Imâ Çeviri Fransızca
93 parallel translation
Kardeşlerinden daha muktedir olan bir adam imâ yoluyla onlara hakaret ediyor.
Plus doué que ses confrères, il les insulte implicitement.
Ne imâ etmeye çalışıyorsun?
Que cherches-tu?
Bir şey mi imâ ediyorsun?
Vous insinuez quelque chose?
Şu anki halimle, yönetme hakkım olmadığını mı imâ ediyorsun?
Tu veux dire que je ne peux régner tel que je suis?
Marx burjuva aileleri imâ etmişti.
Marx voulait dire la famille bourgeoise.
Marx'in neyi imâ ettiğini biliyorum. Kapa çeneni!
Je sais ce que Marx voulait dire.
Schwartz, ona erkekliğe bok sürdürmeyip karizmayı çizdirmeden hemen işe koyulmasını imâ eden bir bakış atmıştı.
Manquement au protocole : il avait sauté le re-re-chiche pour l'acculer impitoyablement.
- Bir hayalet gördüğümü imâ ettiğinizi sanmıştım.
Je croyais que vous vouliez dire que j'avais vu un fantôme.
Bir şey mi imâ ediyorsun Ajan Scully?
Est-ce que tu insinues quelque chose?
Elbette, Hyperion bir şey imâ etmek istemedi.
Hypérion ne voulait rien insinuer.
Ruhunu serbest bırak ve eğer doğanın mucizeleri daha büyük şeyler imâ ederse bunu dene ve kalbini buna aç.
Laissez errer votre âme. Si les miracles de la nature font pressentir quelque chose de plus grand... laissez votre coeur s'ouvrir.
Tam olarak neyi imâ etmeye çalışıyorsun?
Qu'est-ce que tu sous-entends?
Düşündüğüm şeyi imâ ediyorsan bu çok aykırı birşey.
C'est assez étrange ce que tu dis, si tu dis ce que je pense que tu dis.
Genelde imâ yoluyla söyledi.
C'était surtout par insinuation.
Ne imâ ediyorsun?
Vous insinuez quoi?
Ne imâ ediyorsun?
- Arrête! - Trouve une autre excuse.
Ne imâ ediyorsunuz?
Qu'est-ce que vous insinuez?
Stuatit'ın söylediğini imâ etme.
N'impliquez pas Stuart.
Kaç kez imâ ettin ya.
Vous l'insinuez depuis longtemps.
Bir şey imâ etmek istememiştim, ben Angela'ya nasıl idare ettiğini anlayamadığımı söyledim.
Oh, je ne pensais à rien de précis. J'ai juste... j'ai dit à Angela que je ne savais pas comment elle y arrivait... vous savez, à élever Abby en travaillant.
Sen ne imâ ettiğimi sandın?
Que croyais-tu que je voulais dire?
Çünkü bu sömestr yaptığın çalışmalar aksini imâ ediyor.
Ton travail de ce semestre indique autre chose.
Aksini imâ etmek istemedim.
Loin de moi cette idée.
Kırıcı şeyler söyleyemezsin. Hayır. Sadece Maya yüzünden birlikte olduğumuzu imâ etmen çok kırıcı.
Ça fait mal, quand tu dis qu'on est ensemble pour Maya.
Ajan Farrell, eğer size boyun eğersem FBI'da yükselebileceğimi imâ etmeye çalışıyorsanız boşuna uğraşmayın.
Agent Farrell, si c'est le passage où vous allez suggérer que je pourrais monter en grade au Bureau si je collabore un peu avec vous, c'est inutile de vous fatiguer.
Ne imâ etmeye çalışıyorsunuz?
Pourquoi vous demandez ça?
- Gerard'ı mı imâ ediyorsun?
Tu veux parler de Gérard?
Eğer, bunun bir cadı avı olduğunu imâ ediyorsan, buna katılmıyorum.
Ca serait donc une chasse aux sorcières? Je ne suis pas d'accord.
Tam olarak ne imâ ediyorsun?
Que veux-tu dire?
Buradaki birinin Adam'ı öldürdüğünü mü imâ ediyorsunuz?
Quelqu'un, ici, aurait tué Adam?
Bunu imâ ediyor.
Il y a fait allusion.
Sızdıran biri olduğunu mu imâ ediyorsun?
Il y aurait eu une fuite?
- Bir şey mi imâ etmeye çalışıyorsun?
Qu'est-ce que tu veux dire, au juste?
Evet ama kesinlikle bunu imâ ettin.
C'est vrai, mais vous l'avez sous-entendu.
Oleg'i kaçırdığımı mı imâ ediyorsun?
Que j'ai kidnappé Oleg? Vous savez quoi?
- NasıI da imâ edersin?
Comment osez-vous suggérer que nous...
O zaman bu gerçekten Berlusconi, yalnızca imâ söz konusu değil!
Donc c'est vraiment sur Berlusconi, c'est pas juste inspiré!
Demek istediğiniz, benim bununla bir ilgim olduğu, bunu mu imâ ediyorsunuz?
Vous voulez dire que j'ai quelque chose á voir lá-dedans? C'est ça?
Yaptığım yüzünden ömür boyu cezalandırılacağımı imâ eden ifadesini mi?
Celle qui suggère qu'il va me punir pour le restant de mes jours pour ce que je viens de faire?
Benim de şüpheli olabileceğimi imâ ediyorsanız söylemeliyim ki 25 yıl önce kısırlaştırma ameliyâtı oldum.
Si vous sous-entendez que je peux être suspect, sachez que j'ai eu une vasectomie il y a 25 ans.
Sadece cennette bulunabilecek çok tatlı bir tatlıyı imâ etmektedir.
est une expression populaire qui symbolise la facilité, désigne une chose d'une simplicité mortelle.
Ne imâ etmek istiyor?
Qu'est-ce que ça veut dire?
Kurtadamların var olduğunu imâ etmiyorum.
Je dis pas qu'ils existent.
Ben bunu imâ etmek istememiştim.
Ce n'est pas exactement ce que j'essayais de dire.
Ne imâ ediyorsun?
Horatio, tu m'as appelé?
Onun Jack Reese ile ilgili birşey imâ ettiğini duymadım.
Je l'ai jamais entendu parlé de Jack Reese du tout.
İmâ, mutsuz, tahta kuruları, parasız.
- Le pucier, malheureux, fauché.
Nancy dediğin zaman tam olarak neyi imâ ediyorsun?
Quand tu dis Michou, qu'est-ce que t'entends par là?
İmâ etmişti.
Il avait fait des allusions.
İmâ ve varsayımlarla adını kirletmene izin vermem.
Vous ne salirez pas sa réputation avec des sous-entendus et des suppositions.
Onu imâ etmek istemedim bayım.
- Je ne...