Hükümetin Çeviri Fransızca
1,822 parallel translation
Eski hükümetin kırıntıları Columbus, Ohio'ya çekildiler.
Le reste de l'ancien gouvernement s'est retiré à Columbus, Ohio.
Sonbaharda seçimler olacak,... hepimizin katılacağı ve yeni hükümetin kurulacağı,... güvenli, daha kuvvetli bir Amerika.
En automne se tiendront des élections, où nous tous participerons pour bâtir un nouveau gouvernement. Dans une Amérique plus saine et plus forte.
Hükümetin emrindeyiz. Yiyecek ve ilaç topluyoruz.
Au nom du gouvernement, on collecte nourriture et médicaments.
JR hükümetin derinlerine işleyen bir kanserdi.
JR était un cancer grandissant dans les os du gouvernement.
Ve bittiğinde, bu hükümetin ulusal güvenlik adına bir şey yapmaya gücü olmayacak.
{ \ pos ( 192,225 ) } Quand ce sera fini, il ne restera pas une seule chose { \ pos ( 192,235 ) } que ce gouvernement ne pourra pas faire { \ pos ( 192,235 ) } au nom de la sécurité nationale.
Bu hükümetin bozuk ve yasalara aykırı olduğunu söyledi. Güçlerini arttırabilmek için, saldırıları düzenleyenler konusunda yalan söylediler.
Il dit que ce gouvernement est corrompu et illégitime, qu'il a menti sur l'origine des attaques pour s'emparer du pouvoir.
Bu hükümetin merkezinde bozulma olduğuna inanıyorum.
Je pense que ce gouvernement est profondément corrompu.
Hükümetin bir an önce değişmesi gerek.
Ce gouvernement, sous lequel nous nous trouvons, a désespérément besoin d'être remplacé.
Benim söylediğim sizin değil hükümetin bu konuda rahatsız olabileceği. Yasalar bu konuda çok katı.
C'est tout ce que je dis et que vous etes okay avec ca, parce que le gouvernement ne le sera probablement pas.
Tamam ama ben hükümetin bir memuru değilim.
Je fais pas parti du gouvernement, je te rappelle
Oraya Başkan Lyman'a yapılan suikast girişiminden hükümetin sorumlu olup olmadığını öğrenmek amacıyla gönderildin.
Vous etes allez la bas dans le but de découvrir la vérité afin de determiner si le gouvenement venezuelien était responsable de la tentative d " assasinat du President Lyman.
Hükümetin bunu çok ciddiye alacağını söylemiştim.
Je t'avais prevenue que le gouvernement prendrait ca tres au serieux. I told...
Biliyor musun, Venezuela'da çalışan tek ajan sen değildin ama Başkana karşı yapılan saldırıya hükümetin karışmadıklarını söyleyen tek kişi sendin.
Tu sais, T'etais pas le seul agent a enqueter sur les venezueliens, mais t'as été la seule a conclure qu'ils n'etaient pas impliqué dans l'attaque sur le president.
O zamanlarda doğru bir karar olsa da kararı veren Yargıç Stewart yıllar geçtikçe hükümetin gücünün kat ve kat arttığını söyledi.
In his dissent in Branzburg, Justice Stewart said, "Avec les années, " Le pouvoir du gouvernement devient de plus en plus intrusif. "
Bayan Armstrong hükümetin istediğini yapabilirdi.
Ms. Armstrong aurait pu se plier aux demandes du gouvernement.
Sorumluluklarından korku duymadığı zaman bir hükümetin ne özelliği kalır ki?
Quele serait la nature d'un gouvernement qui ne craindrait rien et ne risquerait rien?
Veronica'nın kamerasında bıraktığı izler hiçbir hükümetin sisteminde çıkmadı ve arzun üzerine, dostlarım hala araştırıyorlar,
les empreintes qu'elle a laissées sur l'appareil de Veronica n'ont rien donné, dans aucun gouvernement, et mes potes cherchent encore, comme tu l'as demandé.
