English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Ibo

Ibo Çeviri Fransızca

64 parallel translation
Intro ibo ad altare Dei. - Ne dedi?
Intro ibo ad altare Dei.
250'den fazla etnik grubu barındıran ve 120 milyon kişinin yaşadığı ülkede tarihi bir düşmanlık vardı özellikle de kuzeydeki Fulani Müslümanları ve güneydeki Hristiyan Ibo'lar arasında.
Ce pays de 120 millions d'habitants et de plus de 250 groupes ethniques... a un long passé d'affrontements ethniques... surtout entre les musulmans fulanis du Nord et les chrétiens ibos du Sud.
Korkutucu etnik temizlik yüzünden, çoğu Ibo olmak üzere ülke terkediliyor yada insanlar şehirlerden kaçarak sığınacak yerler arıyor.
Craignant une purification ethnique, les Ibos sont partis de chez eux... et fuient la ville, ou cherchent un abri où ils peuvent.
Bu da onu Ibo ulusunun başına mirasçı yapıyor.
Ça fait de lui l'héritier de la nation ibo.
Yüzbaşım bu adam Ibo kabile lideri.
Cet homme est le chef de la tribu lbo.
Vay, İbo, ilk Alman Kung-Fu filmini ne zaman çevireceksin, moruk?
Hey, Ibo... tu le fais quand le premier film de kung-fu allemand?
Hey, İbo!
Hey, Ibo...
- Ben de daha çocuk sayılırım, İbo!
- Moi aussi, Ibo!
- Amma da desteksin ha, İbo!
- Merci de ton aide, Ibo!
Türkiye'ye bir telefon et, lütfen, ve herkese anlat, İbo bizim burada "Hürriyet'te" çıktı.
Appelle au pays et dis-le à tous, Ibo est dans Hurriyet.
Hey, İbo, süperstar!
- Hey Ibo, super star!
- Çay ister misin, İbo?
- Tu veux un thé, Ibo?
Rengin bayağı solmuş, İbo.
Ibo, t'es tout pâle.
İbo'dan mı?
- C'est Ibo?
Hey, İbo! Hey, Ne yapıyorsun burada?
Hey, Ibo, qu'est-ce que tu fais?
İbo Seçmez bebeklerin ne istediğini bilir.
voilà du lait... Ibo Sechmez sais ce qu'il leur faut.
İbo'nun arkadasışın!
- Ah, vous êtes l'amie d'Ibo.
- İbo'nun hamile arkadaşı!
- Enceinte d'Ibo.
Güzel olmuş mu, Ibrahim?
- C'est bon Ibo?
İbo! Nasılsın? - Iyiyim.
- Ibo, comment ça va?
Hep İbo'yu düşünüyorum.
Je pense tout le temps à Ibo
İbo! Suna bak!
- Ibo, regarde...
Tamam, İbo.
Ok, Ibo.
Baban sadece bahane, İbo. Baban olmasa, filmlerin olur.
Ton père n'est qu'une excuse, Ibo, si c'était pas ton père ce serait tes films...
Başka bir İbo'ya ihtiyacim var.
J'ai besoin d'un Ibo différent.
Yani, o... - İş ciddiye biniyor, İbo. Alarm çalmaya başladı!
C'est sérieux, Ibo, l'alarme a sonné.
Şimdi üç şey çok önemli, İbo :
Il y a trois trucs super importants, Ibo
Eğil, biraz daha, İbo!
- Plus près Ibo...
Nasıl gitti, İbo?
Comment ça a été, Ibo?
Bay İbo Seçmez?
Mr. Ibo Sechmez?
Zaten İbo'da gelir, öyle değil mi?
Ibo y sera aussi, pas vrai?
Ona, tencereyi atlatmadan bebek mamasının... nasıl pişirildiğini öğrettim. İbo düzeldi artık. Süper, öyle değil mi?
Ibo va mieux maintenant, Je lui ai appris la cuisine pour bébé Et sans brûler la casserole, en plus!
Son filmin gerçekten rezaletti.
- Ibo, ta dernière pub était vraiment à chier
Meşhur İbo Seçmez!
Oooh, le célèbre Ibo Sechmez!
Merhaba, İbo!
Salut... Ibo...
İbo gelecektir, ya.
Ibo va venir.
Sana bir sır vereyim mi, İbo?
Je vais te dire un secret, Ibo...
Seni kafese sokamazsın, İbo!
Pas comme ça, Ibo!
İbo, silahını alalım önce şunun.
Ibo, il faut d'abord qu'on lui prenne son pistolet.
Heyecan verici yeni öğrencilerden biri, Hakiki İBO...
C'est mon chouchou, la vedette des ralentis.
Oscar törenine beni de götürür müsün, İbo?
Tu m'emmènera aux Oscars?
- Ben İbo.
- C'est moi, Ibo.
İbo'ya neden bu kadar kızgın?
- Pourquoi elle lui en veut?
"İbo, reklam filmin! Harika!"
"Ta pub est vraiment bonne"
İbo? Kulağında bok kalmış.
Ibo... t'as de la merde sur l'oreille.
İbo seni özlüyor. Gel, olur mu?
Tu lui manques alors viens, d'accord?
Müşteri dolu bir dükkan görüyorum! - İbo, lan.
Je vois un resto rempli de clients!
Sana bir şey itiraf edeceğim, İbo. Ne zaman caddeden geçersen, arkandan bakıyorum,
Je dois avouer que... quand tu passes dans la rue, je te regarde par derrière,
Biliyor musun, İbo, uzun bir gün oldu, bayağı bir içtik ve biliyorum, sünnet işi şu an mantıklı geliyor, ama bence bir düşünmelisin.
Écoutez, mon vieux, la journée a été longue, on a tous bien bu, et même si cette histoire de prépuce a l'air sympa, la nuit porte conseil.
[EGE ŞİVESİYLE] Kalk, kalk git len, kalk yerine yat. İbo, silahı ver bana.
Lève-toi, va à ta place, mec.
Annemin adını yazdım İbo.
J'ai marqué le nom de ma mère.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]