Hımm Çeviri Fransızca
935 parallel translation
Hımm. Bu rahatsız edici iletiler için bir eğlence gibi görünüyor.
C'est la journée des messages étranges!
Elizabeth ve Jane... Netherfield'da ne kadar kalacak? Hımm!
Les filles resteront longtemps à Netherfield?
Hımm. Onu görmezden gelin.
Faites semblant de ne pas le voir.
Hımm. Çok yüksek.
C'est trop haut.
Spor sayfaları, hımm.
La page des sports!
Çok ilginç. Halkın ilgisi. Hımm.
Que l'histoire se répande?
Hımm, gecenin bu saatinde yine şu adamlardan biridir. Başka kim olabilir ki?
Á une heure pareille, c'est encore l'un de ces hommes.
Hımm? Biliyor musun?
Tu le veux?
Büyük icat, telefon, hımm?
Belle invention le téléphone, hmm?
- Hımm, herşey hazır.
- Tout est prêt.
Ama âşık olmuş dersen... Hımm!
Mais amoureux, non alors!
Hımm, dur bir düşüneyim.
Laisse-moi réfléchir.
Mımm-hımm. Bir tür yıkıcı akıl.
C'est une intelligence destructive.
Hımm. şunu daha çabuk yapalım, oldu mu, Komiser?
Espérons que ce soit tôt, d'accord?
Hımm, Bayan Scrumptious'un bir sürü sosyal bağlantısı vardır, biliyorsunuz
Et bien, Miss Scrumptious a beaucoup d'engagements, vous savez.
- Hımm.
- Non.
Hımm...
Ouais.
Güm! Hımm. Graham ve Jack de hikâyeni onaylayacak.
Graham et Jack confirmeront votre histoire.
- Hımm. Albay Schroeder'e tam saat 09.00'da rapor vereceksiniz.
Le colonel Schroeder vous attend au rapport à 9 : 00 pile.
Hımm, şimdi, bu silah üzerindeki altın ve gümüşe değmez.
Tu sais, ce canon vaut bien plus que l'or et l'argent qui le recouvrent,
Hımm, asıl önemlisi senin inanmamış olman.
L'important c'est que tu n'y aies pas cru,
Hımm, yanlış duymuşum. 10,000 dolar.
J'ai mal entendu, 10 000 $,
Hımm, babama.
Moi..., à mon papa.
Hımm, çevre düzenlemesi yapıyorsunuz.
Vous êtes paysagiste?
Hımm? Seni buradan çıkaralım.
Ne reste pas là.
Hımm, fark etmedim.
Je ne savais pas.
Hımm? Sapındaki şu küçük oyma, tıpkı...
Avec une gravure sur le manche, comme celle que...
Mımm-hımm. Doğru olanı aldığından emin misin?
- Tu es sûre d'avoir pris le bon?
Oh. Mımm-hımm?
Ce truc est un peu dangereux.
Hımm. Demek kuşun kaçtı.
- Votre oiseau s'est donc envolé.
Hımm?
- Quoi?
Hımm. Senin konumundaki insanlar için pek de yeterli değil.
- A votre rang, c'est insuffisant.
Hımm. Biliyor musunuz, kendi kendime düşünüp duruyordum, Keşke ona karışmasaydım, keşke varsayımımla ortaya çıkıp işe burnumu sokmasaydım...
Je n'arrête pas de me dire que si je lui avais fiché la paix, si je ne m'en étais pas mêlé...
Vay be, insan böyle bir hobi nedeniyle iflas edebilir. Mımm-hımm.
Quel passe-temps ruineux.
Şimdi, niçin bir süreliğine işleri benim halletmeme izin vermiyorsun, hımm?
Laissez-moi m'occuper de ça!
- Hımm? Bir yerde düşürmüş olmalıyım.
Ma broche!
Hımm.
Hmm.
Hımm? "Çocuklar gürültülüdür, zil sesi yüksek... keskin olan parfümdür, ama kokan ise sen." Vay!
"Bruyants sont les enfants, lourde est la cloche, âcre est le parfum mais vous ne faites que sentir."
Evet. "Kullanın." "Akıllıca kullanın." Hımm!
Oui. "Utilisez-le" - "Utilisez-le avec sagesse."
- Hımm, evet, işte altında.
- Inscription?
Hımm. Oluru almış gibi geldi.
Ça a l'air de bien aller pour lui.
Mımm-hımmm. Orada şarışın olurlar.
Ils sont blonds là-bas.
Senin dışında, elbette. Hımm.
Sauf vous, bien sûr.
Ben de çok, çok fazla içerim. Mımm-hımmm
Je fume trop, moi aussi.
- Hımm, neden peki?
Pourquoi?
Mm-hmm.
Entre 10 et 11 h du matin, c'est la meilleure heure.
Hımm. Affedersiniz.
Excusez-moi.
Hımm. Evet.
Oui.
Hımm.
Nous avons tout.
Hımm.
Il vivait seul.
Mımm-hımmm.
Oui.