English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Hoşlanmadım

Hoşlanmadım Çeviri Fransızca

2,432 parallel translation
Bundan hoşlanmadım.
- Je n'aime pas ça. - Moi non plus.
Diğerlerinin böyle düşünmesinden hoşlanmadım Marc.
Je n'aime pas quand le peuple ont des idées, Marc.
Bu sürtüğün davranışlarından hoşlanmadım.
J'aime pas l'attitude de cette salope.
Bundan hoşlanmadım, B. Bunu yapmayacağım, tamam mı?
Je n'aime pas ça, B. et je ne vais pas le faire, OK?
Bana bu kadar yeter, ondan hoşlanmadım.
J'aime pas.
Ne? Bundan hiç hoşlanmadım.
J'aime pas ça.
Lisa, bundan hiç hoşlanmadım.
Lisa, je n'aime pas du tout ça.
Çok değil, Amy. Gerçekte pek hoşlanmadım.
Pas vraiment, Amy, si tu veux le savoir.
- Bundan hiç hoşlanmadım.
- C'était désagréable.
Bundan hoşlanmadım!
Je n'aime pas ça!
Bu hanımdan hoşlanmadım.
Je te sens pas... ma petite dame.
Kilisede birden fazla sarhoş olma denemem oldu ama bundan hoşlanmadım.
J'ai essayé de me soûler à Christ Church, mais ça ne m'a pas plu.
- Sadece sana takılıyordum. - Bundan hoşlanmadım.
- Je plaisantais juste avec vous.
Gerçeği söylemek gerekirse, ondan hiç hoşlanmadım. Suratsız, azgın, küçük kaltak..
Je l'ai jamais aimée, - entre nous soit dit - cette espèce de vilaine peste hargneuse.
Hiç hoşlanmadım.
Je n'y suis pas bien.
Hoşlanmadım.
Non, je ne le suis pas.
- Ama kulağa kötü geliyor, hiç hoşlanmadım.
Ça a pas l'air gentil.
Senden hoşlanmadım.
Je ne vous aime pas.
Ondan hoşlanmadım.
Je ne l'aime pas.
Bundan hiç hoşlanmadım.
Je n'aime pas ça.
Bundan hiç hoşlanmadım.
Non, j'aime pas ça du tout.
- Sürprizlerden hoşlanmadığımı biliyorsun.
- Tu sais que j'aime pas les surprises. - Ouais, ben...
İçimden bir ses benden hoşlanmadığını söylüyor.
J'ai le sentiment qu'il ne m'aime pas.
Atlardan gerçekten hoşlanmadığımı söylemiş miydim?
Je vous ai dit que je n'aimais pas trop les chevaux?
Yemeklerinden hoşlanmadığımı sanıyor. Bunu istemiyorum.
Elle pense que j'aime pas sa cuisine.
Philadelphia'dan hoşlanmadınız mı, efendim?
Philadelphie n'est pas à votre goût?
- Pek hoşlanmadığını hatırladım.
- Tu n'avais pas beaucoup aimé.
Tatlım, babanın Katherine'le vakit geçirmesinden hoşlanmadığımı düşünüyorsan, yanılıyorsun.
Il ne faut pas t'inquiéter si ton papa passe du temps avec Katherine.
Kızım, hoşlanmadığı açık olan biriyle oyun oynamasından pek hoşnut değilim.
Ca me gêne d'obliger Juanita à jouer avec une fille qu'elle n'aime pas.
Yani, ya benden artık hoşlanmadığını Fark ettiyse?
Si elle ne m'aimait plus, tout simplement?
Ayrıca kimseyle çıkmıyorum çünkü onun benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum.
Parce que je sais même pas si le mec m'aime bien. Tu sais ce que tu vas faire.
Büyük hüsrana uğrayacak. Hoşlanıp hoşlanmadığını öğrenemeden benden nefret edecek.
Et il va me détester avant même que je sache s'il m'aime bien.
Benim tavsiyemi dinlemesindense, kardeşinin aslında hoşlanmadığın biriyle çıkmasını mı... -... tercih ediyorsun.
Tu préfères que ta soeur sorte avec quelqu'un que tu n'apprécies même pas plutôt qu'elle suive mes conseils?
Bak, dürüst olmaya çalışıyorum. Yani, ne bileyim, benim hoşlanıp da senin hoşlanmadığın şeylerde vardır, tamam mı?
Il y aura toujours des choses que tu aimes et pas moi, non?
Sanırım Alison'ın hoşlanmadığı birini buldum.
Je crois avoir trouvé quelqu'un qu'Alison n'aimait pas.
Yalnız bırakılmaktan hoşlanmadığımı biliyorsun.
Tu sais que je n'aime pas quand tu me laisses.
Bugün, Penny Saver'da kelle avcısı reklamı gördüğümü söylemek için aradım ve sen ilgilenirsin diye düşündüm, ve nasıl yaşayacağının söylenmesinden hoşlanmadığını biliyorum ama...
Je voulais te dire que j'ai vu une annonce dans les petites annonces. pour des chasseurs de primes, et j'ai pensé que ça pourrait t'intéresser, et je sais que tu n'aimes pas qu'on te dise comment vivre ta vie mais...
Gerçekten mi? Hoşlanmadın mı?
C'est vrai?
Dinle Ajan, benden hoşlanmadığını biliyorum, ama istesem rozetini elinden alabilirim.
Je sais que vous ne m'appréciez pas, mais je pourrais reprendre votre insigne.
- Benden hoşlanmadın mı?
Je ne vous plais pas?
Utancımdan yerin dibine girmekten hoşlanmadığımı bilirsin.
Tu sais que j'aime pas l'avoir dans l'œuf.
Çok sansasyonel! Hoşlanmadın mı?
Ça te plaît pas?
Erkekler bizden hoşlanmadıkları için onun bize yardım edebileceğini düşündüm.
Et comme nous, on leur plaît pas, elle peut nous aider.
- Dalga mı geçiyorsun? Bu kızdan hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorsun.
Tu ne sais même pas si cette fille te plaît.
Bizden hoşlanmadın mı şeker pantolon? Hayır.
Et toi t'es pas comme nous autres, p ti cul?
- Hiç hoşlanmadığım kaba bir şey.
Une grossièreté.
- Benden hoşlanmadın mı?
- Mais toi, tu l'adorais...
Artık benden hoşlanmadığını söyledi.
Il a dit qu'il ne m'aimait plus maintenant.
Senden hoşlanmadım.
On en a pour une seconde.
Daha beni görmeden hoşlanmadı mı? Hayır benim suçum.
Comment est-ce qu'il peut déjà ne pas m'aimer?
Ona iyi olmadığım şeyleri yapmaktan hoşlanmadığımı hatırlat.
Je n'aime pas faire des choses auxquelles je suis nul.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]