle çıkıyor. Haksız mıyım, komiserim?
Tout ça parce que t'aimes pas le mec de ta soeur.
Önemsiz şeyleri büyütmekte bir numarasın. Rahatlayıp keyfine bakamıyorsun. Haksız mıyım Timmy?
mais tu as menti pour avoir ce que tu voulais tu es toujours oblige d'en faire tout un plat d'un detail tu ne peux pas laisser tomber et prendre du bon temps j'ai raison Timmy?
Haksız mıyım?
Tu crois pas?
Haksız mıyım?
J'ai raison?
Haksız mıyım?
C'est ça, pas vrai?
Ayrıca bu tevazuu sorumluluk ve şükran duymayı öğrenmek demek, haksız mıyım?
Et la responsabilité et la gratitude, tu vois?
Bu günlerde bir programcıdan çok bir iş adamıyım ama haksız sayılmazsınız.
Je suis plus entrepreneur que programmeur, mais ce n'est pas faux...
Haksız mıyım?
Vrais ou pas? Tu ne réponds jamais. Et toi tu me traites comme une simple merde.
- Haksız mıyım?
- Non?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]