Ilkel Çeviri Fransızca
1,337 parallel translation
Biraz ilkel ama kronometresini kullanabiliriz. Bize boylamımızı söyler. - Dün gece 13 taşıyıcı kaçtı.
C'est un peu rudimentaire, mais conjugué au chronomètre cela nous donnera notre longitude.
Bunu ilkel aletlerle yapıyorlar.
Il a des outils primitifs pour cela.
Ne kadar ilkel. Otel nerede?
Rudement primitif, où est l'hôtel?
Asıl problem, ne kadar ilkel olursa olsunlar,
Mais Ie véritable probléme est que tout primitifs qu'iIs sont,
Mintaka III'teki ilkel kültür, Wogneer yaratıkları.
Les gens sur Mintaka III lui doivent tout, les créatures de Wogneer aussi.
Sizin ilkel sözel iletişiminizden çok daha etkindir.
Plus efficace que votre système archaïque de communication vocale.
Uyanık bir mürettebatla, ilkel sözlü iletişimimiz bile... gereksizdir.
Avec un équipage entraîné, pas besoin du moyen de communication archaïque qu'est la parole.
Eski, ilkel kültürleriniz otoriteyle yönetilirdi.
Votre culture archaïque suit le modèle de l'autorité.
ilkel yapay organizma.
Organisme artificiel primitif.
Atılgan'la kıyaslandığında, bizim algılayıcılarımız çok ilkel kalır.
Comparés à ceux de l'Enterprise, nos détecteurs sont plutôt primitifs.
Rekonstrüksiyona gönderiyorum "ilkel" kelimesinde yeni bir isim koysunlar.
Je l'emporte pour l'analyser, les installations du coin ont deux siècles de retard.
Ve hatta, bu dinin büyükannemin masalları kadar ilkel kavramlarıyla bana vaaz vermeye kalkarsa kibarca cevaplayacağım ve sakalımın altından güleceğim.
Et même s'il essaie de me prêcher les conceptions puériles d'une religion aussi enfantine que les contes de ma grand-mêre, je lui répondrai poliment, etje rigolerai dans ma barbe!
Brooklynli ilkel adam beni öldürmeye çalışıyor.
Ce rustre de Brooklyn essaie de m'assassiner.
Seni ilkel herif.
Vous êtes un vrai primate.
Gaston, sen kesinlikle ilkel birisin. Neden, teşekkür ederim, Belle.
– Gaston, tu es totalement primaire.
Aksi takdirde, ilkel günahlara yenik düşecek ve delirecektir.
Mais il succombe plutôt aux tentations primitives de la jungle et devient fou.
Francis şu anda gördüğünüz yerde Martin Sheee'in günahkar, ilkel tafafına doğru oynuyor.
Francis cherchait un moment où on verrait le côté sombre de Martin Sheen, son identité primitive ou...
Senin en dürüst, en ilkel düşüncelerini.
Tes pensées primordiales les plus honnêtes!
Bazen çok ilkel görünüyor.
Ça semble vraiment arriéré parfois.
Kendine ait olmayan tüm dini inançlar, insana ilkel gelir.
Les croyances religieuses semblent arriérées si elles ne sont pas les nôtres.
Elbette ki bu, kültürlü bir Amerikalıya fazlasıyla ilkel gelebilir.
Bien sûr, pour une Américaine sophistiquée, c'est arriéré.
Burası, geri kalmış, ilkel bir ülke.
C'est un pays arriéré et primitif.
Herşey çok ilkel!
C'est tellement arriéré!
Ne kadar nefis bir ilkel!
C'est délicieusement primitif!
... ilkel sürüngen.
... un reptile primordial.
Sizi gidi ilkel ütü kafalılar! Dinleyin!
Écoutez-moi, bande de nazes primitifs.
Senin ilkel zekan metal alaşımları ve bileşimleri ve... böyle moleküler yapıları olan şeyleri...
Tu ne comprendrais pas les alliages et les structures moléculaires.
Basit bir form ve ilkel, fakat kullanışlı.
Un simple bipède. Rustre, mais serviable.
Klingon nöroloji bilim dalını... bu kadar ilkel bir halde bulunca şok geçirdim.
Brièvement. J'étais choquée de voir que la médecine neurologique klingonne est si primitive.
- Burası ilkel bir kültür.
- Une culture primitive m'y retient.
Aşağılayıcı konuşmak istemiyorum, ama gezegenimde bize cinsiyetin ilkel olduğu öğretildi.
Je ne veux pas être impoli, mais on nous apprend que cette division est primitive.
Ama bazen, ilkel bir deneyim için bile... söylenecek pek çok şey vardır.
Mais ces expériences primitives sont parfois intéressantes.
Masamıza hoş geldiniz, ilkel dostlarımız.
Bienvenue à notre table nouveaux amis primitifs.
Çok ilkel bir aygıt.
C'est un appareil primitif.
Dünyalıların ilkel silahları düşünüldüğünde, fazla iyimser bir tahmin.
C'est une estimation optimiste, vu les armements primitifs dont les terriens disposent.
Şu anda Şiddet Salonuna giriyorsunuz... 20. Yüzyılın sonlarında hakim olan ilkel davranışın görsel bir temsili.
Voici le Hall de la Violence, reconstitution du comportement primitif... de la fin du 20e siècle.
Korkarım benim bir ilkel olduğumu düşünecek.
Et si elle me traite de primitif?
Yardım eder misiniz, yoksa bizi ilkel silahlarla tehdit mi edeceksiniz?
Vous allez utiliser vos armes primitives?
Belki o kadar da ilkel değillerdir.
Peut-être pas si primitives.
Düşünüyorum da bu adada olduğumuza göre, burada yapabileceğimiz şeyler var... ilkel şeyler.
Puisqu'on est sur cette île, autant en profiter et faire des choses primitives.
Evet ama anlayabildiğim kadarıyla şu anda yaşadığın şey tüm bu alametler, tüm bu gerilemeler, öngörülerin ve bu astral seyahatle ilgili saçmalıklar aslında baştaki ilkel guruldamalarla birebir benzeyen bir şey. Çünkü evrim henüz tamamlanmadı.
À mon avis, ce que tu ressens, avec toutes ces manifestations de régression, de préconnaissance, et de transmigration de l'âme, n'est que l'équivalent de ce grognement primitif car l'évolution continue.
Volkanlılar ilkel bir cihaz kullanıyorlardı.
Les Vulcains disposaient d'une arme primitive.
Kazanca çok önem verdiklerini kabul ediyorum ayrıca kadınlara yönelik davranışları biraz ilkel.
Je concède qu'ils sont avides de profits et que leur attitude envers les femmes est primitive.
İlkel bataklık bataklık kumu, zehirli atıklar.
La vase primitive- - sables mouvants, vapeurs, déchets toxiques.
İlkel, ha?
Chez les sauvages?
"İlkel anlayışımız olması gerekeni olmalı diye görür."
" La communion première qui fut et sera...
İlkel heriflersiniz hepiniz!
Des sauvages!
İlkel birinden bahsediyoruz burada.
C'était vraiment un primate.
- İlkel mi?
- Primitive?
İlkel ama zararsız.
Primitif mais inoffensif.
İlkel yaşam formunun istasyondan gitmesiyle, graviton seviyeleri normale döndü.
Après la téléportation de la forme de vie embryonnaire, le taux de gravitons est revenu à la normale.