English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Helene

Helene Çeviri Fransızca

364 parallel translation
Biraz kahkaha atıp Güzel Helene ile heyecanlanmak istemez misin?
Ne voulez-vous pas rire et être émerveillé par La Belle Hélène?
Ve şimdi, Güzel Helene!
Et maintenant, La Belle Hélène!
Güzel Helene!
La Belle Hélène!
- Merhaba, Stepan.
Helene...
Kocam eski güzel günlerin anılarını devam ettirmek için bu servisi istiyor.
En souvenir du bon vieux temps. Correction, Helene :
- Dans etmek ister misin Helene?
Tu danses, Helene?
Helene?
Hélène?
Nasılsın Helene, hayatım?
Comment vas-tu, ma chère Hélène?
Dur bir dakika Helene.
Ecoute, Hélène.
- Helene ciddi...
- Hélène habite...
Helene presi kullanmayı bilmez ki.
Elle ne savait pas utiliser cette presse.
Helene hep çok nazikti.
Hélène a toujours été très gentille.
- Helene mi?
- Hélène a-t-elle...?
Adamınız beni aradı. Helene ona söylemiş.
Hélène m'a fait appeler, je suis donc venu.
- Helene kocasını asla öldüremez.
- Hélène n'auraitjamais pu tuer son mari.
- Helene, yapabileceğim bir şey...
- Hélène, si je peux faire quoique ce soit...
Helene, neler oluyor?
Hélène, que se passe-t-il?
Eğer öyleyse neden Helene onu öldürdüğünü söyledi?
Si c'est le cas, pourquoi dit-elle qu'elle l'a tué?
Helene ve Andre yaşamın kutsallığına inanırlardı.
Hélène et André croyaient au caractère sacré de la vie.
Helene kimseden nefret edemez.
Hélène ne pourrait ha ¨ i ¨ r personne.
Helene'in başı belada ve Andre de öldü.
Hélène est dans le pétrin et André est mort.
Tabii ki Helene.
Bien sûr, Hélène.
- Helene, yanımda değil.
- Hélène, je ne l'ai pas avec moi.
Helene, bir mucize görecek ilk kişisin.
Hélène, tu es la première à assister à un miracle.
Çok şanslı bir adamım Helene.
Je suis un homme très chanceux, Hélène.
Helene, bir sorun oldu.
"Hélène, j'ai eu des problèmes."
Sana yalan söyledim Helene.
Je t'ai menti, Hélène.
Sen de aynen Helene gibi cinayet işlemiş oldun.
Vous avez commis un meurtre, tout comme Hélène.
Helene onu durdurmaya çalışıyordu.
Hélène a seulement essayé de l'arrêter.
Çünkü Helene, Helena ve sonra Lena.
Parce qu'Hélène, Hélèna et puis Lena.
Benim adım Helene.
- Je m'appelle Hélène.
Helene! Sorun nedir?
Hélène, que se passe-t-il?
Helene nerede?
Où est Hélène?
Helene burada işte.
Elle est là.
Bu ormanda bulabileceğin en güzel şey kuşum Helene!
La seule beauté de cette forêt, c'est Hélène.
Benim adım Helene.
Mon nom est Hélène.
Helene!
Hélène!
Zaman kaybedersiniz. O, asla kabul etmez.
Helene n'acquiescera jamais...
"TRUVA'LI HELEN"
"HELENE DE TROIE"
Helene, kızım... -... şu kasaya bakar mısınız lütfen?
- Hélène, mon petit, prenez la caisse.
Nasıl biri o tezgâhtar kız, Helene? Güzel mi bari?
Elle est comment la vendeuse, Hélène, jolie?
Selam, Meurice, ben Helene Trend.
Bonjour, Meurice. C'est Hélène. Hélène Trend, tu te souviens?
Ne oldu, Héléne?
Qu'y a-t-il, HéIéne?
Helene.
Rien de grave, n'est-ce pas?
Doğru, baba...
À table, Helene.
İzin ver seni düzelteyim, Helene.
Pas du bon vieux temps, mais du sale nouveau temps!
Nasıl olduğunu bilirsin Helene.
Tu le connais, Hélène.
- Hélene mi?
- C'est toi Hélène?
Helene Hanff.
Helene Hanff.
- Helene Hanff.
– Helene Hanff. – Salut, c'est moi.
Selam Helene.
Je savais que je te trouverais ici!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]