Hartmann Çeviri Fransızca
258 parallel translation
- Sen sarhoşsun Hartmann!
Vous êtes saoul, Hartmann!
Weinstein ödemezse, Hartmann'a giderim, anlıyor musun?
Il y a aussi Roth, Lévy, et d'autres.
- Efendim... kuzenim Hartmann'la ilgili.
- Monsieur... Mon cousin Hartmann.
- Kuzenin Hartmann mı?
- Votre cousin Hartmann?
Hartmann, Kurt. Onbaşı.
Hartmann, Kurt.
- Hartmann işini iyi yapıyor, değil mi?
- Hartmann fait du bon boulot, non?
Tabii ki daha önce de söylediğim gibi savaştan beri Hartmann'ı görmedim.
Comme je v ous le disais, inspecteur, je n'ai pas revu Hartmann.
Hartmann Harekatı yarın başlıyor. 18 Temmuz'da, karakola vardığında.
L'opération Hartmann débute demain, 18 juillet, après son rapport à la gare.
- Hartmann?
- Hartmann?
- Hartmann, Kurt, onbaşı, efendim.
- Hartmann, Kurt, caporal.
Ben Hartmann'ın kuzeniyim.
Je suis le cousin d'Hartmann.
Hartmann ile aramda sır yoktur.
Lui et moi n'avons pas de secrets.
Sizi babanızın oteline götüreceğim. Hartmann da orada kalıyor.
Direction l'hôtel de votre père où Hartmann passera la nuit.
- Onbaşı Hartmann, efendim.
- Le caporal Hartmann.
Bunu ayarlamanı istiyorum Hartmann.
Faites le nécessaire.
Yıllardır ilk kez izin yapıyorum Hartmann.
C'est mon premier congé depuis des années, Hartmann.
Pek öyle değil, Hartmann, ama emirlere uyulması gerekir.
Pas tout à fait, Hartmann, mais les ordres doivent être obéis.
Onbaşı Hartmann'ın açıklamaya vakti yoktu.
Le caporal Hartmann n'a pas eu le temps de m'expliquer.
Ama Hartmann gelir.
Mais Hartmann l'est.
Benden uzaklaş Hartmann, olabildiğince uzağa.
Partez d'ici, Hartmann, aussi loin que possible.
" Hartmann, Kurt.
" Hartmann, Kurt.
Evet ama adamlarınızdan biri, Hartmann kayıp.
En effet, mais un de vos hommes, Hartmann, a disparu.
- Onbaşı Hartmann...
- Le caporal Hartmann...
- Onbaşı Hartmann, şoförünüz...
- Caporal Hartmann, votre chauffeur...
Adamlarımdan biriyle, Onbaşı Hartmann hakkında bilgi istedi.
Il voulait des renseignements sur le caporal Hartmann.
Onbaşı Hartmann 20'sinde kayboldu.
Le caporal Hartmann disparut le 20.
- Belki... belki de Onbaşı Hartmann?
- Le caporal Hartmann peut-être?
Şimdi Onbaşı Hartmann'ı bulmalıyız.
Il faut retrouver le caporal Hartmann.
Size dedim ya, savaştan beri Hartmann'ı görmedim.
Je n'ai pas revu Hartmann depuis la guerre.
Hartmann yaşıyor mu bilmiyorum ama eğer yaşıyorsa, onun ve herkesin iyiliği için yalvarırım bana yardım edin.
J'ignore si Hartmann vit toujours, mais si c'est le cas, pour son bien et celui de tous, je vous implore de me le dire.
Özellikle Hartmann için.
En particulier pour Hartmann.
THEO VON HARTMANN MÜZESİ Tiyatro kostümleri ve Peruklar
THEO VON HARTMANN COSTUMES ET PERRUQUES DE THEATRE
- Evet, ben Von Hartmann.
- Oui, je suis von Hartmann.
Mr. Von Hartmann, filmlerimde uygunsuz hiç bir durum yoktur.
Mon cher Mr von Hartmann, dans mes films rien n'est répréhensible.
- Von Hartmann.
- C'est von Hartmann.
Birleşik Çelik A.Ş. başkanı Sayın Hartmann davetinizi almaktan memnuniyet duydum.
"À la direction de l'Union Sidérurgique. " Cher M. Hartmann, " j'accepte volontiers votre invitation.
- Bay Hartmann sözünü bitirsin, Stiller.
Laissez-le donc finir.
Bay Hartmann da bu konuda Perspektif 2000 komisyonu üyesi olarak- -
Ce pour quoi M. Hartmann, en tant que membre de la commission "Perspective 2000"...
Hallettik sevgili Hartmann, hallettik.
C'est le cas, mon cher Hartmann.
Bilgisayarın bizzat Bay Hartmann'ın emrinde olmasını istemiyorum.
Je refuse que Simulacron travaille exclusivement pour M. Hartmann.
Hartmann ile ne tür bir ilişkiniz var Bay Siskins?
Quelle est votre vraie relation avec M. Hartmann, M. Siskins?
Bay Hartmann arkadaşım olur.
M. Hartmann est un ami.
- Hartmann'la araları hâlâ iyi mi?
- Toujours ami avec Hartmann?
Şayet mevcut tahminler Hartmann'ın beklentileriyle uyuşmazsa yeniden programlanabilir mi?
Si les prévisions ne correspondent pas aux besoins de Hartmann, peut-on en programmer d'autres?
Holm'un Hartmann'ın bağlantısı olduğu.
Que Holm était notre contact avec Hartmann.
Hartmann'ın bağlantısı mı?
Le contact avec Hartmann?
Dostumuz Hartmann'ın kötü bir yatırım yapmasını istemem.
Je voudrais éviter que Hartmann regrette son investissement.
- Pek değil. Hartman'ın bir hastası için söyleyeceği çok ilginç şeyleri vardı.
Hartmann a quelque chose de très intéressant a dire... au sujet d'un de ses patients.
İsmim Katharina Hartmann.
Mon nom est Katharina Hartmann.
Çoktan geç kaldın bile. Doğal olarak, ben de seninle birlikte geleceğim.
Je ne sais pas pourquoi mais tu es invité à dîner à 19h00 chez les Hartmann.
Hartmann ailesi, Zentropa şirketini 1912 yılında kurdular.
C'est de la plus grande importance.