Ilkin Çeviri Fransızca
168 parallel translation
"Sonra Tanrı ilkin deli adamı yok eder".
Ceux détruits par les Dieux perdent d'abord la raison.
Şimdi mi yapsam, yoksa ilkin sınıftaki işimi mi bitirsem dersin?
Je le fais maintenant ou je termine mon cours?
Sevgili Stig, mektubunu okuduğumda ilkin çok üzüldüm.
Cher Stig. J'ai reçu ta lettre et j'ai été très inquiète.
Böyle bir şeyi asla yapmam, Kaptan, fakat şu piliçleri Baron Gruda'ya sattığını gördüğüm için, ilkin onlarla biraz oynaşmanın bir zararı olamayacağını düşündüm.
Comme nous devons les repasser au Baron je pensais que nous pourrions en profiter auparavant.
- Bana kalırsa ilkin oyuncuyu konuşmalıyız.
Parlons d'abord de ce comédien.
Sanırım ilkin bir deneme filmi göstersek iyi olacak.
Nous ferions mieux de faire un tester avec le film.
Şey, ilkin gösteriden ayrılmam gerekecek, sonra New York'a gidip, şu avukatları göreceğim.
D'abord, j'arrête le spectacle, Je vais à New York pour voir ces avocats.
Büyük yardımın dokundu. Böylece ilkin Bayan Miwa işini hallettikten sonra, Ayako meselesine geleceğiz.
Yuriko, il faut nous aider à vite marier Akiko pour qu'Ayako épouse son soupirant.
Buradaydı - sıcak, geniş alanlarda, Afrika da hiç bir yerde olmayan - Nil'in bir adamı, Gösterişin, gizemin ve hayalin adamı, 1880'lerde ilkin Mısır'a sonrada dünyaya meydan okuyarak yükseldi.
C'est ici, dans l'immensité brûlante de l'Afrique, qu'un homme du Nil, clairvoyant, mystérieux et vaniteux, s'est dressé dans les années 1880 pour défier l'Égypte et le monde.
Hadi, ilkin şu yem çuvallarını indirin.
Bon, balancez d'abord les sacs de grain.
Yalnız, ilkin korozyona karşı kırmızıya boyanmalı.
Mais il doit être peint rouge antirouille.
Şey, görüyorsun, yeni bir şey ortaya çıkmış ve, ah, benim ilkin bu küçük şeylerden kurtulmam gerekiyor.
Il y a du nouveau et... je dois d'abord en finir avec quelques petites choses.
Anlarsınız, o resmi ilkin bu sabah gazetede gördüm.
J'ai vu la photo dans le journal dès ce matin.
Seçilmiş olan kızlar, onun önünde ilkin tamamen çıplak kalmak zorundadırlar.
Celles qui sont choisies doivent d'abord se montrer ŕ lui complčtement nues.
Ağabeyim dönmeli ilkin.
Avant moi, ce sera mon frère.
- Biliyorum, onlar ilkin beni alırlar -... sessizlik sukunet değildir, inan bana.
Je le sais parce qu'on m'y a emmenée. Le silence n'est pas le silence, qu'est-ce que tu crois?
Ama kendimize Victoria Haçı Kongre Şeref Madalyası falan filan vermeden size ilkin şunu söylemeliyim :
Mais avant de nous décerner les croix de Victoria, les médailles ïhonneur du Congrès et tout le reste, je dois remarquer que, un : on est du mauvais côté de la rivière.
Çoğu insan ilkin nasıl olduğunu öğrenmeden yapamaz.
Je ne sais pas jouer. Les gens doivent apprendre pour savoir jouer.
Duruma ben el koyuyorum. İlkin herkesin üstünü arayacağım.
"Je vais m'en occuper, en commençant par fouiller tout le monde."
İlkin deneylerimi yalnızca ölü hayvanlar ve sonra üç hafta boyunca çalışır tutabildiğim insan kalbi üstünde yaptım.
J'ai commencé mes expériences sur des animaux, puis sur un c ur humain, que j'ai fait battre trois semaines.
