English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Intrigue

Intrigue Çeviri Fransızca

1,186 parallel translation
Bu Picard beni çok şaşırtıyor.
Il m'intrigue, ce Picard.
Sanki bilmediğim bir hikayede yer alıyormuşum gibi geliyor bana.
Comme si j'avais un rôle à jouer dans une intrigue inconnue.
İşin gereği, kız onun zengin olduğunu düşünmelidir.
Pour l'intrigue, il faut qu'elle le croit riche C'est tout
Beni rahatsız ediyor.
Ca m'intrigue.
Anlayamadığım bir şey var.
Une chose qui m'intrigue.
Bir şaheserdi.
L'intrigue n'était pas bonne.
- Ve de bir gerilim, hepsi bir arada.
C'en est un? - En même temps. Quelle est l'intrigue?
Harcadığımızı kim söyledi?
Avec cette intrigue. - Le gâcher? Pourquoi donc?
Çok da iyi bir fikir.
Une bonne intrigue.
Hikaye nedir?
Alors, l'intrigue?
Sıcak bir öykü. Ama o saçmalık nedir, yıldızlar yokmuş?
L'intrigue est en béton, mais ce baratin de "pas de stars"?
Ölmek üzere olduğun için sana öyküyü anlatacağım.
Comme vous allez mourir, je raconterai l'intrigue.
Olay müzikte, hikayede değil, Mösyö...?
L'important, c'est la musique, pas l'intrigue, monsieur...
24 saatte oluşturulan yeni bir teori var. Voyles'i epey ilgilendirmiş.
Une théorie qui a émergé depuis peu et qui intrigue le directeur du FBI.
Sizi sıkmak istemem ama merak ettim.
Pardonnez-moi, mais cela m'intrigue.
Karakter ve fikir.
Le personnage, l'intrigue.
" Olayın örgüsü, karakterdir.
"L'intrigue est le personnage"
Yani, Mr. Whistler'in hareketinden bir olay örgüsü oluşturduk.
Bâtissons l'intrigue à partir de ses actes :
- Şansın dönmüş gibi görünüyor bebeğim.
J'ai enfin compris l'intrigue de The Young and the Restless.
Filmlerdeki senaryoya bir türlü aklım el vermiyor.
Au cinéma, j'ai toujours du mal à suivre l'intrigue.
Merak ettiğim şey güvenlik bağlantısı.
C'est cette jonction de sécurité qui m'intrigue.
Sevgili ev sahibim, senin hakkında ilgi çekici bulduğum şey ne, biliyor musun?
Vous savez ce qui m'intrigue chez vous, mon bon hôte?
Bir tane garip şey vardı.
Quelque chose m'intrigue.
Teğmen, bir şeyi merak ediyorum.
Lieutenant, une chose m'intrigue.
Bir şeyi merak ediyorum, Johnny.
Une chose m'intrigue, Johnny.
Beş dolarlık sütlü buzun nasıl bir tadı olduğunu öğrenmek istiyorum.
Un milk-shake à $ 5, ça m'intrigue.
Bunun gibi merak uyandıran bir şeyi unutmaya çalışmak boşuna uğraş olur.
Impossible de plus y penser, ça m'intrigue trop.
Tüm bu suç olayında ki kafamı karıştıran tam olarak gereksinimi.
Ce qui m'intrigue, c'est l'absence totale de mobile.
Bu Bay Sherlock Holmes, benim ilgimi çekti.
Ce Sherlock Holmes m'intrigue.
- Merak ettiğim bir şey var.
- Une chose m'intrigue.
Ben de sizin kadar merak ediyorum.
Cela m'intrigue autant que vous.
Sadece çok ilgimi çekiyor.
Il m'intrigue.
Ayrıca melodiler de temayı ilerletecek ve karakterleri açığa çıkaracak şekilde tasarlanmıştı.
Les parties chantées sont conçues pour faire avancer l'intrigue et révéler les personnages. Elles expriment le flux et le reflux des émotions personnelles.
Bu bayların da dediği gibi politika her yerde.
C'est là, messieurs, que l'intrigue se complique...
Çok ilgini çekti.
Ça vous intrigue.
- Küçük bir ofis entrikası.
Une intrigue de bureau. - Oui.
- Karmaşık?
Je vous intrigue?
" Huzur'" isimli film belki de çok heyecan verici bir kurgusu olmayan bir öykü.
Le Calme est une fiction avec une intrigue.
Şaşırdım.
Ça m'a intrigué.
Soru şu ki Bayan Schlegel'ın zaman içinde annemle arkadaş olmaya çalışıp çalışmadığı...
Le tout est de savoir... si cette Mlle Schlegel a intrigué pour gagner maman.
Korkuyu ortaya çıkarmak, her zaman ilgimi çekmiştir.
La terreur m'a toujours intrigué.
Sizi sıradan bir adamın edeceği gibi merak ediyorum.
Je suis autant intrigué que n'importe qui.
Merak ediyorsun değil mi?
Vous étiez intrigué, n'est-ce pas?
Tam olarak meraklı diyemem bu duruma.
Intrigué n'est pas exactement le terme qui convient.
Ama kabul etmeliyim, beni hayrete düşürdünüz.
Mais je dois admettre que vous m'avez intrigué.
Anlaşılan, hiç gerçek bir çocuk tanımıyorsun.
Ça m'intrigue
Olayın kurgusu genişliyor.
Ainsi se tisse l'intrigue
İlgimi çeken bir şey,
Quelque chose m'intrigue.
Olay örgüsünden ziyade, Murnau tasavvurlar vermiş zihni genişletmeye çalışmıştı.
Plutôt qu'une intrigue, Murnau propose des visions, un paysage mental.
Çok hoşuma gitti. Büyülendim.
Je suis intrigué, fasciné.
Size bir fikir vereyim Cyclone'daki tipe bir daha bakın.
- Intrigué. Regardez "Cyclone". Ça vous aidera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]