Hobbit Çeviri Fransızca
304 parallel translation
Toprağın içindeki kovukta bir hobbit yaşardı.
Dans un trou vivait un hobbit.
Burada toprağın içinde bir kovukta bir hobbit yaşardı.
Là-bas, dans un trou, vivait un hobbit.
Bu kovuk ; ne kirli, iğrenç ve ıslak kovuklardandı, ne de kuru, boş ve kumlu kovuklardandı. Bu bir hobbit kovuğuydu. Bu da rahatlık anlamına geliyordu.
Ce n'était pas un trou sale, humide... ni un trou sec, nu, sablonneux... mais c'était un trou de hobbit, ce qui implique le confort.
HOBBİT
Bilbo le Hobbit
Bir Hobbit Tatili. "
Un aller et un retour, ou l'odyssée d'un hobbit.
Senin hısmın savaş nedir asla bilemeyecek, hobbit.
Votre espèce ne comprendra jamais rien à la guerre.
Hobbit Bilbo Baggins... Yüzüğü kendi köyüne, Shire'a götürdü.
Bilbon Sacquet, le Hobbit, rapporta l'Anneau au Comté, son pays d'origine.
Hobbit bulamadıklarında ne yiyorlar acaba?
De quoi se nourrissent ces choses lorsqu'elles n'ont pas de Hobbits?
Buçukluk.
Le Hobbit.
Bu işi budala hobbit Bilbo başlattı sonunu da getirsin ya da kendini bitmiş bilsin.
Bilbon le Hobbit borné a commencé cette affaire, il doit la finir ou périr.
İşte oldu. Şimdi dışarıdan basit bir hobbit gibi görünüyorsun.
Tu as l'air d'un Hobbit tout simple comme ça, mais...
Elimde değil. Sméagol cici hobbite yardım etmeye söz verdi.
Je n'y peux rien, Smeagol a promis d'aider gentil Hobbit.
O bize yardım edebilir... ama Sméagol cici hobbite söz verdi.
Nous aider... Mais Smeagol a promis à gentil Hobbit...
Cici hobbit.
Gentil Hobbit.
Hobbit hep çok nazik evet.
Hobbits toujours très polis.
Sevgili hobbitim en has dostum...
Mon plus cher Hobbit, l'ami entre tous!
Süper! Sanki hobbit evinde yaşıyorum.
Tu m'as mis dans la chambre des 7 nains.
Aynı "The Hobbit" teki gibi.
Comme Bilbo le Hobbit.
"The Hobbit" ile alakası yok.
Ça n'a rien à voir!
... bir Hobbit...
Un Hobbit.
'Gittim ve Döndüm' Bir Hobbit Hikayesi. Yazan Bilbo Baggins.
"Aller et retour", récit dun Hobbit par Bilbon Sacquet.
Sen, bir Hobbit, Sauron'un iradesine karşı koyabilir mi zannediyorsun?
Vous savez qu'un Hobbit ne saurait s'opposer à Sauron.
Dört hobbit!
Quatre.
Bir Hobbit için cesur bir yüreğin var. Fakat bu seni korumaz.
Ton coeur est vaillant, petit Hobbit, mais ça ne suffira pas.
Fakat içinde büyük bir güç var, benim sevgili Hobbitim.
Mais vous avez une grande force, mon cher Hobbit.
Bir Hobbit Hikayesi, yazan Bilbo Baggins.
"récit d'un Hobbit par Bilbon Sacquet."
Bu Hobbit'lerin sonu olabilir.
Ce serait la fin des Hobbits!
Sanırım bu Hobbit'te gördüğümüzden daha fazlası var.
Je trouve que ce Hobbit a bien des talents cachés.
Glory'ye çalışan adamlar. Cüzamlı Hobbit'lere benzediklerim söylemiştin.
Les sbires de Glory, tu dis qu'ils ressemblent à des gnomes lépreux?
Kalabalık bir Hobbit grubuydu. Spike'ı yakaladılar.
Des gnomes ont embarqué Spike.
Ama orada iki Hobbit vardı. Yanlarında iki Hobbit gördünüz mü?
Il n'y avait pas deux Hobbits avec eux?
Burada bir Hobbit yatmış.
Un Hobbit était allongé ici.
Hobbit mi?
Des Hobbits?
Daha önce hiç Hobbit diye bir şey duymadım!
Je n'avais encore jamais entendu ce nom.
Cici Hobbit.
Gentil Hobbit.
Hobbit yiyeceklerini yemekleyemeyiz biz!
On ne peut pas avaler la nourriture hobbit!
Ah, acımasız Hobbit.
Oh, cruel Hobbit.
Eskiden bir Hobbitten bu kadar da farklı değildin.
Vous n'étiez pas si différent d'un Hobbit autrefois.
Düşmanın silahının, bir Hobbit'in ellerinde, Mordor'a doğru gidiyor olduğu da öyle.
Ainsi, l'arme de l'ennemi approche du Mordor aux mains d'un Hobbit.
Aptal şişko Hobbit.
Stupide Hobbit joufflu.
Ama anlamalısın, genç Hobbit çok uzun zaman alıyor Eski Entçe'de bir şeyler söylemek ve biz hiçbir şey söylemeyiz çok uzun zaman ayırmaya değmediği sürece.
Mais vous devez comprendre, jeune Hobbit, qu'il est très long d'exprimer quoi que ce soit en entique ancien, et que nous ne disons jamais rien à moins que ça ne vaille la peine de prendre beaucoup de temps pour le dire.
Ama o şişko Hobbit, o anlıyor.
Mais le gros Hobbit, il sait.
- Elbette, minik Hobbit.
Mais oui, le gnome.
Kız kardeşinin geceliğine DNA sının nasıl bulaştığına dair bir fikri yok. Evet, belki bir Hobbit onları oraya koymuştur.
il ne les a pas déposé il n'a aucune idée de comment son ADN s'est retrouvée sur la chemise de nuit de sa soeur oui, peut-être qu'un petit Hobbit l'y a mis
Amerika'da hiç hobbit kaldı mı?
Y a-t-il encore des hobbits en Amérique?
- Hobbit'ler...
- Les Hobbits!
Asla! Sméagol pis Hobbit'lerden nefret ediyor.
Sméagol déteste les vilains Hobbits.
Hobbit etine.
De la viande de Hobbit.
Hobbit'ler öldüğünde kıymetli bizim olacak.
Le Précieux sera nôtre quand les Hobbits seront morts!
O Sméagol'dan nefret eden ve pis yalanlar söyleyen korkunç, şişko bir Hobbit.
Le vilain Hobbit joufflu déteste Sméagol et invente de méchants mensonges.
Bütün meraklı Hobbit'ler arasında en kötüsü sensin, Peregrin Took!
De tous les Hobbits curieux, Peregrin Touque, vous êtes le pire.