Hükümetin adamı mısınız?
- Vous êtes du gouvernement?
Doğru, hükümetin bize yardım ettiği gibi köprü yıkıldığında okullar kapandığında...
Comme le gouvernement nous a aidés quand le pont s'est effondré, quand ils ont fermé l'école.
Tüyler ürperticiydi ama bizim işimizi yapmamız gerekiyordu. Bu da hükümetin çıkarını korumak demekti. Biz de bunu yaptık.
- C'était un sentiment vraiment sinistre, j'ai trouvé, mais, euh, tu vois, on devait faire notre boulot, et c'était de protéger les intérêts du gouvernement, et, euh, c'est ce que nous avons fait en, euh, gardant la base.
Odaları boşaltılmış kapalı bir donanma üssüne bile gidip en azından sabah yine yürüyebilsinler diye insanlar bir gece doğru düzgün uyuyamıyorsa bu hükümetin ne faydası var?
Si on peut même pas aller à une base navale qui est fermée et dont les chambres sont libres... et laisser les gens passer au moins une nuit décente... pour pouvoir repartir le lendemain, tu vois, qu'est-ce que ça nous apporte de bon?
Hükümetin dışında, polisin ötesinde.
Au delà du gouvernement et de la police.
Hükümetin disinda, polisin ötesinde.
Au delà du gouvernement et de la police.
Hükümetin, liberal politikaları.
C'est le libéralisme du gouvernement.
Hükümetin ajanları.. bu konu da acımasız olacaklardır.
Le gouvernement espionne, ils seront implacables.
Hükümetin kendi gördükleri gibi gerçekleri değiştirmesine göz yumamadım.
- Je ne peux pas leur pardonner d'avoir couvert les atrocités de Raccoon City. Je refuse de laisser le gouvernement réécrire l'histoire comme ça leur chante.
Hükümetin önceliği mevcut durumu korumak.
Que le public ne soit pas au courant est la priorité du gouvernement.
Hükümetin çehresiydi, iyi biriydi.
Il était l'image du gouvernement. Un type bien.
Kötü şöhretleri hükümetin en yüksek isimlerinin bile ilgisini çekti.
Leur célébrité a atteint les plus hautes sphères de l'Etat.
Bak, hükümetin gizli operasyonları, ordu, özel güvenlik şirketi...
Écoute... Opérations secrètes, militaires, boîte de sécurité privée, quoi qu'ils fassent pour vivre, ils veulent que ça reste secret.
Yani hükümetin bütün sırlarını sadece tek bir süper bilgisayara koyduğuna kim inanır ki? Ve bütün o sırların beynime yüklendiğine.
Qui serait prêt à avaler que le gouvernement a mis tous ses secrets dans un ordinateur et qu'ils ont été le télécharger dans mon cerveau?
Torchwood. Hükümetin dışında, polisin ötesinde
Au delà du gouvernement et de la police.
Torchwood. Hükümetin dışında, polisin ötesinde.
Au delà du gouvernement et de la police.
- Elbette servisin hükümetin işlerini fiilen yürütme yükümlülüğü yok.
Notre service n'est pas là pour servir les convenances du Gouvernement.
"Enflasyon şimdiden hükümetin hedefi olan % 2'yi geçti."
L'inflation est bien supérieure aux 2 % prévus par le Gouvernement.
Öyle sanıyorum ki hükümetin Highland Life'ın sorunlarının söylenti olduğuna dair inancını paylaşmıyoruz.
Je présume que nous ne croyons pas que tout ceci ne soit que des rumeurs?
"Bu gün Highland Life'dan konut kredisi alan ev sahipleri için yeni kaygı unsuru, hükümetin sıkıntılı High Street bankasının hisse senetlerini askıya aldığı haberi."
