Holloway Çeviri Fransızca
306 parallel translation
- Holloway'i bağlar mısın?
300000!
Bayan Holloway ile görüşebilir miyim?
Puis-je avoir Mlle Holloway?
Şehirlerarası bir arama Bayan Holloway.
Un appel interurbain. Le commandant Beech.
Stella konusunda size danışmak istiyorum Bayan Holloway.
Je veux vous consulter au sujet de Stella.
İçeri buyurmaz mısınız Bayan Holloway?
Entrez, Mlle Holloway.
- Bayan Holloway.
Mlle Holloway.
Bayan Holloway'ye geldiğinizi haber vereyim.
Je vous annonce à Mlle Holloway.
Bayan Holloway'i bekliyor olabilir misiniz acaba?
Attendriez-vous par hasard Mlle Holloway?
Benden niçin nefret ediyorsunuz Bayan Holloway?
Pourquoi me haïssez-vous?
Haftada bir Bayan Holloway ile hoş bir sohbet edersin.
Tu bavarderais chaque semaine avec Mlle Holloway.
Bayan Holloway niye Mary'i alçıdan bir azize gibi göstermek istiyor?
Pourquoi Holloway en fait une sainte en plâtre?
- Bayan Holloway diye birini görmeye.
Chez Mlle Holloway.
Ne, "uyum içinde zenginliğin" Bayan Holloway'i mi?
De "La Santé par l'Harmonie"?
Cezai ihmal sözlerini kullanınca Hemşire Holloway beni dava açmakla tehdit etti. "
"Mlle Holloway m'a menacé de poursuites " quand j'ai parlé de négligence criminelle. "
- Bayan Holloway Carmel'i öldürmüş.
Mlle Holloway a tué Carmel?
- Bayan Holloway'in merkezinde.
- Elle est chez Mlle Holloway.
Öyle hissediyorum Bayan Holloway.
En effet.
Bayan Holloway, dünyanın en mutlu insanıyım!
Je suis la personne la plus heureuse du monde!
Bayan Holloway! Neyiniz var?
- Qu'avez-vous, Mlle Holloway?
Biri, Bayan Holloway'in merkezinden telefon etti.
Quelqu'un a téléphoné de chez Mlle Holloway.
Tabi, o zaman belki de Bayan Holloway haklıdır.
A moins que Mlle Holloway ait dit vrai.
Ama bunu Profesör Holloway'in anlatması gerekiyor.
Mais je vais laisser la parole à mon bon ami, le professeur Holloway. - Du début à... - EI fin, la fin.
- Holloway Hapishanesi.
- La prison.
Lady Agatha'nın Holloway'den son salıverilişini... kutlamak amacıyla Whitehall ve West End üzerinde bildiri yağdırılması için gizli planlar yapılmıştı..
Il avait été projeté, en secret, de fêter sa dernière relaxation par une pluie de tracts sur Londres.
Şansın varsa iki yıl ile paçayı kurtarır Holloway hapishanesinde yatarken tiyatroyu gerçek hayata uygulamanın aptallığını düşünürsün.
Tu t'en tireras, si tu as de la chance, avec 2 ans. Tu iras en prison, méditer sur ce qui sépare le théâtre de la vie.
Saat 4'ten önce Holloway'de olmalıyız yoksa işimizi yetiştiremeyiz. Kurallar çok sıkı. Holloway mi?
Cecilia, a peine avais-je aperçu votre merveilleuse et incomparable beauté que je suis tombé amoureux sauvagement, passionnément, absolument, désespérément.
Sen ne kadar yargıçsan o da o kadar marshal olur, Bay Holloway.
Il serait "marshal" comme vous êtes "juge"... à titre supplétif.
Blaisdell, Ben, yargıç Holloway.
Blaisedell? Je suis le juge Halloway.
- Müfettiş Holloway.
- Inspecteur Holloway.
Holloway ve tayfası.
Avec Hollaway et sa clique.
Son ikisi, Teruggi ve Holloway...
Les deux derniers, Teruggi et Holloway...
David Holloway ve Frank Teruggi'yi nasıl saymazsınız?
David Holloway et Frank Teruggi ne comptent pas?
Holloway.
Holloway.
Teruggi, David Holloway'le tutuklanan adam. Serbest bırakılma formu yok.
L'homme qui s'est fait arrêter avec David Holloway.
Sanık Stuart Holloway'i suça teşvikten suçlu bulduk.
Stuart Holloway coupable de complicité de crime,
Onu Holloway Hapishanesi'ne attırdığımda çok işime yarayacak.
Si j'arrive à la prendre sur le fait, ma réhabilitation est assurée.
Teşekkürler, tatlım. Aman Tanrım.
Holloway est une paranoïaque.
60,659 oda mı?
Il est au centre des tensions entre Holloway et Quentin.
Jake, Arthur ve Claire Holloway.
Arthur et Claire Holloway.
YALAN İFADEDEN SUÇLU BULUNDU 6 ARALIK 1963'DE HOLLOWAY HAPİSHANESİNE ATILDI
ACCUSÉE DE PARJURE DANS L'AFFAIRE LUCKY GORDON, ENTRA EN PRISON LE 6 DÉCEMBRE 1963.
Ow, ow, ow. Seymour, Seni Başmüfettiş yardımcılığına terfi ettirmeyi düşünüyordum. Ama şimdi sana yapmayı düşündüğüm bu kıyak cehenneme gitti.
Seymour, j'avais envisagé de vous nommer inspecteur adjoint, mais c'est Holloway qui aura le poste.
Dr HoIIoway, Dr Hamada, ve Dr Orbit.
M. Holloway, M. Hamada et M. Orbit.
l've come to report that... Magda Rees-Jones'un... body is lying near my car... Holloway yolunda.
Je viens pour vous signaler que Magda Rees-Jones gît morte à côté de ma voiture sur la route d'Holloway.
Sen doktorsun, Holloway.
Halloway. t'es médecin.
Holloway.
Holloway?
- Holloway.
Holloway...
Bayan Holloway. Hastane benzeri kendine ait büyük ve hoş bir yeri var.
Elle a une institution à elle.
Sonuçta, Bayan Holloway annesinin en yakın arkadaşıydı.
Mais n'ayez crainte, c'était la grande amie de sa mère.
Bilmiyorum, Sasha.
Il veut se débarrasser d'Holloway car elle le gêne.
Holloway'di değil mi?
C'est pas vrai. Holloway?
- Holloway.
Holloway.