English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Instinct

Instinct Çeviri Fransızca

3,569 parallel translation
Sezgilerime göre, ameliyata girerse ölme riski olacak.
C'est juste... mon instinct me dit que si vous l'opérez, elle pourrait mourir.
Eğitimimi ve senin programlamanı.. bir kenara bırakmalıyız.. ve kuşların içgüdülerini takip etmeliyiz.
Nous devons arrêter de suivre mon entraînement, ou ta programmation, et suivre l'instinct des oiseaux!
Fakat bu yaratıkların içgüdüleri var.
{ \ pos ( 192,220 ) } Mais ces créatures, elles ont leur instinct.
- İçimden bir ses öyle diyor.
- C'est mon instinct.
- Peki bu içindeki sesin savcıya götürebileceğimiz bir kanıtı var mı?
- Okay, est-ce que ton instinct a une preuve qui peux nous l'amener devant un procureur?
Yanında iç güdüleri olan bir hayvan varken kimin haritaya ihtiyacı olur ki?
Pas besoin de carte, on a l'instinct animal.
Charlie'nin Melekleri icin gunluk parami verdim.
Toute une journée de salaire pour voir "Basic instinct".
Byph, içgüdülerin sana o yöne gitmeni söyledi.
Byph, ton instinct t'a indiqué ce chemin.
İçgüdülerini takip etmek zorundasın.
Tu dois suivre ton instinct.
Sizlere, Hayvansal İçgüdüyü sunuyorum.
Je vous présente : "L'instinct animal"
İçgüdülerim bana yanıldığınızı söylüyor. Tetikçinin arabasını gördünüz mü?
Mon instinct me dit que c'est une mauvaise piste.
Gil Thorpe'un ömürlük tecrübesi ve şaşmaz içgüdüleri var.
Thorpe a des années d'expérience et un instinct infaillible.
- Amy bazı zamanlarda, erkekler olarak medeniyet zincirlerimizi kırıp, ilkel ve hayvansı benliklerimizi öne çıkarmamız gerekiyor.
Amy, de temps en temps, les hommes doivent avoir un temps libre des chaînes des civilités et entrer en contact avec notre instinct animal primaire.
Bu defa senin içgüdülerine güveniyorum.
Je me fie à ton instinct cette fois.
İlk iç güdümüz intikam isteğidir. Sevdiklerimiz bizden alındığında harekete geçer.
Notre instinct premier, c'est de vouloir nous venger quand nos êtres chers sont les victimes.
Bunun işe yaraması için, tüm içgüdülerinizi alıp derinlere gömmeniz gerek.
Pour que ça fonctionne, vous allez devoir faire disparaître votre instinct au plus profond de vous-mêmes. - C'est fait.
Koruma içgüdüsü.
L'instinct maternel, ça!
Kendimi dinlemeliydim.
J'aurais dû me fier à mon instinct.
Bence avlama ve toplama gibi bir tür hayvansal dürtüyle hareket etmiyorlar.
Ils ne semblent pas obéir à un instinct animal de chasseurs-cueilleurs.
- Kız haklı. - Bırak da çocuk içgüdülerini dinlesin.
- Laissez-le, et l'instinct.
Bir kadının önsezilerinin ürünü olan pek çok neden.
Pour toutes sortes de raisons qui ne trompent pas l'instinct féminin.
Hayatta kalma işine odaklanıyorum.
J'essaie d'améliorer mon instinct de survie.
Kendi yeteneğiyle kendi kendini eğitti.
Il s'est éduqué purement par instinct.
Bu da beni sana karşı korumacı biri yaptı.
J'ai donc développé un instinct protecteur envers toi.
İç güdülerin beni bırakıp gittiğini söylüyor.
Mon instinct m'a dit que tu allais partir maintenant.
Ve hatta ona güvenmiyordum iç güdülerim onun tarafındaydı.
Je ne lui faisais pas confiance, j'ai trahi mon instinct.
Açık ve net bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyor.
C'est purement de l'instinct de conservation.
Tamamen içgüdüyle alakalı.
Laissez parler votre instinct.
Kusursuz hayatta kalma icgudulerin sayesinde.
Grâce à ton impeccable instinct de survie.
Sicanlar cirkindir ve kimse sevmez... Ama zekidirler ve hayatta kalma icguduleri saglamdir.
Les rats sont laids, personne ne les aime, mais ils sont intelligents, et leur instinct de survie est puissant.
Bazen kalbinin ve hislerinin sana doğru yolu göstermesine izin vermelisin.
Parfois, il faut écouter son coeur et son instinct.
Kalbin ve içgüdün yardımcın olsun.
Que ton coeur et ton instinct te guident.
- İçgüdün mü? Çok duygusalsın.
Tu fais trop confiance à ton instinct.
Kanada'nın yabanında 320 kilometreyi aşmaları için onlara sadece içgüdüleri rehberlik edecekti. "
GUIDÉS PAR LEUR SEUL INSTINCT!
Sezgilerim bana bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyor.
Mon instinct me dit que quelque chose ne va pas.
Ve o şey işte, madam, sizin sezgileriniz.
Et cela, madame, c'est votre instinct.
Ama dürüst olmak gerekirse bok gibi bir içgüdünüz var.
Mais, franchement, vous avez un instinct de merde.
Şey, ondan ilk şüphelenmeye başladığımda elimdeki tek şey içgüdülerimdi.
Vous savez, quand j'ai d'abord commencé à le soupçonner, tout ce que j'avais était l'instinct.
Hayvansal bir içgüdü, anlarsın ya.
C'est l'instinct animal.
Ama erekte olursan dünyevi zevklerine teslim olursan o ufaklığı sakinleştirmek için hoş olmayan şeyler yapabiliyor.
Mais si tu es excité, si tu cèdes à tes instinct de base, ça peut rendre les choses très déplaisantes pour le petit homme en-bas.
İçgüdülerini, doğayı hiç bu kadar hissetmiş miydin?
Avec ton instinct, avec la nature? Cette..
Makineleri insanlar yapar.
"Une machine n'a pas cet indicible instinct humain."
Annesiyle beraber kalması beni hasta ediyor. Ancak sanırım yargıçlar kadınların annelik iç güdüleri olduğunu farz ediyorlar.
Ça me rend malade qu'il vive avec elle, mais les juges font confiance à l'instinct maternel des mères.
Onda Medea'nın annelik iç güdüsü var!
Elle a l'instinct maternel de Médée.
İnsanlar kadınlarda işleri başlatan bir iç güdünün olmasını bekliyorlar. Dişi bir babun gibi.
Les gens pensent que les femmes ont un instinct naturel, comme les femelles babouins.
İçgüdülerine güven, Julia.
Crois en ton instinct, Julia.
Sadece... Dürtülerinle hareket ettin ve en doğrusu buydu.
J'agissais... juste par instinct, et vous avez très bien fait.
Talimatları uyguladım, bende senin gibi sadece varsayımda bulunabilirim.
J'ai suivi les plans mais votre instinct est aussi bon que le mien.
Tebrikler.
Apparemment, votre instinct était bon
Hayatta kalma işin çok fazla.
Et alors, c'est ça, ton instinct de survie?
İçten gelen, güzel bir güdü.
C'est un bon instinct.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]