Nouvelle inquiétude pour les détenteurs d'emprunts-logement Highland Life, le Gouvernement ayant suspendu les échanges d'actions de la banque en difficulté.
Oraya gidin, Denizet'i göklere çıkarın. Hükümetin asla Sands'i desteklemediğini belli edin.
Allez-y, chantez ses louanges, faites savoir que le gouvernement n'a jamais soutenu Sands.
Bu hükümetin, insanların bilmesini istediği bilgileri sızdırmasının bir yolu. Gayrı resmi olarak.
Ils diffusent comme ça des informations à faire passer hors des circuits officiels.
Bu yüzden, Michigan'daki Traverse şehrinin 12.5 mil güneydoğusunda yer alan hükümetin çok gizli bir atom deneyi gerçekleştirdiği tarla görünümü verilmiş gizli askeri bölgede çalışmayı reddettim.
C'est pourquoi on m'a refusé l'accès à un laboratoire gouvernemental, un super collisionneur secret, situé sous une fausse station agricole, à 20 km au sud-est de Traverse City, dans le Michigan.
Hükümetin gücü,... krala sadık memurların göreve getirilmesi bana teklif ettiğin makam.
La force de l'autonomie gouvernementale, le remplacement des magistrats fidèles au Roi... le poste que vous m'avez proposé.
Yargıç hükümetin önerisini kabul etti ve tüm suçlamaları düşürdü.
Le juge a accepté la motion gouvernementale et abandonné toutes les charges.
Demek istediğin, hükümetin işlerin üzerinde haksız kısıtlamalar yapmasını umursamıyor musun?
Tu veux dire que tu te fiches que le gouvernement fédéral impose des limitations injustes à tes travaux?
Onları elde etmek için çok fazla kan dökülmesini bekleyebiliriz fakat şunu hiçbir zaman unutmamlıyız ki sivil bir hükümetin özgür anayasası sanki Kudüs'ün bu yakasında insanlığın yararına hiçbir şey yokmuş gibi, çok az bir bedel ödenerek kazanılamaz.
Nous devons craindre une grande quantité de sang versé pour les obtenir. Mais nous devons toujours nous souvenir qu'une constitution libre d'un gouvernement civil ne peut être acquise à un prix trop élevé, car il n'y a rien de ce côté de Jérusalem de plus important pour l'humanité.
Bu yeni federal hükümet saygı görmeli ve bu federal hükümetin başkanlık makamının rütbesi bu saygıyı temin etmelidir.
Ce nouveau gouvernement fédéral doit inspirer le respect et les titres de la fonction fédérale doivent garantir ce respect.
Eyaletler merkezi bir otoriteye borçlu olursa, bu merkezi hükümetin gücünü arttırır.
Si les états sont endettés auprès d'une autorité centrale, cela augmente le pouvoir du gouvernement central.
Hükümetin sorumluluğu ne kadar büyük olursa, otoritesi de o denli büyük olur.
Plus sa responsabilité est grande, plus son autorité est grande.
Bay Jefferson, bana göre, iyi bir hükümetin prensipleri, ve bu ülkedeki barış ortamı, birlik ve mutluluk karşısında yıkıcı olan bir grubun başında bulunmaktadır.
M. Jefferson se tient à la tête d'une faction subversive, à mon sens, aux principes d'un bon gouvernement et dangereuse pour la paix, l'union et le bonheur de ce pays.
Seçimlerin sonuçlarına ne kadar kayıtsız olursanız olun, umarım iyi bir hükümetin gayelerine karşı böyle değilsinizdir, Bay Adams.
Même si l'issue des élections vous laisse indifférent, vous ne pouvez l'être à la cause d'un bon gouvernement.
Hükümet söylevimde, federal hükümetin güçlendirilmesini teklif etmeyi düşünüyorum.
Dans mon discours sur l'état de l'Union, je prévois de proposer que l'on renforce le gouvernement fédéral.
" Zincirlere ve hükümetin...
" pour se défaire des chaînes