İlkin sağ teki. Sonra sol teki.
D'abord la droite, puis la gauche.
İlkin Mutia kayalığına gidiş Gaboni ülkesinden geçiyor. Gaboniler eğlencelidir.
Primo, on n'arrive à l'Escarpement qu'en passant chez les Gabonis.
İlkin, bu mektup.
Pour commencer, cette lettre.
İlkin Darjeeling'e varmalısın, sonra sizi tepeye getirecek atlı adamlar bulmak zorunda kalacağım.
Vous devrez venir à Darjeeling et je vous trouverai des porteurs pour gravir les montagnes.
İlkin, elim ayağıma dolaştı, ama sonunda durdurmayı becerdim.
Au début, je ne savais que faire, mais j'ai réussi.
İlkin, Şu Noel Baba'yı geri getir!
Récupérez le père Noël.
İlkin çok ağrı vardı, ama sonra ağrı kesici bir hap verdi böylece biraz düzeldim.
Au début, c'était très désagréable, mais j'ai eu un calmant.
İlkin delicesine âşık olmuş sonra bu aşk sevgiye dönmüştü.
Mon amour n'avait fait que grandir.
İlkin, onlardan birer birer kurtulmalıyım.
Tu crois que j'ai ça, tout prêt? D'abord, il faudra que je les liquide un par un.
İlkin, Jojo...
Jojo, d'abord.
- İlkin öyleydim. - Uh-huh.
- Au début, oui.
İlkin annesi evlenmezse, o da evlenmeyecek.
Avant que sa mère ne soit remariée.
İlkin otomatik silahlıları vurun.
On vise d'abord les automatiques.
O zaman beni dinle. İlkin takıntılarından kurtulmak zorundasın.
Alors débarrassez-vous d'abord de votre complexe.
İlkin benim de aklıma bu geldi.
C'est ce que j'ai cru d'abord.
- İlkin beni kaçırdılar.
- Que vous ont-ils fait? Ils m'ont pris à Paris.
- İlkin bir yorgunluklarını atsınlar, değil mi? - Elbette.
Quand elles se seront Rafraîchies.
Yine de, ilkin bu gece operaya gitmeliyim.
Mais avant, je dois aller chercher mon ami Mac Intosh, ce soir à l'Opéra!
İlkin onları görmedim. Ama kamyon çok garip hareket ediyordu ve o şeyler de onu yakalamaya çalışıyordu.
Au début, j'ai rien vu... sauf que le camion roulait bizarrement.
İlkin Shabab'ın yerindeydim.
D'abord cette rencontre à Shabab.
İlkin fark edemedim, ama sonra büyüklüğünün akıllara zarar boyutta olduğuna fark ettim.
Il m'a fallu un certain temps pour comprendre. Un enfant, mais très grand, énorme...
İlkin biri, sonra diğerleri çıktılar.
Il y en a eu un pour commencer, plusieurs autres les jours suivants.
İlkin çok incindim ve aşağılandım.
Ça m'a blessée et humiliée.
- İlkin isim ve adres.
- Nom et adresse pour commencer.
İlkin, Munch çizimin dış hatlarına ;
Munch commence par ajouter des détails familiers à l'arrière-plan :
" İlkin...
" Primo...
İlkin, arz ve talep, alıcı ve üreticinin karşılıklı çıkarlarını sağlayacak düzeyde dengeli olmalı.
On produisait autant qu'on consommait.... à l'avantage réciproque des consommateurs et producteurs.
İlkin bir miktar hava yaratalım birlikte, - Küçük bir kararsızlık, hım?
- D'abord permettez-moi de créer une certaine atmosphère et le suspense.
İlkin kadının şuraları yara aldı :
Les organes suivants de la femme ont été touchés d'abord :
İlkin Sicilyalı kızı gömeceğiz.
D'abord, on enterre la Sicilienne.
İlkin Broadway'e, oradan da ünlü bir gece kulübüne giderler... Sahnedeki hareketli gösterinin aksine...
Ils se rendirent à Broadway, puis, à une boite bien connue... où, malgré la gaieté du spectacle...