Hocam Çeviri Fransızca
2,354 parallel translation
Ve hocamın adı da Yuri'ydi.
Et mon professeur, qui s'appelait Yuri.
Yov, Hocam!
- Yo! Le prof!
Yov, Hocam.
Yo! Le prof!
Yov Hocam!
Le prof...!
Ben de Yov Hocam!
Moi, je m'amuse dans Yo!
Ben Yov Hocam! 'da rol alınca çok kıskandı biliyo musun?
Il sera si jaloux de me savoir dans Yo!
Yov Hocam! 'da oynamak istemiyorum.
Je ne veux pas jouer dans Yo!
Benzinleri bitmiş hocam.
Panne d'essence.
- Kornerleri çalıştığımız gibi ön direğe kes. - Tamam hocam.
Près du poteau, pour les corners.
Birisi "Hocam, yanılıyorsun" derse tepkiniz nasıl oluyor?
O'Hare! Et si un joueur vous dit : "Vous vous trompez"?
Hey! Bu faul değil miydi hocam?
- C'était pas une faute, arbitre?
Ondan akıl hocam olmasını istemem çok mu tuhaf olur?
Est ce que ce serait bizarre de lui demander de devenir mon mentor?
Bu şarkı, hocam tarafından yazıldı. Ve dostum.
Cette chanson a été écrite par un mentor... eh bien, plus un ami en fait.
Eski akıl hocam Ben'in deyimiyle karanlık taraf da diyebiliriz.
Comme disait mon mentor Obi-Wan Kenobi : le côté obscur.
Eğer o benim lisedeki beden eğitimi hocam ise -
Si c'est mon prof de sport au lycée...
Ama hocam bana hep notaları çaldırdı. Do, re, mi, fa, sol, la, si, do...
Je voulais jouer du Fleetwood Mac... mais mon professeur m'a fait faire des gammes sans fin.
Yeni tiyatro hocamız bu oyunu seçtiği için mutluyum.
Je suis si contente que la nouvelle prof de théâtre ait choisi cette pièce.
Aa peki, siz iki çilgin genç, ben yeni oyunculuk hocam tarafindan iskence edilirken neler yapacaksiniz? Sanirim, sadece alisverise gidecegiz.
Alors, les enfants, qu'est-ce que vous allez fabriquer pendant que je vais me faire torturer par mon nouveau prof de théâtre?
- Hayırdır hocam, ne istiyor bu adam yine?
- Chef, que veut-il?
Yirminci metre numunelerde tamam. Bence kesin bulduk hocam.
Les échantillons du 20ème mètre sont prêts.
Çıkarım hocam.
Tu as appelé Ankara?
- Görüşürüz hocam.
A demain matin.
Teşekkürler Hocam!
- Merci, monsieur.
Hocam Monop su sızdırıyor. Bay Guillain!
- Il y a une fuite chez Monop!
Hocam...
Monsieur...
O benim politika hocam, tamammı?
C'est mon prof de sciences politiques, OK?
Evet, Marcy. İşler nasıl, hocam?
Comment se passe le boulot, prof?
15.00'da Mandarin hocam ve 17.00'da da hayat koçum var.
Mon prof de mandarin à 15 h et mon coach de vie à 17 h.
Bizim akıl hocamız olup bize ırkın yaşam biçimini öğretecektin, ama senin tek yaptığın sızlanmak ve şikâyet etmek.
Tu aurais été mon mentor, tu nous aurais appris à être des vampires, mais tu veux juste râler et te plaindre.
Hocam!
Maître! ... Maître!
Carpe diem, hocam. Carpe diem!
Carpe diem, monsieur.
Çok.. Çok üzgünüm hocam...
Je suis désolé.
Bilirsin, kendine güven kursundaki hocam
Tu sais, mon entraîneur à l'atelier d'assertivité,
- İşte yeni hocamız.
- Notre nouvelle titulaire.
Hayır. Sağlık hocamız onu yalnız bırakmamamızı söyledi.
Notre prof a dit de ne pas le laisser seul.
Umarım 5. sınıf hocam beni görür.
J'aimerais que mon prof de CM2 me voie.
Mosby hocam, egitim gezisi bitti mi?
Professeur Mosby, la visite éducative est terminée?
Don Geiss benim kahramanım, akıl hocam, büyük bir şahsiyettir.
Don Geiss est mon héros, mon mentor, un grand homme.
- Son dersimiz diye mi böyle hüzünlü bir şiir seçtiniz hocam?
Auriez-vous choisi un poème si triste parce que c'est votre dernier cours, maître?
- İstiare var hocam orada.
- ll y a un métaphore là.
Bulamadım hocam.
Je ne peux pas trouver, maître...
Hocam özür dilerim.
Maître.. Je m'excuse...
- Hocam daha 5 dakika oldu.
- Mais je ne suis en retard que de cinq minutes...
Hocam?
Maître...
Ve Yov hocam!
Ils lui ont offert un rôle dans Yo!
- Evet hocam.
- Oui, patron.
Geldim hocam, geldim.
On va être en retard.
Hocam, görüşmek üzere.
A bientôt chef.
Kesinlikle, hocam.
Ça roule, prof.
Hocam, kendinize gelin!
Maître... Maître!
Hocam!
Maître! ...