English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Ifşa

Ifşa Çeviri Fransızca

1,814 parallel translation
Kendini ifşa etmeyi göze alamazsın.
Tu risques de t'exposer ainsi.
- Gizli görevimizi ifşa eden sensin.
Tu as fait tomber notre couverture!
Bu bilgiyi kullanarak Taylor'ı ifşa etmekle tehdit ediyor gibiydi.
Il semblait menacer d'exposer Taylor, d'une façon ou d'une autre.
Siz ikinizin bu teşkilatı ifşa etmesine izin vermeyeceğim.
Je ne laisserai aucun de vous deux compromettre cette agence.
Kız kardeşimin yerini ifşa edebilecek bir polis tabancası.
C'est le pistolet d'un flic, qui pourrait mener à ma soeur.
J-Rock seni ifşa etmek üzereydi. Bunu biliyor musun?
J-Rock allait vous faire du tort, vous le saviez?
Beni burada bekliyordu beni ailene ifşa etmekle tehdit ediyordu.
Il m'attendait ici et a menacé de me dénoncer à ta famille.
Gizli kimliğini ifşa edip, bir hippi çiftliğinde mi kalmaya başladın?
Tu as grillé ta couverture, tu es dans une ferme hippie?
Tyler, Conrad ve Victoria'yı ifşa edecek parçalanmış konuşma kağıdını eline geçirmiş.
Tyler est tombé sur le discours exposant Conrad et Victoria.
Söylemem gerek, sırf beni mahvetmek için kendini Conrad Grayson'a ifşa etmene şaşırdım.
Je suis choqué que tu aies montré ça à Conrad Grayson, juste pour m'atteindre.
Tek fark seni bugün ifşa etme şansım olduğu zaman etmemiş olmam.
La différence, c'est que j'aurais pu te dénoncer aujourd'hui, mais non.
Bağışçının kimliğini kendileri sen reşit olduğunda veya daha sonra ifşa etmedikçe, onların kimliği hakkında tartışamaz veya tahminde bulunamazsın.
Vous ne discutez ni ne spéculez sur l'identité de votre bienfaiteur jusqu'à ce qu'il vous la révèle, à votre majorité ou peu après.
Açıklama ya da ifşa etme özgürlüğüne sahip değilim. Tek söyleyebileceğim, bu ilaç o kadar güçlü ki bunu Komünistlere veriyorlar.
Je ne suis pas autorisé à en dire plus mais sachez que ce truc est si puissant qu'on le file aux communistes.
O herifi ifşa edelim, o zaman gideriz.
On l'imprime et on se tire.
İnterpol onu enselerse, BND, FSB ve Fransa'ya da ifşa edilmiş olur.
Si Interpol le coince, cela l'expose à la BND, au FSB, à la France.
Nicholas Sloan kısa bir süre önce bir gazeteci tarafından ifşa edilene dek 30 yıl boyunca Albany'de Jim Grant adıyla avukatlık yapıyormuş.
Le terroriste fugitif Nicholas Sloan avait semble-t-il exercé comme avocat à Albany pendant trois décennies sous le nom de James Grant avant d'être localisé récemment par un journaliste du Albany...
Buraya gelmem onun ifşa olmasına bir şekilde neden olduysa eğer, niyetim bu değildi.
Vous savez, si ma détention était d'une manière ou d'une autre responsable du fait qu'on finisse par... par le retrouver, eh bien, c'était pas mon intention, et ça, il le sait.
Nick Sloan da ifşa oldu ve kaçak durumda.
Nick Sloan a été identifié et il est en cavale.
Benden sakladığınız her şeyi öğreneceğim. Her şeyi tüm gerçekliği ve azametiyle ifşa edeceğim.
Je vais découvrir tout ce que vous dissimulez et je vais le publier partout en long, en large et en travers.
Bu yerel ya da ulusal hiç bir kaynağa bu tescilli teknoloji hakkında bir bilgi ifşa etmeyeceğinizi doğruluyor.
Vous affirmez par là que vous ne divulguerez aucune information à quiconque.
Bu imkânsıza yakın bir iş çünkü bir şeytanın kendini ifşa etmesi uzun zaman alır.
C'est quasi impossible puisque, très souvent, c'est l'exorcisme qui pousse le démon à se manifester.
Şeytanın kendisini ifşa etmesi sağlamak artık bir zorunluluktur, böylece onun hiyerarşideki yerini anlayabilirsiniz.
Il est capital qu'ils se révèlent pour déterminer leur rang hiérarchique.
Kutsal sembollerin ve azizlerin inancı sana emrediyor, - kendini Yaratıcı'nın önünde ifşa et!
La foi des saints apôtres te commande.
Birinin çıkıpta kendini, bana ifşa edeceğinden şüpheliyim.
Personne ne m'avouera sa culpabilité.
