English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Idi

Idi Çeviri Fransızca

3,926 parallel translation
Sesi ve görüntüsü öyle idi ama aslında bana tokat atmadı.
On aurait dit qu'elle l'avait fait, mais ce n'est pas le cas.
Adı Walter Sykes idi.
Walter Sykes.
İlk eşimin ismi Tammy idi.
Ma première ex-femme s'appelle Tammy.
İkincisinin ismi de... Tammy idi.
Ma deuxième ex-femme s'appelle Tammy.
Zaten özel bir yer idi.
Il était déjà spécial.
Sen değiştirmeden önce onlar için burası bir ev idi.
Il était à la maison pour eux, jusqu'à ce que vous l'avez enlevé.
Sanırım adı "SS Vomit" idi.
On l'appelait le "Vomi SS".
Fakat Vincent Carter'le seninle yer değiştirdiğin halde, o senin oynadığın büyük oyunun sadece küçük bir parçası idi.
Mais bien que Vincent Carter avait négocié sa place avec vous, il était juste une petite partie du plus gros jeu que vous jouiez.
Kimseyle konuşmayan Denise idi.
Elle était la seule qui ne parlait à personne
Adı Gabrielle Radford idi.
Son nom était Gabrielle Radford.
Güneyli idi galiba.
Un sudiste, je crois.
Bize saldıranlar Kızılderili idi.
Ils nous ont attaqués.
Karın yanlış zamanda yanlış yerde idi.
Ta femme était au mauvais endroit au mauvais moment.
Yurt dışı satışlarımın % 80'i Amerika'ya idi.
L'Amérique représentait plus de 80 % de mes ventes à l'étranger.
Aralarından birinin adı Dan idi.
Un d'entre eux s'appelait Dan.
- İçerideki adam Harry Pierce idi.
C'était Harry Pierce! - Tu es sérieux? Tu as bien vu?
O adamlar Halatçı Çete idi.
C'était le Gang des pendus! Je suis désolée!
Sınıfın adı Çok zor'idi.
Et cette classe est très difficile.
Tuzluk T.O.B.B. idi.
La salière était le S.E.C....
Parti planlayıcı firmasının adı "Consummate Catering" idi.
C'était organisé par Consummate Catering.
Adam Emily'nin salınmasından uzun zaman sonra çocuğa şiddetten hüküm giymişti. O yüzden evet, nefsi müdafaa idi.
Cet homme a été condamné pour avoir battu des enfants bien après la libération d'Emily, c'était de la légitime défense.
Başıma gelen en güzel şey Rebecca idi.
Et la meilleure chose qui me soit arrivé c'était Rebecca.
İlk olarak "Parklar Ve Bahçeler Müdürlüğü" idi.
C'était Parcs et Loisirs.
Bridget'i bu işten çekebilecek kadar yakınında olan tek kişi Jimmy idi.
Jimmy était la seule personne assez proche de Bridget pour réaliser le job
6 yıl önce terapistinin yerini alan adam Anson Fullerton idi.
Il y a six ans, ton thérapeute substitut était Anson Fullerton.
Ve bana son söylediği şey Emily Thorne iddia ettiği kişi değil idi.
Il m'a dit qu'Emily n'était pas qui elle prétendait.
Çünkü bana göre bu meşgul bir bayandan nazik bir hayır idi.
Pour moi, c'était un "non" poli d'un femme occupée.
Idi Amin ve Hitler, "Ebony and Ivory" nin mükemmel bir versiyonunu söylediler.
Idi Amin et Hitler ont fait un tabac avec Ebony and Ivory.
Size çalışan o adam David Clarke o sadece bir kurban idi.
Que ce type, David Clarke, était un bouc émissaire.
1895'te gösterilen ilk filmlerden birinin adı'İstasyona Bir Tren Geliyor'idi.
"En 1895, l'un des tout premiers films jamais présentés au public," intitulé l'arrivée d'un train en gare,
Büyük Dede'nin son sözleri "Violet'ın düğününe gitmek için sabırsızlanıyorum" idi.
Les derniers mots de Grand-papa Baba ont été : "J'ai hâte au mariage de Violet."
Artık önlerinde kalan tek engel Zen Yi idi, Altın Aslan'ın en sevdiği oğlu.
La seule chose qui leur bloquait le chemin c'était Zen Yi, le fils préféré de Gold Lion.
Ve sonra bir fotoğrafçı California'da bir yönetmen tanıdığını söyledi. Adı Bud Lee idi ve istersem beni filmlerde oynatabilirdi.
Un photographe a dit qu'il connaissait un réalisateur en Californie, Bud Lee, qui pouvait me diriger dans des films.
Arkadaşlarla takıldım ve bir kulübe gittik. Adı The Rainbow idi ve Althea Flint ile tanıştım. Larry Flint'in karısı ve o çekici üstünde karısını çeken bir fotoğrafçı.
Je suis allée dans un club avec des amis, le Rainbow, où j'ai rencontré Althea Flint, l'épouse de Larry Flint, et un photographe qui l'accompagnait.
Nefs-i müdafaa idi.
Tout ce que j'ai fait, c'est me défendre.
Bayağıdır buralarda yoktum özür dilemek için fırsatım olmadı çok kötü bir zamanlama idi... ama baban bitirdi.
Je suis partie quelque temps. Je n'ai pas eu l'occasion de m'excuser. Je traversais une periode vraiment bizarre, mais... c'est ton pere qui a rompu... des que ta mere l'a fait avouer.
Benden önce o kişi Bay Prenderghast idi. Ondan önce de başkaları olmuştu. Ancak lanet hiçbir zaman kalkmadı.
Avant moi, c'était M. Prenderghast, et avant lui, il y en a eu d'autres, mais la malédiction ne cesse jamais.
Elimde kalan tek şey o idi.
Et elle était tout ce qu'il me restait.
Sanıyorum adı Hank Foster idi.
Je crois que son nom est Hank Foster.
Sen misyonu Dışişleri sorumlu idi.
Que tu étais chargé de mission aux Affaires étrangères.
Ben CIA idi.
J'étais à la CIA.
İsmi Robert idi.
Il s'appelait Robert.
"Heidegger tüm hayatımdaki en harika nokta nokta idi."
"Heidegger était le plus grand... "... de toute ma vie. "
Çalınan antik bir Apaçi Savaşçısı maskesi değil antik bir Hopi Savaşçısı Maskesi idi.
Ça n'était pas un ancien masque de guerre apache qui avait été volé ; c'était un ancien masque de guerre hopi.
- Bu ormanda çektiğimiz aldatma idi.
- C'est l'escroquerios de la junglas.
16 idi deği mi?
C'est ça, hein? 16 ans?
Adı Sara idi.
Elle s'appelait Sara.
Aradığınız kişi merdivende idi.
La personne était sur une échelle.
"İdi mi"?
"Était"?
- Peki sen, Emily idi değil mi?
Et vous, Emily?
Zamanının en mükemmel Violetta'sı idi.
C'est vrai qu'elle faisait une excellente Violetta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]