English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Iceberg

Iceberg Çeviri Fransızca

459 parallel translation
Eğer dişi bir ayzberg aşağıya iner ve peşimize takılırsa, onun işini bitir.
1 Si cet iceberg féminin sort et veut nous suivre, frappe-Ia.
Önümüzde buz dağı veya gemi var mı bak.
Cherche un iceberg ou un bateau!
Earle'ün arkasında saklandığı kaya, dev bir buzulu andırıyor.
"Le rocher où se cache Earle a l'air d'un iceberg."
- Ne aptallık böyle bir yaratığın beni üzmesine izin vermek...
Me laisser embêter par quelqu'un comme ça. Mlle l'Iceberg.
Eğer Constance Petersen, buzdan yapılmış insan ve gerçeğin ateşli... -... savunucusu olmasaydın derdim ki...
Si vous n'étiez pas Constance Petersen, véritable iceberg et gardienne de la vérité, je dirais...
Ve kızın ablası, buz dağı gibi içi zehir dolu olan. Bir sonuca varmadan, hemen olaya atladı!
Et sa sœur est un iceberg... un puits de poison qui tire des conclusions hâtives!
İpucu mu vermeye çalışıyorsunuz?
Ah, je devine : L'Art d'être un Iceberg.
Bahse girerim buzdağından soğuktur.
- Mais plus froide qu'un iceberg.
Harita odasına gönderilmiş bir buzdağı uyarısı var.
Il y a un avis d'iceberg en chambre des cartes.
Baltık gemisinden rapor edilen şu buzdağını gösteren krokin nerede?
Où est situé l'iceberg repéré par le Baltic?
Yeterince geniş bir buzdağı, hemen hemen Baltık Gemisi'nin onu gördüğü yere sürüklenmiş olabilir.
Un gros iceberg a pu descendre jusqu'à l'endroit où le Baltic l'a vu.
30'la bile gitsek, gün ışımadan o buzdağına ulaşamayız.
Même à 30, on n'atteindrait pas cet iceberg avant le matin.
Bir buzdağına çarptık.
On a touché un iceberg. On est en train de sombrer.
Bir buzdağına çarptık ve hiçbirimiz onu görmedik bile.
On a touché un iceberg sans rien sentir!
Sancak tarafına dümen kırdırıp motorlara ters manevra yaptırdım... ama çok geçti.
- Un iceberg. Je suis venu à droite, mais... il était trop près.
Nereden buldun onu?
- D'où cela vient-il? De l'iceberg.
Bir aysberge çarptık.
On a heurté un iceberg.
Bir buz parçasına çarptık sanırım.
- Un iceberg, je pense.
Bir aysberge çarpmışlar! - Bu bir şaka mı?
Il a heurté un iceberg.
Bir aysberge çarptık ve gemi yara aldı.
Nous avons heurté un iceberg, il y a des avaries.
İskele yönünde aysberg, efendim.
Iceberg à bâbord.
Keşke birkaç mil daha yavaş gitseydik ya da keşke o aysbergi birkaç saniye daha önce fark etseydik... belki ona hiç çarpmazdık bile.
Si on avait marché moins vite, si on avait vu l'iceberg plus tôt. Pas de collision.
- Bir aysberge çaptığımız için mi?
A cause de l'iceberg? Non.
Hikâye istiyorsan 4 numaralı rıhtıma gitmelisin.
Va au quai 4. - Le ferry a percuté un iceberg.
- Buzdağı efendim?
- Un iceberg?
Allah'ın çekici buzdağına vuruyormuş gibi gümbürdüyordu.
Retentissant telle le marteau d'un dieu contre un iceberg.
Buzdağı olduğumu sanıyorsun.
Je suis sûre que vous me prenez pour un iceberg.
Almanya buz dağı gibi. Yüzeyden sadece bir bölümü görülüyor.
L'Allemagne est un iceberg dont on ne voit que la partie émergée.
Buzullardan birine çarpacağımızı sanmıyorsunuz, değil mi?
Vous pensez que nous allons heurter un iceberg?
Büyüğünün mil yatağı 0-1-0.
Gros iceberg à 10 degrés.
- Buzuldan sancağa uzaklık yaklaşık...
Iceberg à tribord...
Buzdağı gözüktü. Sol tarafa yakın kaptan.
Iceberg en vue, près de bâbord.
Buzdağlarından başka bir şey göremiyorum.
Je n'obtiens plus que l'iceberg.
Eğer buzulu geçebildiyse, herhangi bir yöne gitmiş olabilir.
S'il a franchi l'iceberg, il peut être n'importe où.
Buzdağı eriyip fareler gibi boğulmadan önce çok şey yapacağız.
Avant que cet iceberg fonde et qu'on soit noyés...
Buzdağına bakın!
Ohé, l'iceberg!
Tabii, bu buz dağının görünen kısmı tabiri caizse.
Ce n'est bien sûr que la partie visible de l'iceberg.
- Iceberg.
- Iceberg.
Büyük olasılıkla, bir buz dağıyla çarpışınca adamın vücudu bu maddeyle kaplandı. Sonra da, aniden dondu.
Au moment du choc contre un iceberg, il est probable que le corps de l`hiberné a été submergé par ce produit et mis aussitot en état de congélation rapide.
- Ama bu aysbergin sadece ucu.
- C'était la partie visible de l'iceberg.
Konsantre madde, küçük bir buz tepeciğine dönüştü ve az da olsa bir renk farklılığı,... organik moleküllerin oluştuğunu gösteriyor.
le matériel concentré s ´ est concentré dans une sorte d'iceberg minuscule jusqu au sommet, et là, la présence d'un peu de couleur indique que des molécules organiques ont été formées.
Hiç buzdağı yok.
Pas d'iceberg en vue.
New Jersey, Louisville, St Louis, Missouri ve onlar hakkında bildiğimiz tek şey bu.
Dans le New Jersey, à Louisville, à St. Louis, dans le Missouri, et c'est seulement une partie de l'iceberg!
Nolan, bir buzul bize doğru geliyor!
Nolan, un iceberg vient sur nous.
Parça, gezegenler arası okyanusta bir buzdağı gibi güneş sisteminin içinde yüzyıllardır savruluyordu.
A la dérive pendant des siècles dans le système solaire... comme un iceberg dans l'espace interplanétaire.
Dans sadece buzdağının ucu.
La danse est la partie visible de l'iceberg.
Doğruca bir buzdağına çarpacağımızı nereden bilebilirdim?
Comment prévoir qu'on allait percuter un iceberg?
Heathrow soğuktur.
Heathrow est un iceberg.
Geniş bir yüzer buz kütlesini pist olarak kullanıyorlar.
Ils utilisent un iceberg comme piste.
Buzdağı, efendim.
Iceberg, mon capitaine.
Tam önümüzde aysberg, efendim.
- Iceberg, droit devant!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]