Kimliği ifşa oldu, oradan kurtarılmadan önce Ahmet onu öldürdü.
Sa couverture a sauté, et avant qu'ils puissent l'extraire, Ahmed l'a tué.
Michael'ın kimliği ifşa olmak üzereydi.
Michael était sur le point d'être démasqué.
O zamanlar çıkan söylentiler Martin Weiner'ın kitap yazdığı ve senin sahteliğini ifşa edeceğiydi.
- La rumeur à l'époque voulait que Martin Weiner était en train d'écrire un livre qui levait le voile sur votre... - votre supercherie.
Yeni bir kıyafet alması seni nasıl ifşa edecek?
Comment est-ce que son costume peut attirer l'attention sur toi?
5 milyon avroyu zimmetine geçirmiş, Christine de onu ifşa mı edecekti?
Il a détourné € 5.000.000 Christine allait en parler?
O halde ben de Flash Thompson kimliğini bütün dünyaya ifşa ederim.
Alors je vais révéler ton identité, Flash Thompson, au monde entier.
Cumartesi, büyük bir ifşa yapıcaklar.
Samedi, Il y aura une grosse explosion.
Kocaman bir sırrı ifşa edip birden fazla kalbi kırdığıma emin olarak.
En exposant un grand secret aujourd'hui qui va obligatoirement briser plus que quelques coeurs.
Agnes Evans... Devlet sırlarını ifşa etmekten seni tutukluyorum.
Agnes Evans, je vous arrête pour violation de la loi sur le secret d'État.
Alaric bizi konseye ifşa etti.
Alaric nous a dénoncé au conseil.
Bayan Hewes, müvekkilimin Bayan Walling'in özel hayatını ifşa etmesinin nedenlerini kanıtlayamaz.
Mme Hewes ne peut prouver que mon client avait des raisons d'exposer la vie personnelle de Mme Walling.
Astraeus mürettebatından herhangi biri bu yapıyı ifşa etmeye kalkarsa onu emekli ederiz.
Si l'un des membre de l'équipage de l'Astraeus menace d'exposer la construction, ils seront retirés.
Fakat bir karakter, yapımızı ifşa etmeye kalkarsa onu emekli ederiz.
Mais, si des sujets venaient à menacer d'exposer la construction ils seraient retirés.
Sadece Doktorun cinayetiyle ilgili şeyleri ifşa edebilme hakkım var.
Si je divulgue quelque chose, c'est que c'est pertinent avec le meurtre.
Yani beni ifşa etmek sadece "Spectator" ı ve seni utandırır.
M'exposer ne ferait qu'embarrasser le Spectator et toi.
Önceki uzmanlık alanını ifşa etmeyeceğine dair söz verdim.
Que tu ne dévoilerais pas son ancienne activité.
İyiliğinin karşılığını ödeyebilmeyi umuyordum ama ama küçük kız arkadaşın Diana'yı ifşa ettiğinde bu planı mahvetti.
Je pensais lui rendre la pareille, mais ta petite amie a gâché mon plan en exposant Diana.
Bütün sırlarımı ifşa etmene karşılık yaz işinden olman.
Un job d'été dans un film contre la révélation de tous mes secrets
Sanat insan doğasını ifşa etmekten başka ne yapmalı ki?
Mais qu'est-ce l'art sinon un révélateur de la nature humaine?
İyi, devam et. Beni ifşa et.
Ok, allez-y, révélez le.
Ama edersen neleri ifşa edeceğini de düşün nelerden vazgeçeceğini.
Mais si vous le faîtes, pensez juste à quoi vous serez exposée et de ce dont vous vous éloignerez
Geçici bir tedbir olması gerekiyordu ama Siobhan bunu öğrenince Andrew'u bunu ifşa etmekle tehdit etti.
C'était censé être temporaire, mais Siobhan l'a découvert et a menacé de dénoncer Andrew.
Beni yanlış anlama, dürüst olmak istemen harika bir şey ama kendini Bridget Kelly olarak ifşa etmen akıllıca bir hareket olmayacak.
Ne vous vexez pas, c'est bien de vouloir être honnête, mais révéler que vous êtes Bridget, c'est pas très malin.
Bana şarap ve pasta ısmarlayabilirsiniz ama yine de istihbarat bilgisini ifşa etmem.
A 20h. Vous pouvez me soûler avec du vin, me nourrir avec des pâtes. Je ne divulguerai quand même pas les renseignements.
Yüzbaşı Hüseyin, ifşa edilmiş beş ajandan Orta Doğu'ya yerleştirilmiş bir MI6 ajanıydı.
LE MI6 EN CRISE Un troisième agent double assassiné
İfşa kısıtlamalarımı anlayıp anlamadığımı soruyorsan...
Me demandez-vous si je comprends les restrictions de divulgation?
Bay Gunderson, federal şerif mevzusunu ifşa ettim.
Je lui ai dit pour les marshalls.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]