Hetty Çeviri Fransızca
646 parallel translation
Ben yapmadım, Hetty. Ben yapmadım!
Je ne l'ai pas tuée, Hetty.
Sen Hetty'ye aldırma. Ben onu sakinleştiririm.
Je saurai bien la calmer.
Farkındasın, değil mi Dicko?
Hetty a raison. Tu comprends?
- Nasıl geleyim? Hetty'yi duydun.
Tu l'as entendue...
Niçin Hetty'e haber yollamadın?
Pourquoi n'avoir pas appelé Hetty?
Biliyor mu?
Hetty? Elle sait?
Hetty'nin yazmış olması garip.
Elle a écrit!
O dansçıyı etkilemeek içindi.
Pour impressionner la petite danseuse, Hetty
Hetty miydi?
C'était son nom?
Hetty Kelly.
Hetty Kelly
Eminim Hetty sana altın rozet verecektir.
Je suis sûr qu'Hetty te donnera une médaille en or.
Sizi çağırıyor. Üst katta.
Hetty vous demande.
Hetty nerede?
- Alors, elle est où?
Bu cadı avı değil Hetty.
Ce n'est pas un piège, Hetty.
Hâlâ kafanın ayık olması çok güzel. Hetty.
Vous savez toujours qui vous êtes, c'est bien.
Hetty, ben Nate bütün ihtimalleri gözden geçirdik ve Müdür Vance de sorduk, o da kabul etti.
Hetty, c'est Nate. Nous avons fait une analyse des risques, nous l'avons soumise au directeur Vance, et il l'a approuvée.
10 yıl önce, Hetty, Sullivan adında bir ajanla çalışmış.
Il y a dix ans, Hetty a travaillé avec un agent nommé Sullivan.
Hetty, Callen, Sullivan değil.
Callen n'est pas Sullivan.
Ben halledeceğim Hetty.
Je vais faire attention
Belki de Hetty haklıydı.
- Hetty avait raison.
Hetty her zaman haklıdır.
- Hetty a toujours raison.
Telefon var.
Hetty appelle.
Hetty, herkes burada.
Hetty, on est tous là.
Hetty, o kadar dayanabileceklerini sanmıyoruz.
Hetty, ils ne tiendront pas aussi longtemps.
Hetty.
C'est la seule...
Hetty, özür dilerim, ilk olarak yapmam gereken çok ama çok önemli bir şey var.
Il y a quelque chose de plus important que je dois faire avant.
Burası L.A Hetty sen bir de şamdanı gör.
On est à Los Angeles, Hetty. Attendez de voir la Menora.
Hetty'nin avukatı oldun.
- Tu as utilisé la penderie d'Hetty.
Sanırım Hetty hâlâ burada.
- Hetty doit encore être là.
Alınma ama Hetty, bu gece çaydan daha iyi bir şey hak ettik bence.
Ne le prenez pas mal, Hetty, mais du thé, ça va pas le faire.
Çok güzel bir viski, Hetty.
Ça, c'est du Scotch, Hetty.
Sanırım bizsiz başlamışsın Hetty.
Vous avez commencé sans nous.
Hetty, basit görevlere çıktığımda sıradan yemekler yiyorum.
{ \ pos ( 192,230 ) } Quand je suis un clochard, je mange dans un snack.
Hetty haklıydı.
- Qu'Hetty a raison.
Davaları ben kontrol etmiyorum Hetty.
Je détermine pas la charge de travail.
Sanırım Hetty'nin canı sıkkın.
- J'ai été banni. Il doit y avoir quelque chose.
Kozdan laf açılmışken Hetty her cuma saat 17 : 00'da benden rapor bekliyor.
En parlant de ça, Hetty m'a dit de rendre mes rapports chaque vendredi à 17 h, et je comptais prendre le week-end pour rattraper mon retard.
Hetty'nin nesi var?
Hetty va bien?
Kurtardığın şeyleri buraya getiremeyeceğini Hetty söylemedi mi sana?
Hetty a interdit les chiens errants.
Beyler, Hetty'den garip bir telefon.
Un appel bizarre de Hetty.
Senin suçun değil Hetty.
Ce n'est pas votre faute, Hetty.
- Bayan Jones, ofisime gelin lütfen.
- Hetty? - Mlle Jones, dans mon bureau. J'arrive.
Hetty'ye güzel haberi vereyim.
Je vais donner la bonne nouvelle à Hetty.
Hetty, Dicko'yu hatırlıyorsun, değil mi? Elbette.
Tu te rappelles Dick?
Onu sen öldürdün! - Sakin ol Hetty.
Vous l'avez tuée!
Hetty, ben geri döneceğim.
Je reviens.
İlk aşkı Hetty Kelly evlendi ve 25'inde öldü.
Hetty, 1 er amour de Charlie, épousa un policier et mourut à 25 ans
Hetty çok geç.
Hetty, c'est... trop tard.
Sana da günaydın Hetty.
Bonjour.
Hetty konuştu.
- Tu lui as parlé?
O iyi.
- Non, Hetty.