Hearne Çeviri Fransızca
80 parallel translation
- Bu gelen eski dostumuz Müfettiş Hearne.
- C'est notre ami, l'inspecteur Hearne.
Şimdi sanık sandalyesine, New Scotland Yard'dan Cinayet Masası Müfettişi Bay Hearne'ü çağırıyorum. - Müfettiş Hearne.
J'appelle le divisionnaire Hearne, de la brigade criminelle de New Scotland Yard.
Tanıklar arasında Polis Müfettişi Hearne'ün ifadesini dinlediniz. Ki kendisi bu gibi vakıalarda olduğu gibi ifadesini adil ve tarafsız olarak vermiştir.
Vous avez entendu le divisionnaire Hearne dont le témoignage a été impartial, à son habitude.
- Hey sen, Hearne!
- Vous, Hearne!
Hearne!
Hearne!
- Evet Hearne, ne var?
- Oui, Hearne, qu'y a-t-il?
Hearne, aynı şey senin için de geçerli.
Hearne, idem pour vous.
- Anlaşıldı mı Hearne?
- C'est clair, Hearne?
Teğmen Lawson, Hearne, Onbaşı McLean, Scott!
Lieutenant Lawson, Hearne, caporal McLean, Scott!
Hearne sana iyi bakıyor.
Hearne prend bien soin de toi.
Hearne, onun için ne yapabileceğine bakalım.
Hearne, va voir ce qu'il a.
- Hearne.
- Hearne? - Quoi?
- Beş kuruşum yok. Hearne, gitmemiz gerek.
Hearne, on doit y aller.
Pekala. Hearne, Campbell, benimle gelin.
Hearne, Campbell, suivez-moi.
Hearne, Teğmen, Onbaşı McLean, benimle gelin.
Hearne, lieutenant, caporal McLean, avec moi.
Hearne, tatmin olmamışa benziyorsun... ve konuşmaya devam ederek de kendini ciddi bir belanın içine sürüklüyorsun.
Hearne, il semble que tu ne seras content que lorsque tu te seras attiré de graves ennuis.
Şimdi tatmin oldun mu Hearne?
Content de vous, Hearne?
Teğmen Lawson, Hearne ve Scott'ı telsiz kulübesiyle ilgilenmeleri için alacağım.
Lawson, Hearne et Scott viendront s'occuper de l'émetteur avec moi.
Geliyorum Hearne.
J'arrive, Hearne.
Çok zekisin, Hearne.
T'es si intelligent, Hearne.
" Bravo Hearne.
" Bien joué, Hearne.
Jem Hearne de öyle!
Et Jem Hearne!
Jem Hearne, siz burada ne yapıyorsunuz?
Jem Hearne, que faites-vous ici?
Jessie hayatım Binabaşı'yı Jem Hearne'ün yerine götür.
Jessie, ma chère conduisez-le à la cour de Jem Hearne! Oh!
Dr. Harrison, bu Jem Hearne.
Dr Harrison, voici Jem Hearne.
Tanrı aşkına Bay Hearne kımıldamayın.
De grâce, Mr Hearne, ne bougez pas.
Jem Hearne'ün kolu kırırlmışsa... Karısı da yok, akrabası da.
Si le bras de Jem Hearne est coupé, il ne pourra pas avoir de femme ni de personnes à charge.
Jem Hearne ölmüş olabilir.
Il semble que Jem Hearne est mort.
Jem Hearne ölürse hepimizin olacağı bu, kasaba marangozsuz kalacak.
Et bien, nous le sommes toutes, avec Jem Hearne mort, et la ville sans charpentier.
Jem Hearne sağ mı, öldü mü?
Jem Hearne est-il vivant ou mort?
Jem Hearne bir haftadır reçel ve yumurtalı şaraptan başka bir şey yemedi.
Jem Hearne n'a rien eu d'autre que des gelées et des oeufs au vin depuis une semaine.
Fakat kart olayından sonra, kapıyı Jem Hearne'nün yüzüne kapama zorunluluğu hissettim.
Mais après l'histoire des cartes de la Saint Valentin, je me suis sentie obligée de fermer la porte à Jem Hearne!
Oh, muhteşem Bay Hearne!
Oh, magnifique, Mr Hearne!
Sana bu çek için beş paund vereceğim Jem Hearne.
Je vais vous donner cinq bons souverains pour ce billet, Jem Hearne.
Umarım Tanrı seni bağışlar Jem Hearne!
Dieu vous pardonne, Jem Hearne!
Sırada ne var Bayan Hearne?
Qu'est-ce qui vient après, Mrs Hearne?
Muhtemelen Jem Hearne eve gelmiştir.
C'est probablement Jem Hearne qui rentre.
Dedektif Sean O'Hearne. "
Détective Sean O'Hearne, "
Dava hakkındaki kitabı hem ticari hem de eleştirel bakımdan fiyaskoya dönen emekli Dedektif Sean O'Hearne ise sadece şunu söyleyebildi :
Le détective retraité Sean O'Hearne dont le livre racontant l'histoire a été un échec auprès des critiques et du public, a seulement ajouté :
Ama bir daha da geri dönmedi. Pekâlâ, Bayan Hearne. Biraz sakin olun.
Elle m'a confié le petit hier soir et n'est jamais rentrée!
Panayırdan götürüldüyse, Jeanie Han'ın cesedinin Göl'ün o tarafta ne işi vardı?
- Que faisait le cadavre de Jeannie Hearne à Lake Silence, si elle s'est fait enlever à la fête foraine?
Perşembe günü oynayanların listesini yollayacaklar bana.
- Et le numéro de téléphone? - Une cabine située en face de chez Jeannie Hearne.
Jeannie Hearne'nin evinin karşısında. Jakes. Panayırdan haber var mı?
- Certains ont un casier.
Jeannie Hearne'nin izini Albert Potter'in hatırladığı kadarıyla sürebildik. - Birkaç bir şeye binmişler, sihirbazlık gösterisi izlemişler atış poligonuna girmişler. - Ee?
manège, spectacle de magie, stand de tir...
Jeannie Hearne'nin çantasından haber var mı?
- Oui, bravo, Jim.
- Hearne.
- Hearne.
Lanet olsun, Hearne!
Bon sang, Hearne!
Kes sesini Hearne.
La ferme, Hearne.
Hearne, seni aptal herif!
Hearne, espèce d'idiot!
Hearne, seni aşağılık herif!
Hearne, espèce de salaud!
Jeannie Hearne. Helâl!
- Incroyable!