Ingiliz Çeviri Fransızca
7,981 parallel translation
İngiliz aksanlı.
Accent anglais.
Bildiğin üzere İngiliz istihbarat tarihinin en büyük birleşmesinin ortasındayız.
Comme vous le savez, on est au coeur d'un bouleversement historique des services secrets britanniques.
İngiliz istihbaratını, karanlık çağlardan aydınlığa çıkaracağız.
On va sortir les services secrets britanniques du moyen-âge, et les amener à la lumière.
Rus, Fransız, İngiliz, İsrailli... Daha devam ediyor.
Russe, Français, Britanniques, Israéliens, vous avez le choix.
Ama İngiliz İstihbarat'ından olduğuna adım gibi eminim.
Mais je suis presque sur qu'elle est un agent britannique.
- Eski İngiliz İstihbarat çalışanı.
C'est un ancien des renseignements Britanniques.
Madem İngiliz İstihbaratı, Sendika'nın varlığından haberdar ne diye CIA'e söylemiyor ki?
Si les renseignements connaissent l'existence du Syndicat, pourquoi ils le disent pas à la CIA?
İngiliz hükümeti bunu ulusal sırları nakletmek için kullanır.
Les Britanniques les utilisent pour transporter des secrets d'Etat.
- İngiliz hükümetini uyarmalıyız. - Evet MI6.
Et bien, on doit avertir le gouvernement Britannique.
İngiliz hükümetini uyarmaktan sorumluyuz.
On avons la responsabilité d'avertir le gouvernement Britannique, et de ne pas jouer avec la vie du Premier Ministre.
Atlee, senin idarecin İngiliz İstihbaratı'ndan.
Atlee, ton chef aux renseignements Britanniques.
Hunt'un Başbakan'ı hedef aldığı konusunu İngiliz Hükümeti ile paylaştın mı?
Le gouvernement Britannique est-il informé que Hunt cible le Ministre?
O İngiliz şarabı.
Il est britannique.
Şimdi İngiliz anahtarını ver.
Passe-moi la clé.
Islıkla çaldığın da İngiliz Havayolları'nın müziği.
Et vous sifflez l'air de British Airways.
İngiliz Havayolları'nın müziği.
Non, c'est British Airways.
İngiliz olan her şeyi severim.
J'adore vos trucs anglais.
Hatta üniversiteyi bile yarıladım. İngiliz edebiyatı okuyorum.
Je fais même des études de littérature anglaise.
Bir gün İngiliz aksanı ile konuşur ertesi gün Güneyli aksanı ile.
Elle prenait l'accent anglais un jour, l'accent du Sud le lendemain.
Fakat şunu bil ki bütün İngiliz erkekleri nonoş değildir.
Mais ce que vous devez savoir, les Anglais ne sont en réalité pas tous queer.
Sanat dünyası haberlerine genel bir bakış atacak olursak Stanley Kubrick, İngiliz asıllı Amerikan yönetmen yeni bilim kurgu filmi A Space Odyssey'i anlatmak için Avrupa kıtasına ender bir ziyarette bulundu.
Et dans notre tour de l'actualité dans le monde des arts, Stanley Kubrick, le réalisateur américain basé au Royaume-Uni s'est rendu exceptionnellement en Europe continentale, afin de parler de son nouveau film de science-fiction, un odyssée de l'espace.
Yoksa o güzelim İngiliz kafanı ezerim.
Ou alors je vais écraser ta sale petite tête de rosbif.
Annen Erica'nın İngiliz aksanı vardı.
Votre mère, Erica... elle avait un accent anglais.
Ah, Tanrım. İngiliz Lynn'e kılıç saplamışlar. with a sword.
Ils ont embroché Lynn l'Anglaise.
İngiliz Özel Kuvvetleri'nde suikastçı.
Assassin forces spéciales britanniques.
Resmen bir İngiliz baş belası.
Je veux dire, il est un vrai dur a cuire anglais.
Bu yılın En İyi İngiliz Kadın Ödülü kazananı... ŞUBAT 2007 BRIT ÖDÜLLERİ... Liam Gallagher'dan çok daha rock'n roll, rakipsiz Amy Winehouse!
Meilleure interprète féminine de l'année, bien plus rock que Liam Gallagher, la seule et unique Amy Winehouse!
Bu sadece İngiliz basını.
C'est la presse britannique.
İngiliz ordusu haşmetli kralım.
Les forces anglaises, je vous en prie.
- İngiliz misin?
Tu es anglais?
İngiliz...
En avant régiment!
Karımın arabası, İngiliz'dir.
C'est la voiture de ma femme, Elle est anglaise.
Eşim İngiliz bir dosta hayır demez.
Ma femme aime rencontrer des Anglais.
Ne kadar da İngiliz.
Du thé? C'est tellement Anglais!
Eşiniz İngiliz olduğunuzu söyledi.
Monsieur a dit que vous étiez Anglaise?
Korkarım yanlış İngiliz'i yakaladın, dostum.
Vous faites fausse route, camarade.
İngiliz toprağı olan tek güvenli yere.
Seul le sol anglais me semble sûr.
İngiliz Yedinci Ordu, İkinci Tümeninin 1945 Haziranındaki tüm alay listesi.
La liste de la 7e armée anglaise, 2e division, juin 1945.
İngiliz'i meşgul et, ben dikkat dağıtacağım.
Occupe-toi de l'Anglais. Je vais faire diversion.
- İngiliz aksanımı nasıl buldun?
Il te plaît, mon accent britannique?
Her şeyi İngiliz işi severdi.
Il aimait tout ce qui était anglais.
14'lü İngiliz anahtarına çarptı.
Il s'est cogné sur une grosse clé anglaise.
İngiliz ve Almanlar hâlâ muhtemel terörist bağlantılarını araştırıyor ama şu ana kadar bir şey bulamadılar.
Les Britanniques et les Allemands cherchent une possible connexion terroriste, mais ils n ´ ont encore rien trouvé.
Bütün İngiliz Güvenlik Teşkilatı ile çalışıyoruz ama kendileri fazla gerilmiş durumdalar.
Nous travaillons avec les services de sécurité britannique. mais ils n ´ ont pas suffisamment de personnel.
Eğer İngiliz Savunma Bakanlığı'nın gizlilik kurallarına aşina iseniz...
Si vous êtiez un peu au courant des normes de confidentialité du ministère de la défense Britannique...
İngiliz vatandaşı Dr. Emil Balan'ın güvenlik durumuyla ilgili neden bilgi elde etmeye çalışıyorsunuz?
Pourquoi posez-vous des questions concernant la sécurité à propos d ´ un résident britannique, le Dr Emil Balan?
İngiliz İçişleri Bakanlığı ile konuştum.
Je viens de parler avec le Secrétaire d'Etat britannique.
Kendisi için bir peri ele geçirip onunla İngiltere'ye dönecek ve İngiliz büyüsünü hak ettiği şekilde geri döndürecekmiş.
Il prévoit de piéger une Fée et de rentrer en Angleterre avec pour y restaurer la magie à sa juste place.
En son muhattap olduğunuz İngiliz büyücüsü kimdi?
Quel était le dernier magicien anglais avec lequel vous avez pactisé?
- Hiçbir İngiliz büyücüsü peri öldürmedi.
- Pas un magicien anglais n'a tué de fée.
Tüm İngiliz büyüsünü onun ellerine verip büyüyü yapmasını emredeceğim.
Je lui confierai toute la magie anglaise et je lui ordonnerai de le faire.