Homie Çeviri Fransızca
482 parallel translation
Bugün uçacağımı düşünmemiştim, ondan çakmıştım eroini. Homie, ne yapıyorsun?
L'épisode nous a tous fait rire, mais à différents moments pour ma femme et moi, mes beaux-parents et mes enfants.
Homer, lütfen yalnız olamaz mıyız?
Homie, qu'y a-t-il?
Bu yapım- - Homie, rolü alamadım.
Homie, je n'ai pas eu le rôle.
Bizim ihtiyar Homie`ye biraz sert davranmıyor musun?
Vous n'êtes pas un peu dure avec Homie?
- Birazdan duşu sana bırakacağım, Homie.
La douche est toute à toi, Homer.
Bundan böyle, bu evde ki aşkımız ikiye katlanacak.
Compris? Devine quoi, Homie? Cette maison va connaître deux fois plus d'amour.
Homie, sanırım bebek geliyor. Wow.
Je crois que le bébé arrive.
- Homie, neyin var?
Homie, qu'y a-t-il?
Selam, Homie.
Homie.
- Oh, Homie. Acıdı mı?
- Homie, tu t'es fait mal?
Homie, lütfen gitme.
Homie, n'y va pas, s'il te plaît.
- Oh, Homie, sağlığını kazandın en iyi arkadaşınla barıştın ve kesinlikle çok özel bir şeye sahipsin.
Homie, tu es en bonne santé, tu as retrouvé ton meilleur ami et tu as ce petit quelque chose de spécial.
Oh, selam, Homie.
Oh! Salut Homer.
Üzülme, Homie.
Sois rassuré, Homer.
Kalbim gayet iy-- -
- Mon coeur va très bien... Homie, qu'y a-t-il?
- Homie, ne oldu? - Sadece hindi takıldı.
Je fais juste passer la dinde.
Oh, Homie, Çok korktum!
Oh, Homie, j'ai eu si peur.
Oh, Homie, bilemiyorum.
Homie, je n'en sais rien.
- Oh, Homie, asla yeniden evlenmem.
Homie, je ne me remarierai jamais.
- Homie! İyi misin?
Chéri, tu n'as rien?
Homie, bunu duyduğuma çok sevindim.
Ce que je suis heureuse de t'entendre dire ca.
Seninle gurur duyuyorum Homie.
Je suis fière de toi, Homie.
Ben de seni özleyeceğim, Homie.
Tu vas me manquer aussi, Homie.
- Ne oldu, Homie?
- Qu'y a-t-il, Homie?
Bu harika, Homie!
- C'est super, Homie.
Bu harika bir fikirdi Homie.
Tu as eu une merveilleuse idée, Homer.
Homie, tek başınayken içiyor musun?
Homie, est-ce que tu bois seul?
- Homie. Benim için birşey yapmanı istiyorum.
Homie, fais quelque chose pour moi.
- N`olur, Homie. Bunu yapabileceğini biliyorum.
- S'il te plaît, je sais que tu y arriveras.
- Seninle gurur duyuyorum, Homie.
- Je suis fière de toi, Homie.
- Hey, Homie! Alet edevatını görebiliyorum.
- Hé, Homie, je vois ton zizi.
Homie, başvurduğun üniversitelerden cevap gelmiş.
Les réponses des universités à tes demandes d'admission.
- Homie, iyileştin!
- Homie, tu vas mieux.
Homie, sen bu aşk romanının yaşamlarımızdan esinlendiğini düşünür müsün?
Homie, penses-tu qu'il reste encore du romantisme dans nos existences?
Ben Homie'm ile kalarak doğru olanı yaptım ve hiçbir zararı olmadı.
J'ai décidé de rester avec mon Homie, et aucun mal n'a été fait.
Bu harika bir fikirdi, Homie.
Tu as eu une merveilleuse idée, Homer.
- Üzgünüm, Homie.
Je suis désolée, Homer.
- Homie, gurur duymalısın.
Je me suis fait arnaquer. Tu devrais être fier.
Üzgünüm Homie.
Je suis désolée, Homie.
Homie?
Homie?
Bu çok güzel bir fikirdi, Homie.
Quelle merveilleuse idée, Homie.
Homie, bu komik olabilir ama biliyorsun ki benim annem ve senin baban biraz yalnız görünüyorlar.
Ils pourraient se faire des sorties ensemble, ou aller à la bibliothèque, dans cette salle pleine de vieux... - Celle des journaux.
Seni seviyorum, Homie.
Je t'aime, Homer.
Homie, seninle gurur duyuyorum. Fakat Ned ile çok fazla vakit geçirdiğini düşünmüyor musun?
Je suis fière de toi, mais tu passes trop de temps avec Ned.
Bu yaptığın çok hoştu, Homie.
C'était gentil de ta part, Homer.
- Homie!
- Homer!
- Bir sorun mu var, Homie?
- si tard le soir. - Quelque chose ne va pas?
Umarım ateşin sönmemiştir Homie.
J'espère que tu es toujours chaud.
Homie ve benim arama kimse giremez.
La v là, la prise du jour.
- Hadi, Homie.
Viens, Homie.
Selam, Homie.!
Bonjour, Homie.